Fiyat artışları için merkezi yönetim çareler aramakta. Bunun için de öncelikle ucuz hammadde teminine, devamında vatandaşına ucuz gıda tüketimine ulaşma çabası ile yeni politikalar üretme peşindedir. Bu sebeple de elinin altında ki kurumlarla projesini gerçekleştirmeye çalışmaktadır. Bunda bir sakınca yoktur ve elinin altında önemli bir teşkilat olan Tarım Krediye el atmış bulunmaktadır.
Tarım Kredi köklü bir çiftçi kuruluşunun merkez birliğidir. Bu merkez bağlı onlarca bölge müdürlüğü vardır. Yönetim üyeler arasından seçimle oluşur.
Gıda, sigorta, bireysel emeklilik, hayvancılık, gübre, yem, tohum, sera ve sulama sistemleri, lojistik, lisanslı depoculuk ve bilişim sektörlerinde 19 iştirak üretimi ile hizmet vermektedir.
1963 de resmen faaliyetine başlayan bu teşkilat geçmiş zamanlarda oldukça sıkıntılı dönemlerden geçti; maddi sıkıntılara düştü, seçim ve yönetim krizleri yaşadı. 2005 yılında çıkarılan bir yasa ile tamamen özerkleştirildi.
Kısaca, Tarım Kredi Kooperatifleri 17 Bölge Birliği, 1615 birim kooperatifi, 200 hizmet bürosu, , 7200 üzerinde personeli ile 800 bin çiftçi ortağına hizmetlerini sunmaktadır.
Burası tamam. Konumuz, tarım sektöründe tarladan-mutfağa kadar geçen üretim, pazarlama ve tüketim ağında oluşan fahiş fiyatları önlemek ve tüketiciye daha ucuz ve kaliteli gıda sunmak üzere birtakım tedbirlerin alınması çabası ile hareket edilmektedir. Bir hükümetin enflasyonu durdurmada ve vatandaşına daha kaliteli gıda sunmasında ki çabası tüketiciler tarafından yadırganamaz. Daha önceden de yazdım konu hem çiftçi hem de tüketici tarafından memnuniyet verici olmalıdır. Konu, bu çabanın nasıl ve hangi usullerle yapılacağıdır. Konuyu şöyle özetleyebiliriz.
1. öncelikle son günlerde sebze-meyvede ki fiyat artışları gereğinden fazla abartılmaktadır. Yaş sebze ve meyve fiyatları üretime göre artış veya azalış göstermekte ki yok senesinin fiyatları ile var senesi fiyatları piyasayı her zaman yanıltır. Öte yandan yaş sebze-meyve (tarladan-pazara) oldukça fazla fire verir ve işin içine nakliye de girince fiyat artar. Öte yandan;
2. alınan kararlar ancak sözleşmeli tarımla yapılır, bunun için de yeni modellemeler üzerinde çalışılmalıdır. Ancak Tarım Krediye üye olan çiftçi adedi sadece 800 bin dir. Bu da yeter ancak üretici ortalaması oldukça küçük-parçalı ve 3/4 sulamadan mahrum araziler ile nasıl yapılır sorulmalıdır.
3. Tarım Kredi nede olsa bir üretici kooperatiftir ve kamu gibi çalışır. Buna rağmen son yıllarda tarihinin en başarılı dönemlerini geçirmektedir. Bu teşkilata gücünün üstünde yük yüklemek başarı konusuna gölge düşürebilir, büyük bir pazara sahip olması bazı çıkarcıları devreye sokabilir.
4.Ziraat Bankası gibi üreticiye hitap eden kurumların da sektör çeşitlendirilmesi için devreye alınması esas olmalıdır ki, rekabette kalite; bu da üretim/alım garantisini getirsin.
5. hammadde üretiminde sözleşmeli model garantililiği yanında üretim-nakliye-tüketim gücünün ve verimliliğin dağılmaması için üretim modellemeleri geniş alanlarda yapılmalıdır. Ortalaması 6-7 ha, bunun da 1/5 i sulanan alanlarda ne kadar ürün çeşitlendirilmelerine gidilir, iyi analiz edilmelidir.
6.bunun için sulama suyu ve diğer girdilerin ekonomik hale getirilmeli, doğru üretim modelleme için de tarım havzaları, ”su arzı-üretim” potansiyeline göre yapılandırılmalı; yani tarım havzaları ile su havzalarının çakışması esas tutulmalı, buna göre havzalar yeniden yorumlanmalıdır.
7. modellemede esas bir şekilde üretimde kullanılmayan toprakların da üretime dâhil edilmeli, tüm sisteme (modellemeye) dâhil olanlara yüksek desteklemeler verilmelidir.
Sonuç olarak konu aceleye getirilmemeli, işin mutfağı olan üreticiler de dinlenmeli ve doğru modellemelerle verimli sonuçlar için çaba sarf edilmelidir.
Herşey Ülkem, üretim ve üretici için sağlıklı ve verimli olsun dilerim.