Türkiye İstatistik Kurumu şubat ayı işgücü istatistiklerini yayımladı. Şubat dönemi işgücü istatistikleri 2017 yılının ilk 13 haftasını içine alan “ocak-şubat-mart” dönemindeki istihdam tablosunu yansıtıyor.
Yıllık gelişmeler önemlidir; ama aylık gelişmeler, istihdamdaki eğilimi sergiler. 2017 yılında ocaktan şubata 1 aylık dönemde istihdamda önemli değişimler oldu. Şubattan şubata yıllık gelişmede iş arayanların tamamının iş bulamamasına karşılık 2017 yılı ocaktan şubata işsizlik sayısında gerileme dikkati çekiyor
Hızlı nüfus artışına ayda 200 bin kişinin iş aramasına, ekonomideki yavaşlamaya rağmen, şubat ayında iş arayanlara eklenen 200 bin kişiye karşılık 285 bin kişiye istihdam imkanı sağlanması olumlu bir gelişmedir. İstihdamın yapısı, istihdamın dağılımı da önemlidir.
Türkiye'de işsizlik oranının nasıl seyrettiği de bilinen bir gerçektir. Tarım ve hizmetler sektöründeki istihdamın devreye girmesiyle yaz aylarına doğru işsizlikte dip oranlar görülür, bu istihdamın devreden çıkması ya da çok azalmasıyla da kış aylarında işsizlik zirve yapar. Bu, hemen hemen tüm yıllarda böyle olagelmiştir.
Bugün geldiğimiz noktada geçen yıla oranladığımızda yine işsizlikte artış var. İstihdam seferberliğinin de çok etkili olamadığını görüyoruz.
İstihdamda en önemli sorun genç işsizlerin sayılarının giderek artması. Genç işsizlik oranı geçen yıl yüzde 18.6 iken bu şubat ayında 23.3’e tırmandı. Her ay istihdam rakamlarını “indi-bindi” gözü ile değerlendirirsek, istihdam sorununu çözemeyiz.
Değiştiremeyeceğimiz gerçek hızlı nüfus artışı. Hızlı nüfus artışını frenleyemeyeceğiz. Her ay 200 bin, yılda en az 1 milyon kadın ve erkeğe iş bulmaya mecburuz. Bunu yapabilirsek işsizlik azalmayacak ama artmayacak da. Bütün bunlar tarım ve sanayide üretim artışını zorunlu kılıyor. Üretimi artırmadan insanlara iş imkanı sağlamamız imkansız.
Yaz aylarında turizmde yaşanan gelişmelerde istihdama katkı sağlayacaktır. Son dönemde turizmde yaşanan gelişmelerde ortada… Her ne kadar gelir azaldı diye üzerinde durulsa da turizm giderleri de azaldı.
Özellikle tarımsal alanların, tarımsal çeşitlilikle değerlendirilerek daha çok üretim, daha çok çalışma alanları oluşturulmalı. Bu durum tabi ki sanayide gerçekleştirilecek üretim için de aynı yoldan geçiyor.
Nüfusu azaltamayacağımıza göre, istihdam için seferberlik başlatmak yerine üretim bantlarının daha hızlı dönmesi, üretilen ürünlere daha geniş bir pazar oluşması ve sistemde çalışan sayının artması istihdam rakamlarını değiştirecek.