Tarımsal yapıda dönüşüme duyulan ihtiyaç işletme yapımızın bozukluğundan kaynaklanmaktadır. Aksi, bu zamana kadar olduğu gibi bundan sonra da zirai tüm meselelerin devam etmesi demektir.
Bunun için yapılması gerekenler: tarım arazilerinde kedimden gelen miras-mülkiyet (hisse dağılımı) meselelerinin yasal düzenlemelerle hal yoluna gidecek bir yapı oluşturularak üretim dışı kalan tüm arazilerin üretime kazandırılmasına çalışılmalıdır.
İleri safhalarda işletme yapımızın düzeltilmesine yönelik yapılacak ilk iş gelişmiş ülkelerde olduğu gibi “üretim toplulaştırılması” kapsamında bir köy bir işletme veya havza yönetimi modellemelerine geçilmedir. Bunun gerçekleştirilmesi için yörelere göre işletme yapıları dikkate alınarak modellemeler için eğitim ve örnek uygulamalarla çiftçiler ikna edilmelidir. Böylece kırsal yaşanabilir bir konuma getirilmeli, bunun için sivil toplumdan da destek aldığımız bilinmelidir. Bu uygulamanın temel amaçlarından birinin de suyu kontrol etmek olduğudur.
Kendi kendine yeterliliğin sağlanmamış ürünlerde, mevcut durumun sürdürülmesinin yanısıra, daha iyi ve verimli üretim ve/veya stratejilerin geliştirilmeli bunun için uluslararası, ulusal ve bölgesel temelli politikalar geliştirilmelidir. Dünyada tek bir misyon ülkesi olan Türkiye’de kendi kendine yeterliliğin sağlanmadığı ürünlerde alt sektörlere öncelik verilerek, üretim, pazarlama ve tüketim alt yapılarının iyileştirilmesine yönelik politikalar uygulanmalı.
Zirai potansiyelin harekete geçirilmesine yönelik sektörde yer alan tüm paydaşların (Bakanlık, özel sektör, üniversiteler, kooperatifler, sivil toplum kuruluşları vb.) katılımıyla oluşturulacak mekanizmalar sayesinde daha hızlı, güncel ve bütünsel politika amaçları oluşturularak, uygun araçlar ile bu amaçların gerçekleştirilebilmesinin yolları aranmalı.
Bakanlığın mevcut hali yapısal olarak korunmalı, ancak illerde bakanlık temsilcilerinin kurumsal işbirliği kolaylaşmalı, en kısa zamanda da tarımsal verilerin nicelik ve niteliklerinin net olarak belirlenmesi için kurumsal işbirliği ile tarım sayımına gidilmeli.
Atıl tarım arazilerinin tarıma kazandırılması amacıyla (orman altı hayvan otlatmalarına, mantar yetiştiriciliğine, mera alanlarında arıcılık faaliyetleri vb.) izin verilmeli.
Bakanlığın mevcut yapısının korunarak, Tarım Satış Kooperatifleri, Türkşeker vb. kurumlar da Bakanlığa bağlanarak, Bakanlık etkin ve yönetilebilir bir yapıya kavuşturulmalıdır.
Gereksiz alet-makine alımlarına bağlı olarak farklı kaynaklardan alınan krediler ve çiftçi borçlanmaları için ÇKDK (Çiftçi Kredilerini Düzenleme Kurumu) ihdas edilmeli, bu Kurum üyeleri Devlet ve sivil toplumdan oluşmalı. Çiftçi borçlanmaları ve kredi kullandırılmalarına kurum onay vermeli, mevcut borçlandırmaları organize etmeli. Bu kurum aynı zamanda destekli-desteksiz yapılan ahır ve diğer yapıların işletilmesini sağlamalıdır.
Herhangi bir sebeple boş bırakılan, üretim dışı (nadas, göç veya diğer) 6 milyon Ha kadar arazinin üretime kazandırılması için alınan tedbirler hızlandırılmalı. Özellikle kuraklık nedeniyle boş bırakılan arazilerde ihtiyaç olan ve kuraklıkta yetişebilen yem (dallıdarı, enerji çimi vb.) ve endüstri bitkileri (aspir, ketencik vb.) yetiştirilmeli; kekik ve kenevir gibi çok yönlü bitkilerin üretimine hız verilmeli.
En büyük temennimiz ise tarımda hizmet veren tüm kesimlerin (çiftçi, bilim adamı, araştırıcı, teknik eleman, yardımcı hizmetler, alıcı, işleyici, satıcı vb.) en zor ve en hayırlı işi yaptığı anlayışıyla gerek resmi, gerekse de kamuoyu nezdinde hak ettiği itibar görmelidir.
Ülkemin tarımsal potansiyeli doğru ve verimli politikalarla kullanmamız için kaybedecek zamanı yok. Tüm sorumlular (üretici, devlet, bilim, sivil toplum) bu şuurla hareket etmeli ve sonuca varmalıdır.
Felaketlerden kurtulmamız temennisi, sağlık ve huzur dileklerimle; kalın sağlıcakla.