Bugün çok daha mutlu, huzurlu ve heyecanlıyız.
Neden mi?
Evet, belki sizlere hissettirmemeye çalıştık.
Evet, belki binlerce kilometre şehirden uzak ta olsak gönlümüz Konya’da ve sizlerle idi.
Evet 10 gündür Türkiye’de değildik.
Sırası ile kısa bir Almanya, Belçika, Hollanda, Fransa ve İsviçre turu yaptık. Burada neler yaptığımızı yarından itibaren farklı sütunlarda sizlerle paylaşmaya çalışacağız.
Ancak dediğimiz gibi oralarda yağmur altında güneş altında kendi açımızdan farklı bir çalışma yaparken günlük yerel yazılarımıza devam ettik. Haber merkezimize takviye yapmaya çalıştık, tek kelime ile Konya’dan ve okurlarımızdan kopmamanın gayretini verdik.
Bu hava değişimi bizi etkiledi. Çünkü biz buralarda çok şanslıyız. Hiç değilse Konya’da rahat ve huzurluyuz. Avrupalı terör paniği ile titriyor(!)
Biz bu gelgitler arasında küçük küçük “kısa atlamalarda” da bulunmuşuz.
Çünkü teknolojinin sayesinde nerede olursak olalım sizlerle birlikte idik.
Sizler de bin kere var olun hep bize ulaştınız. Bizi o gurbet ellerde yalnız bırakmadınız.
Pazartesi günkü köşe yazımızda ve gazetemizin manşetinde yer alan Meram’ın tarihi “Tatar Eyüp’ün Bahçesini”, Meram’ın o meşhur aile çay bahçesinin perişan halini Haber Merkezimiz ile dile getirirken bir ayrıntıyı gözden kaçırmışız. Çünkü bizler o detayı biliyorduk ancak her okurumuzun bu ince çizgiyi bilemeyeceğini dedik ya “atlamışız.”
En son pazartesi gecesi Türkiye gümrüğünde iken Meram Belediye Başkanımız Sayın Fatma Toru Hanımefendi aradı. Önce kibarca konuya gösterdiğimiz hassasiyetten dolayı teşekkür ettikten sonra tek kelime ile de “Ama Uğur abi burası Büyükşehir’in Meram’ın değil” diye hatırlattı.
O anda hani konuşurken deriz ya “beynimizden bir kazan kaynar su döküldü” işte aynen böyle bir şey oldu. Biz ülkemize kavuşmanın tatlı mutluluğunu yaşarken bizim için “küçük” gibi görünen, ancak bilmeyen vatandaş için yeni malzeme konusu olabilecek “çok büyük” bir detayı yazmayı unuttuğumuzu fark ettik.
……..
O zaman bugün pazartesi yazımıza şöyle devam edelim ve izninizle konuyu bilmeyen okurlarımızı ve kamuoyunu eksik kalan yerden bilgilendirelim.
Meram adına bugün için garip bırakılmış, atıl şekilde köşede unutulmuş bu şehir insanı için tarihi olan alan Büyükşehir Belediyesi’ne aittir.
Burası için acil karar vermesi gereken en başta Başkan Tahir Akyürek ve ekibidir.
Evet Sayın Başkanım havalar ısındı ve Meram yine her kesim tarafından konuşulmaya başlandı. Sizin parmağınızı bir şıklatmanız yeter. Hadi şehir için tarihi bir yıl olması münasebeti ile burayı yeniden şehrin yeni bir penceresi yapıverelim.
Biz size inanıyor ve güveniyoruz.
HIZLI TRENİMİZİ KARA TREN YAPMAYIN!!!
Allah’a şükürler olsun ki yazdığımız her kelimenin arkasındayız. Bunlar genelde şehrin menfaatleri için olur. Arada bir şehir ve şehrin insanları üzen, dertlendiren, sıkıntılı konuları da yetkili etkili büyüklerimizi kırmadan kibarca dile getiririz.
Evet bizde çaresiz bir insanız.
Ama bizim hata yapma riskimiz en az olmalıdır.
Değilse vallahi bizi bu sokaklarda gezdirmezler.
İlk günden bu yana diyoruz. Şu hızlı trene vesile olan Sayın Cumhurbaşkanımızdan, işin takipçisi olan Başbakanımıza, partili partisiz tüm beyinlerden çalışan işçilerimize kadar Allah kendilerinden bin kere razı olsun.
7 yıl her hafta Ankara’ya gidip gelen bir insan olarak bu trenin kıymetini en iyi bilenlerdenim. Bu kadar hayırlı ve dualı bir işe alıştıktan sonra biz insanoğlu artık en küçük bir sıkıntıya katlanamayız. Çünkü dedik ya insanoğluyuz.
Satırlarımıza başlarken Zürih’te de olsak gözümüz kulağımız Konya’daydı, Brüksel’de de demiştik ya.
İşte size bir örnek.
Mesela rahmetli Özal döneminde bu şehir için kafa patlatıp, ayakkabı eskiten değerli büyüklerimizden birisi olan Ali Kemal Başaran abimiz sosyal medyada şöyle bir metin paylaşıyordu.
“Siz isterseniz bu iş olur hem de muhteşem olur.
Hızlı tren ile saat 15.30’da başlayan Ankara-Konya arası yolculuğumuz Polatlı'yı geçtikten sonra elektrik kesilmesi sonucu kesintiye uğradı. Yolda yarım saattir bekliyoruz.
Elektrik Mühendisleri genel kurulundan geliyoruz ama bu 3 gün içerisinde elektrik enerjisinin öneminden hiç bahsetmedik.
Elektrik enerjisi insan yaşamının olmazsa olmazı havadan sudan daha önemli hale geldiğini bir kez daha yaşadık.
Suyumuzu, havamızı elektrikle istediğimiz yere taşıyoruz.
Enerjinin üretimi, iletimi, dağıtımının başında olan kişilerin planlamada ve işletmede hata yapmamaları gerekir.
Elektrik enerjisinin kesintileri, yeterli miktarda üretilememesi, vatandaşlarımızın hizmetine zamanında kesintisiz verilememesi durumunda o ülkede krizleri de beraber getirdiğini hep gördük yaşadık.
İsterseniz 350 km hızla giden trenleriniz olsun elektrik enerjisini tüketiciye zamanında yeterli, kaliteli, ucuz veremez iseniz çağdaş ülke seviyesine eriştiğimizi söylemek büyük yalandan ibarettir.
Hızlı Tren
Hızlı tren rayları
Çeliktenmiş çelikten
Elektrik kesildi
Oldu mu kara tren?”…
………….
Yüksek hızlı tren ile böylesi bir konfora ve rahata alışan biz elektrikler kesildi diye trende eli kolu bağlanıp beklerseniz böyle dile gelirsiniz. Konya’da bugünkü güzel tramvaylarımızdan sonra Amsterdam’ın, Köln’ün tramvayları bize nasıl eski geliyorsa bu iş böyledir. Böyle geldi böyle gidecektir.
Çünkü Türkiye bugün bir dönem gıpta edilen, rüyalarımıza giren Avrupa’nın önünde koşar adım giderken bir elektrik kesintisi çok şeyi alır gider. Çünkü biz çaresiz insanoğluyuz.
GÜNÜN OKKALI SÖZÜ
Bir saatlik canlı ve ateşli bir çalışma, hülya içinde geçen yıllardan daha faydalıdır.
NE ZAMAN ADAM OLURUZ?
Beşyol’daki Numune Hastanesi bölgesinde polise, trafik levhalarına rağmen ısrarla yasak ve uygunsuz park yapacağız diye ısrarcı olmadığımız zaman daha iyi ADAM oluruz.