Çok konuştuğumuz bir tespiti, kayda geçirelim. 7 Haziran seçimleri öncesinde HDP’li siyasetçiler ısrarla baraj stratejisi üzerinde durdular. “Bizler Meclise” diye de bir slogan belirlemişlerdi ve her şey tek başına AK Parti iktidarını yıkmak için kurgulanmıştı sanki.
Her ortamda 9,9’dayız. Bir omuz da siz verin dediler. Başarılı oldular da! Özellikle CHP seçmeni bu gaza çok iyi geldi. HDP’nin 7 Haziran öncesi seçim çalışmalarındaki profesyonelliği ilkin yadırgadık. Ancak Emekli General Adnan Tanrıverdi’nin aşağıya aldığım iddialarını okuyunca her şey tam olarak yerli yerine oturdu.
"HDP'nin tüm seçim stratejisini Obama'nın kampanyasını yürütmüş olan Benenson Strategy Grup yürütüyor... Benenson Strategy Group'un iki temsilcisi medya temsilcileri ile çok ilginç bir yerde çok ilginç bir toplantı gerçekleştirdi. Toplantının yeri Bebek'te ABD İstanbul Başkonsolosluğuna ait bir yerleşkeydi. Ev sahipleri ise Benenson Strategy Group temsilcileriydi. Kendisi toplantı sırasında yerleşkede olmasına rağmen toplantıya ABD Başkonsolosu iştirak etmedi. Toplantıya Hürriyet, Radikal, CNN Türk, Zaman, Bugün, Sözcü ve Cumhuriyet'ten birer temsilci katıldı. Toplantının tek konusu: Erdoğan ve Davutoğlu'nun olmadığı bir Türkiye için HDP projesinin propaganda ayağının stratejisiydi. Benenson Strategy Group'un temsilcisi: PKK'nın vereceği karardan sonra PKK hakkında nötr, HDP hakkında lehte daha fazla haber yapalım. HDP Strateji Grubu'ndaki Benenson Strategy Group'un temsilcisi olan kadın şu cümleyi toplantıda kullandı: " Bir yalanı sürekli tekrarlayarak ve inanarak söylersen o yalana herkes inanır." Strateji Grubu'nun diğer önemli bir planı Gülen ve Doğan medyasında sürekli HDP ve PKK ayrı yapılardır haberleri çıkarmak. Hatta Strateji Grubu, PKK ve HDP arasında yapay bir kavga da çıkartacak. PKK doğu ve güneydoğu'da HDP'ye silah zoruyla oy toplarken medya üzerinden kavga edecekler. Bazı HDP'li yöneticilerin PKK tarafından darp edilmesi, silah ile yaralanması hatta öldürülmesi dahi gündem edildi.”
7 Haziran öncesi bunları yaşadık değil mi? Her rol büyük bir ustalıkla oynandı. Kürtlere özgüven kazandırıldı. Bugün belki böyle bir plan uygulanamıyor. Ama kazandırılan özgüven artık bu baraj meselesinin çok da önemli olmadığının altını çiziyor.
Hatırlayın SP-BBP ittifakının seçim stratejisi bile profesyonel ellerden çıkmış gibiydi. Tüm seçim çalışmaları görselleri, sloganları hep ustacaydı. Bugün öyle mi?
Bugün neredeyse tüm anketler AK Parti’yi 39-43 bandında gösteriyor. Son hafta içerisinde yapılan tüm şirketlere ait anketleri detaylıca inceledik.
Sürpriz bekliyor muyuz? Evet. Bir partinin baraj altında kalması veya iki küçük partinin 10-12 bandında seyretmeleri sürpriz olmayacak. Bu durum iki büyük partiye yarayacak. Peki, vekil yeter sayısını almak bu durumda mümkün olacak mı? Anketlerdeki verilere göre rahatlıkla mümkün olacak.
Çoğu yazar, “yeni dönemde de koalisyon kaçınılmaz. Bu yüzden liderler birbirlerini kıracak sözlerden kaçınıyorlar.” diyor
Hatta Cumhurbaşkanımızın “kuzu kuzu gelecekler” cümlesini de koalisyon ihtimali kesinleşti şeklinde okuyanlar var.
Öyle ya tek başına iktidar olsa Cumhurbaşkanı neden “kuzu kuzu (saray’a) gelecekler” desin?
Çok gerilen ülkeyi yumuşatma senaryosu diyorlar buna. AK Parti – CHP Koalisyonunda yeni dengelerin oluşacağını ve ülkenin rahatlayacağını söylüyorlar.
Bugün hiçbir şey 7 Haziran öncesine benzemiyor oysa. Köşelerinden siyaseti dizayn etmeye çalışanların atladıkları nokta bu…