Yolda yürürken yerde bir taş görürseniz, o taşı kenara itelemek Müslümanın alametlerindendir.
Müslüman, gördüğü herhangi bir olumsuzluğa gücü yettiği ölçüde müdahil olmalıdır.
Peygamberimiz şöyle buyurur: “Sizden herhangi biriniz bir kِötülük gِördüğünde onu eliyle değiştirsin. Eğer buna güç yetiremezse diliyle değiştirsin. Buna da güç yetiremezse kalbiyle (buğz etsin). Bu ise imanın en zayıf mertebesidir.”
“Nemelazım” demek Müslümanın tavrı değildir.
Müslüman her adımını hesaplı atmalıdır.
Mesela aracını park ederken diğer insanların çıkabileceğini hesap etmelidir.
Üç araçlık yere sere serpe girerek otoparkı mundar etmeye hakkı yoktur.
Ola ki, zorunlu olarak bir yere park etmişseniz, aracınızın camına bir not iliştirerek size ulaşılacak telefon numarasını yazabilirsiniz.
Bu konunun zorunluluk olarak önümüze çıkmasını beklemeden, gönül dünyamızda çözmüş olsak ne kadar güzel olurdu.
İnsanlara bir zararımız dokunmasın.
Bizim bir eksiğimiz veya yanlışımızdan dolayı diğer insanlar üzülmesin.
Şehrin hemen her yerine yerleştirilen mobesa kameralardan çekindiğimiz kadar Allah’ın kameralarından ders alsak, inanın dünyamız çok daha güzel olurdu.
Allah’ın kameraları hiç arıza yapmıyor. Elektrik kesintisi de kameraları etkilemiyor. Kötü niyetli bir el Allah’ın kameralarının kayıtlarını silemiyor.
Bir de o kadar çok ki, kameraların göremediği ölü noktalar da yok.
Yapacağınız her iyi şeyi de, kötü şeyi de anında kayıt altına alıyor.
İleride bir zaman, mesela ahirette “ben o işi yapmadım” deme şansınız da yok.
Muhteremler !
Bütün bunları biliyor da, hâlâ yanlış yapıyorsanız ya çok cesursunuz, ya da ahiretteki hesap gününe (tam olarak) inanmıyorsunuz.
Arkama park etmiş olan muhteremi tam 1 saattir bekliyorum.
Ne zaman geleceği de belli değil.
Camına bir telefon numarası yazsaydı acil işim olduğunu anlatırdım.
Bakalım geldiğinde benden helallik isteyecek mi?
Sanmıyorum.
Bu kadar hassas olsaydı zaten beni otoparka hapsetmezdi.