Evde kalın, güvende kalın, hayatınızı evinize sığdırın demekten dillerinde tüy bitti Sağlık Bakanının, Bilim Kurulunun ve bu anonsları yapanların!
Sokağa kesinlikle çıkmayın!
Bunaldık, sıkıldık, çıkıyoruz, çıkacağız diyen diyene!
Dışarı çıktığınızda, mutlaka maske takın!
Maske ya çenemizin altında, ya takmıyoruz, yada elimizde yok!
Sosyal mesafenizi koruyun!
Kaç metre olacaktı diye dalga geçmeye devam!
Kalabalık ortamlardan kaçının!
Hangi kalabalık ortamdı, diye anlamaza yatan yatana…
Dört günlük yasak sonrasında başta İstanbul olmak üzere,
Büyükşehirlerimizde yaşanan aşırı yoğunluk korkutucu!
Trafikte ki aşırı yoğunluk gözlerden kaçacak gibi değil
Özellikle pazarlarda yaşananlar felaket!
Ne pazarcıda maske var, ne müşteride…
Sosyal mesafenin sıfırlanmış görüntüleri,
Bugüne kadar alınan tedbirlere uymamanın,
Yarınlarda ki yansıması olarak gözler önünde.
Şehirlerin işlek caddelerinde hep o bildik ve tanıdık, olumsuz görüntüler.
Yine maskesiz, yine sosyal mesafeye uymayan insanların koşuşturmasına dönüşmüş!
Meydanların fazla boş kaldığını düşünenlerimiz,
Meydanları doldurmaktan çekinmemişler!
Sahillerde koşanlar, spor yapanlar, yürüyenler aynen bildiğiniz gibi.
Bakacaksanız, şehirlerin kenar mahallelerine bakacaksınız diyenleri duyan yok!
Ne dersiniz? Korona o mahallelere, şimdilik sizi pas geçiyorum, sizinle sonra görüşeceğim demiş olacak ki, kameralarımız oralardan, onun için görüntü vermiyorlar galiba!
TEDBİRDE; TEKLİFTE VAR, ISRAR DA!
Bizde, “Teklif var, ısrar yok” diye bir deyim vardır.
Koronalı günler başladığından bugüne,
Tedbir noktasında hem teklif, hem de ısrar var!
Israr canla ilgili,
Israr hayatta kalmayla ilgili,
Israr hayat kurtarmayla ilgili!
Yurt dışındaki vatandaşlarını kurtarma yolunda,
Oldukça önemli ve yerinde adımlar atan Türkiye,
60 bin vatandaşını yurda getirirken,
Yurt içinde, Koronayla yüz yüze kalan insanına karşıda,
Tedbir amaçlı ısrar yollarını denemeye devam ediyor.
Bu ısrar, daha da olmadı, mecburi istikamete dönüşme yolunda!
Ve öyle de olmalı!
Biz bu ısrarı ciddiye almayan ülkelere benziyoruz.
O ülkelerde, on binlerce insan hayatını kaybetti,
Bu hayattan koptu,
Koronaya yenik düştü.
Ancak bizler onca olaydan ders almamış,
Ders çıkarmamış gibi davranışlar sergiliyoruz.
Halen bu işin abartıldığını düşünenler var!
Onca olumsuzluğa rağmen,
Binlerce insanın ölümünü duyduktan,
Ekranlarda paylaşılan,
Acı ve hüzün dolu hikayeleri dinlemelerine rağmen,
Bana bir şey olmaz demeye devam edenler var!
BAKMAKLA GÖRMEK ARASINDAKİ O İNCE ÇİZGİDEN KAPAK KALDIRAN YOK!
Bazı kanallarda her sokağa çıkma yasağında, şehirlerin en bilinen meydanlarını, caddelerini ve bulvarlarını göstermekten bıkmadı, yorulmadı arkadaşlar!
Görevlilerin dışında kimse yok işte! Bin defada gösterseniz aynı…
Kazara yolunu şaşıran biri geçse, ne kadar kamera varsa yığılacak o insanın üzerine!
Sonra sorular, sorular!
Boş meydanlar, boş caddeler, boş bulvarlar, boş sokaklar bizleri hem sıktı, hem de kabak tadı verdi.
Bu meydanlarda, bu işlek caddelerde, bu iğne atsanız yere düşmeyen bulvarlarda hiç kimse yok, demek ki, bütün şehir sokağa çıkmıyor, yasaklara uyuyor demek istiyorsunuz!
Teklif var ısrar yok!
Madem öyle diyorsunuz! Öyle olsun! Hem yalandan kim ölmüş değil mi efendim?
Sağa baktım meydan, sola baktım bulvar, ileride cadde, arkamda çarşı-pazar!
İstanbul aynı, Ankara aynı, İzmir aynı, Antep aynı, Konya aynı, Malatya aynı, Kayseri aynı…
Günaydın diyecek bir Allah’ın kulu yok!
Ne demişler! Sizde haklısınız!
Bakmakla görmek arasında ince bir çizgi var ya…
Hani o hiç kapak kaldırılmayan çizgi!
Mesele ne biliyor musunuz? Nereye baktığınıza, nereyi görmek istediğinize, nereleri göstermek istediğinize bağlı!
TAHAMMÜLSÜZLÜK VE İSYAN HAD SAFHADA!
Tedbir güzel şey… Tedbire uymak hem anlamlı, hem de bugünlerde can kurtarıyor! Kurtarıyor amma, Koronadan kurtulan insanların, hikayeleri dahi insanımızın gözünü açmadı.
Herkes, bunalmaktan, sıkılmaktan, normale dönememekten şikayetçi.
Korona günleri gösterdi ki, sabır denen duygumuz tahminler ötesi kendini tüketmiş! Sıfır noktasına inmiş!
Tahammülsüzlük ve isyan had safhada!
Virüs kapan ve taşıyan bir insanın, kendisiyle birlikte onlarca insana da virüsü bulaştıracağına bir türlü aklı yatmayanlar, her yerdeler!
Benim özgür iradem yok mu? Bana kimin karışmaya hakkı var? Kimse karışamaz, karıştırtmam, karışanın alnını karışlarım! Korona gelecekse gelsin buradayım, yerimiz belli, adresimiz belli!
Bu kadar tedbirde sıktı arkadaş! Biz Avrupa değiliz, Amerika değiliz, bak göstergeler ne güzel, bu ne demek, Korona hadi bana eyvallah dedi demek!
İnsanlar kendi yaşam standartlarından taviz vermemek için, tedbir dışı ne kadar kaçamak yol varsa deniyorlar! Özel araç kullananlar dahi, yasaklı günlerin acısını çıkartma derdindeler!
Kaç gündür alınan tedbirlere ne oldu? Güme mi gitti?
Zevahiri kurtarma gayretleri ise çırpındıkça batıyor, battığının farkında değil!
Diyorlar ki; Geçen sefer bir şey olmamıştı, bu sefer de olmaz!
Söyledik, konuştuk, herkes dikkat ediyor, dışarı kontrollü çıkıyorlar, tedbirlerini harfiyen alıyorlar!
Bizim insanımız söz dinler, kurallara, kaidelere, yasaklara uyar, uyum gösterir. Bakın meydanlara, bakın caddelere, bakın sokaklara kimse var mı?
Korkarım, bu açıklamalar kısa bir sonra zevahiri de kurtaramayacak, zevahirde bu açıklamaların altında kalacak haberiniz olsun!
Allah hepimize tez zamanda akıl fikir versin inşallah!