Konya Baro Başkanı Av. Fevzi Kayacan, asrın terör saldırısına uğrayarak havadan bombalanan ve vekilleri de sığınaklara sığınmak zorunda kalan Türkiye Büyük Millet Meclisi’ni ziyaret etmiş.
AK Parti’li vekiller de “sen ne yüzle buraya geliyorsun” diye bu ziyarete karşı çıkarak tepki göstermişler.
Konya Milletvekili Mehmet Babaoğlu, twitter hesabından olay hakkında şu değerlendirmede bulundu: “Konya Baro Başkanı utanmadan Meclis'e ziyarete gelmiş. Konya Milletvekilleri olarak tepki gösterdik, hangi yüzle geldiğini sorduk. Konya Milletvekilimiz @drmusbaloglu Meclis kürsüsünden Konya Baro Başkanı'nın utanmadan bombalanan Meclisimize gelmesini adımıza kınadı."
***
Rasyonel Haber’de yazı işleri müdürlüğü yaptığım dönemde, Sayın Baro Başkanı’na “Pensilvanya’dan icazet aldı mı?” şeklinde bir soru yöneltilmişti. Bu soruyu da, dönemin Türk Hukuk Enstitüsü Konya Şubesi Başkanı Av. Gökhan Tozoğlu’nun kendisiyle ilgili kamuoyuna yaptığı bir açıklamasında yer alan “mevcut başkan Kayacan’ın Pensilvanya’ya giderek Fethullah Gülen’den icazet aldığına” dair iddialarına yer vermiştik. Baro Başkanı Kayacan bu soruya hâlâ cevap vermedi.
Konya Baro Başkanı’yla 2014’ün sekizinci ayın on yedisinde çıkan bu haberden ve yazdığım “Müsvedde” başlıklı yazımdan dolayı Konya Adliyesinde, Kayacan tarafından tarafıma açılan davalardan dolayı hukuk mücadelem devam etmekte.
Baro Başkanıyla daha önceden ve Ahmet Sorgun döneminde, baro başkanı seçildiği günden itibaren onu koltuk altından tutarak destek veren ve sonradan çark eden hukukçuları bir kenara bırakırsak, Konya Milletvekilleri olarak en az benim kadar mücadele vermiş olsaydınız Sayın Baro Başkanı, Büyük Milletin Meclisi’ni ziyaret etme tevessülünde dahi bulunamazdı.
Sayın Vekiller, tepki göstermede çok geç kalmadınız mı?..
Bu ilk tepkiniz bile Konya kamuoyu tarafından müsbet karşılanması, ilerisi açısından sevindirici bir durum.
***
Gelelim OHAL meselesine.
MKK’nın aldığı tavsiye kararı ve Bakanlar Kurulu’nun kararı gereğince; Türkiye genelinde “Anayasa ile kurulan hür demokrasi düzenini veya temel hak ve hürriyetleri ortadan kaldırmaya yönelik yaygın şiddet hareketlerine ait ciddi belirtilerin ortaya çıkması veya şiddet olayları sebebiyle kamu düzeninin ciddi şekilde bozulması” dolayısıyla 3 ay OHAL ilân edildi.
TBMM’den de geçerek kabul edilmesi muhtemel olan OHAL ile birlikte bütün valilerle birlikte Konya Valisi Yakup Canbolat da, yetkilerinin ve iradelerinin artmasıyla birlikte “Devlet Baba” olarak büyük bir sorumluluk almış oluyor.
Her türlü terörü bitirme adına uygulamaya konulan OHAL’le devletin ‘denetim mekanizması’nın tam olarak devreye sokuluyor olması ve bunun da üç ayla sınırlandırılması, ülkemizin selamete kavuşması açısından elzemdi.
Ne kadar “hayatı etkilemeyecek” beyanatları yapılsa da OHAL, olağanüstü bir hal olmasından dolayı hayatımızı elbette etkileyecektir. Dilerim çok fazla etkilemez.
Türkiye ve 79 milyon insanımız, Cumhurbaşkanımızın deyimiyle “Alçak, Namussuz, Vahşi” bir terör saldırısıyla karşı karşıya kaldığı için ve bunun üstesinden gelmek üzere “silahsız kuvvetler” meydanlara inmeye çağrılarak Devlet-Millet birlikteliği yeniden tesis edilmeye çalışılmıştır.
15 Temmuz 2016 Cuma, bu açıdan dünya ve Türkiye tarihine bir “milat” olarak geçmiştir.
Cumhurbaşkanlığı Sarayı’ndan Mevlâna Meydanı’ndaki Konyalılara seslenen Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, OHAL’le ilgili açıklama yaparken “Silahlı Kuvvetlerimiz, Valilerimizin emrinde hareket edecekler” diyerek yüreğimize su serpti.
GÜNÜN TİVİTİ
Konya - Ereğli'li olan ve “Âlim susarsa zalim konuşur” ilkesini savunan Yıldırım Beyazıt Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Salih Yılmaz, twitter hesabından şu tivitleri attı:
“Tüm belediyeler üzerine düşen görevi yapmalı ve bünyesindeki FETÖ unsurlarını temizlemeli.”
“AK Partinin özellikle teşkilatlarında var olan FETÖ'cü üyeler de temizlenmeli.”
AZİZİM DİYOR Kİ…
Anayasa Komisyonu Başkanı Mustafa Şentop’un deyimiyle Türkiye, tarihinde ikinci kez “MÜRTED ÇETESİ VAKASI” ile karşı karşıya kalmıştır.
Küresel Emperyalizmin başlattığı Türkiye’yi işgal teşebbüsü, dirayetli komutanlarımız, Özel Harekat Kuvvetleri ve tankların önüne yatan ve üstüne çıkan aziz milletimiz ve “Kanunsuz Emri” dinlemeyerek sivillere kurşun sıkmayan askerlerimiz ile birlikte önlenmiştir.
Bu sayede Türkiye bir iç savaşın eşiğinden dönmüştür.