Dünya ülkelerinden ve komşularımızdan PKK’ya destek vermeyen ülke yok. Nedenini hiç düşündünüz mü?
Türkiye son 10 yılda çok büyük değişimler içinde. Eskiden dünya haritasında Türkiye’nin yerini bulmayı bırakın adını bile duymayan çok dünya ülke insanı vardı.
Şimdi bakıyorsunuz, Türkiye orta doğu da söz sahibi, güçlü olması ve de Avrupa ülkelerinin birçoğundan ekonomik anlamda istikrarlı bir hal oluşturması, dünya ülkelerini tedirgin etmekte.
Atalarımızın dediği gibi bize bizden başka dost olmadığını biliyoruz. Bizim büyümemizi dünya gücü olmamızı hele birde Müslüman bir ülkenin devler arasına girmesini gayri Müslimler asla kabul etmez ve de etmemekte.
Türkiye’miz, 4 mevsimi yaşayan, 3 tarafı deniz ile çevrili olan Asya ile Avrupa’yı birleştiren, gece ve gündüzü mevsimine göre en güzelini gören Türkiye’mizi tabiî ki kıskanmamak mümkün mü?
Bizim çocukluğumuzda bu güzel ülkenin insanlarını sağ-sol diye böldüler, sonra o bitti. Alevi-Sünni diye ayırdılar bizim insanımız birbirine karışmış bu projede tutmadı. Daha sonra kürt sorunu deyip, kürt bölge köylerini basıp çoluk çocuk herkesi öldürdüler. Kürt halkına eğitim, sağlık, baraj, inşaat her türlü hizmetin gelmesine engel oldular ve bu zamana geldiler.
Peki bunu yapanlar Kürtler mi? Asla Kürtler değil, bu işi yapanlar, dış güçlerin destekleri ile PKK’nın % 80’ini oluşturan Ermeniler, Türkiye’yi Kürt halkı üzerinden bozguna uğratmak ve Türkiye’nin büyük güç olmasını engellemek istiyorlar.
Türkiye'nin doğu ve güneydoğu bölgesinde PKK alçak saldırı ve provokasyonlarını sürdürüyor aylardır.
Hükümet ve asker kararlı. Eskisi gibi çok çatıştık hadi biraz ara verip ateşkes vs yok artık. Kökü kazınana kadar mücadeleye devam.
Kürt yurttaşlarımızın çoğunluğu ise PKK terörüne karşı net biçimde Türkiye'nin yanında yer alıyor... PKK’ya artık bizi rahat bırakın defolup gidin diyebilmekte. PKK hiçbir bölgede Kürt vatandaşlarımızdan destek alamamakta ve her gün kan kaybetmekte.
Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu, Doğu ve Güneydoğu Anadolu'da refah seviyesini artırdığı için terör örgütünün barajları istemediğini söyledi. Barajlardan içme ve sulama suyu, hidroelektrik enerji, taşkın koruması anlamında faydalanıldığını anlatan Eroğlu, Türkiye'de, özellikle o bölgede barajların yapılmasının zorunluluk olduğunu vurguladı.
“Şanlıurfa Yaylak'taki insanlar dağa çıkıyormuş, çünkü fakirlik vardı. Yaylak Ovasını modern sulamayla sulayınca bir sene sonra sordum, 'burada durum nasıl' diye. Dediler ki, 'Herkes işiyle gücüyle meşgul, pamuk ekiyor, mahsul kaldırıyor, cepleri para doldu, hiçbir problem yok, kavga, gürültü dağa çıkış yok.' Oralar şu anda Şanlıurfa'ya baktığımız zaman Doğu'nun Paris'i. Van keza öyle, yıkılmasına rağmen yeniden yapıldı. Dolayısıyla PKK bunun için istemiyor. Refah seviyesi artınca hedeflerine ulaşamayacaklar. Bir de şunu hesap ediyorlar. Bu barajlar yapılınca bazı mağaralar su altında kalıyor, geçiş yolları engelleniyor. Belki onu istemiyorlardır. Yoksa barajlar, göletler, sulama tesisleri, içme suyu tesisleri oraya hayat veriyor."
Ben inanıyorum ki, bu hükümet terör bitmesi ile o bölgelerde alt, üst yapısı ile yeni şehirler oluşturacak. İş imkanları, sanayi, tarım, hayvancılık konusunda her türlü desteği verecek.
O bölgedeki kürt kardeşim huzur içinde ekmeğini kazanmak, ailesi ile mutlu olmak, özgürce gezmek insan gibi yaşamak istiyor.
Kürt kardeşim bu PKK teröründen çok çektin ama askerimiz-polisimiz sizin için hükümetimiz orada. Hepsi sizin çok kısa zamanda rahata ermeniz için gerekeni yapıyor ve bundan sonrada yapacaktır.
Yeter ki siz dik durun, kapılarınızı bu teröre kapatmaya devam edin, inşallah yine en kısa zamanda GAP turları ile turizm canlanacak, inşallah yeni yatırımlar ile aileniz ile birlikte mutlu olacaksınız.