Anayasa Mahkemesi’nin (AYM) Can Dündar ve Erdem Gül hakkında verdiği karar toplum nezdinde karşılık bulmadı.
Karşılık bulacak gibi de değil.
Üst mahkeme tutukluluğun sona erdirilmesi konusunda, “şüphelilerin kaçma ihtimallerinin bulunmaması ve bu aşamadan sonra delillerin karartılma ihtimalinin kalmaması…” gerekçesini ileri sürdü.
AYM bununla da yetinmedi.
Tutukluluğun kaldırılması için yapılan başvuruya, üzerine vazife olmamasına rağmen MiT tırları ile ilgili haberlerin “casusluk faaliyeti olarak değerlendirilemeyeceği, olayın basın ve ifade özgürlüğü kapsamında değerlendirilmesi gerektiği” gibi garabet bir yorum da yaparak alt mahkemeyi baskı altına almaya kalkıştı.
Yani alt mahkemeye “Bu PKK destekçilerini, yargılanmanıza gerek yok. Salın gitsin!” demeye getirdi.
AYM’nin katkılarıyla tutukluluğu son bulan Dündar, basına yaptığı açıklamada bir gazeteciden çok solcu bir militan edasıyla “Beni çıkarttıklarına pişman olacaklar” sözleriyle devlete meydan okudu.
Hapisten çıkmasının üzerinden gün bile geçmeden Dündar’ın gazetesi Cumhuriyet, “Demirtaş’ın çağrısı üzerine sokağa çıkan PKK yanlılarından HDP'li bir eylemcinin polise saldırarak elindeki silahı almaya çalıştığı anları, “Polis, eylemcinin kafasına silah dayadı” manşetiyle okurlarına servis etti.”
Dündar, devlete meydan okumakla da yetinmedi. Kendisine “yaptığı MİT tırları manşetinden dolayı Dubleks Villasının alım satım fiyatı” ile ilgili sorulan bir soruya cevap vermek yerine halkı aşağıladı.
"Konu komşu hepsi eğitimli, asker, savcı hakim... Hiç hırsız yok, içiniz rahat. Biliyorsunuz hırsızlar oraya giremiyor" sözleriyle cevap veren Dündar, yolsuzluk yaptığı iddia edilen 4 Ak Partili Bakana gönderme yaptı.
Dündar, kendi evini gözden kaçırmak isterken büyük bir gaf yaparak şuur altını yansıtırcasına millete hakaret ettiğini fark edemedi bile.
Eğitimli komşularının "hırsız" olmadığını ifade ederek aklınca bayat bir espri yapmaya çalışırken yolsuzlukla itham edilen Ak Parti’yi, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı, Ak Parti’ye gönül veren milleti ve Dündar'ın eğitimli komşuları dışında kalan eğitimsiz Anadolu insanının tamamını “hırsız” yaptı.
Dündar'ın bu açıklamaları, daha önce kendi mahallesinde yer alan bazı sözde aydın ve sanatçıların; halkı aşağılama sadedinde ettiği, "bidon kafalı, göbeğini kaşıyan adam, dağdaki çoban..." gibi sözleri hatıra getirdi.
Can Dündar, bir gazeteci olarak "Devletin şu an terörle uğraştığını ve "teröristler ile elebaşlarının, bankaların içini boşaltanların, darbecilerin, hayali ihracaatçıların, batık kredi sahipleri ile Cumhuriyet Gazetesi'nin destek verdiği FETÖ'nün firari sanıklarının" tamamının Dündar'ın dediği türden “eğitimli, üniversiteli, hakim, savcı ve askerlerden” oluştuğunu unutmuş olamaz.
Dündar’ın her bir yazısı, konuşması ve davranışı ayrı bir suç... Milleti aşağılama… Halkı birbirine düşürmekten ibaret iken Anayasa Mahkemesi’nin Dündar ile Gül hakkında verdiği karar, saygıyı hak etmeyen bir karar olarak hafızalardaki yerini koruyacak.