Son zamanlarda fazlasıyla tırmanışa geçen ve başta Türkiye olmak üzere diğer ülkeleri de her yönden etkileyen, kitleleri anarşiye ve kaosa sürükleyen azılı terör hareketleri köklü olarak nasıl biter? Herkesin aklındaki bu sorunun elbette ki çok kapsamlı olarak cevaplandırılması gerekiyor. Ancak incelenmesi gereken öncelikli konunun eğitim, medya ve genç nesil olduğunu düşünüyorum.
Eğitim:
Türk eğitim sisteminde gençlerimize rekabete dayalı, sınav odaklı, felsefeden uzak, milli bilinç şuurundan uzak ezbere dayalı dersler okutuluyor sonucunda düşünmeyen, üretmeyen, problem çözemeyen, toplum sorunlarına duyarsız tam da kapitalist düzenin istediği gibi yalnızca tüketen gençler ordusu türüyor. Bu gençler düşünmeye yönlendirilmediği için birileri onların yerine düşünüyor, milli bilinçleri oturmadığı için zararlı örgütlerin, fikirlerin ardından kolaylıkla gidebiliyorlar. Yapılandırmacı eğitime geçilmesine karşın güçlü bir eğitim politikasının yoksunluğu sebebiyle geleneksel anlayışların izlerine sıklıkla rastlanıyor.
Ruhsuz bir eğitime karşın; sevgiye, merhamete, milli birlik ve dayanışmaya dayalı, bilimi, sanatı, yaratılışı temel alan, üretici ve geliştirici eğitim politikalarıyla bu gidişatın önüne geçilebilir. Materyalist felsefelerin aksine sevgi dilini, kaliteyi, sağduyuyu savunan anlatımlar şiddeti, terörü geçersiz kılabilir. Eğitimdeki nefret dili ve donukluğun azaltılması elzem bir konudur.
İnternet ve Medya:
Bugün televizyonu açtığımızda içi boş, derinlikten uzak, çokça entrikanın, savaşın yer aldığı dizi-filmlere, reklamlara, programlara rastlıyoruz. Her biri saygıdan, milli değerlerden uzak, çirkin bir kültür aşılama eğilimindeki derin yapıların kasıtlı birer sonucu elbet. Bu yapılanmalar bilinçli olarak kendi ideolojilerini halka sunma ve bu şekilde planlarını gerçekleştirmek için güçlü bir yarış içerisindeler.
Bir ülkeye zarar vermek için silah kullanmak günümüzde ilkel bir yöntem, etkili bir psikolojik savaşa maruz kalıyoruz medya ile. Çünkü insan beyni telkine açık bir sistemdir; siz kötülüğü telkin ederseniz kötülük yayılır. Bu sebeple ülkemizin hassasiyetle üzerinde durması gereken diğer bir acil konu da medyadır. Etkili bir medya terörle mücadelede yıkılmaz bir kalkan görevi görür. Etkili bir medya aynı zamanda topluma her yönden destek olan bir eğitimcidir. İyi bir eğitimci ise antifikirle çok etkili sonuçlar alabilir. Medya yolu ile PKK gerçeği anlatılarak milletimiz bilinçlendirilmelidir. Bu konuda TRT ve diğer medya üzerine düşen görevi yerine getirmelidir. PKK’nın hayat damarları olan Komünizm, Marksizm, Leninizm gibi fikirlerin cevabı fikirle verilmeli bu konuya dikkat çeken kamu spotları oluşturulmalıdır. Bugüne kadar ekranlarda PKK’yı savunucu bir dile şahit olduk bugünden sonra milli bir seferberlikle bu belayı yok etmek için ülkedeki bütün kamu ve sivil kuruluşların, medya kuruluşlarının, gerçek aydınlarımızın desteğiyle sevgiyi, barışı, kardeşliği, birliği savunan bir tutumla vatanın bütünlüğü korunmalıdır.
Silahtan daha kuvvetli bir güç var ki bu güç sevgi ve kardeşliktir
Kardeşliğimizi güçlendirmenin ise en güzel ve akılcı yolu bizi birbirimize bağlayan değerlere, inançlara sarılmaktır. Irkın, dilin, rengin, mezhebin bir üstünlük sayılmadığı Müslüman olan herkesin eşit ve kardeş olduğu yüce dinimizde Allah birliğin ve beraberliğin önemini bir ayette şu şekilde bildirmiştir.
“Mü’minler ancak kardeştirler. Öyleyse kardeşlerinizin arasını bulup düzeltin ve Allah’tan korkup sakının: Umulur ki esirgenirsiniz.” Hucurat Suresi,10
Birbirimizi her zamankinden daha çok sevmeli ve saflarımızı sıklaştırmalıyız. Bugün A ya da B partisinin değil ülkemizin bütünlüğünün tarafını tutarak, bütün partilerin gücünü bu yönde kullanmalıyız.
Müslümanlar ayrılığı değil, birliği savunur. PKK’nın Kürdistan Devleti kurma hayallerine karşılık İslam Birliği idealini savunmalı ve böyle bir şeyin asla olamayacağını, milletçe, azimle göstermeli, vatanımızın tek bir karış toprağının canımızdan bile kıymetli olduğunu bu azılı düşmanlara göstermeliyiz.
Terör örgütleri şunu iyi bilmelidir ki:
Bu millet, sevgi ve kardeşlikle yaşamaya devam edecektir. Türk, Kürt, Laz, Çerkez… Herkes bu vatanın vazgeçilmez evladıdır. Bizim bu yurttan verecek tek bir karış toprağımız yoktur. Bu millet dinine ve milli değerlerine bağlıdır, yayılmaya çalışan dinsizlik ve sapkın fikirlere şiddetle karşıdır. Yiğit Anadolu coğrafyası Kur’an karşıtı düşüncelere, ahlaki yapılara zemin hazırlayan teröre beşik değildir.