Konya’ya geldiğimden bu yana yaklaşık 5 yıldır şehirdeki basketbolu takip etmeye çalıştım. İlk yıllar Torku Selçuk Üniversitesi adı altında takım Türkiye Basketbol Ligi’nde mücadele ediyordu. İyi veya kötü maçlar izlemiştik hatta heyecanını oldukça yüksek olduğu maçlara da şahit olduk. Özellikle play-off karşılaşmalarında kıl payı kaçan lig için de çok ama çok üzülmüştük. Şans mı demeliyiz yoksa fırsat mı adını siz koyun takımımız Süper Lig’de yer alma şansı yakaladı. Temsilcimiz, diğer bir takımın haklarını alarak 2013-2014 yılında Beko Basketbol Ligi’nde yer aldı.
İşte her şey bundan sonra başlamıştı...
Ligin yeni sezonunda artık Konya’dan bir basketbol takımı yer alıyordu. Avrupa’nın en önemli liglerinden biri olarak gösterilen Türkiye Basketbol Ligi’nde. Bu girişim ile birlikte temsilcimiz çok büyük bir adım atarak isim ve renk değişikliğine gitti. Selçuk Üniversitesi adı altından çıkıp Torku Konyaspor olması kuşkusuz hepimizi heyecanlandırmıştı. Asıl amacın Konya’nın takımı benimsemesi, destek görmek istemeleriydi. Ben de olumlu bir hamle olarak görmüştüm. Sonuçta Konya’nın bir takımı ve daha fazla desteğe ihtiyacı vardı bu süper lig yolunda.
İlk sezonda az veya çok istenilen başarılmıştı. Koç Aziz Bekir ile birlikte başladığı bu yola oldukça emin adımlarla gidiyorduk. Kısıtlı bir bütçeyle rağmen kurulan kadro oldukça başarılıydı. Verilen mücadelede herkesi az çok tatmin ediyordu. En azından o yıl ligde kalmayı başarmıştık.
2014-2015 sezonunda ise daha farklı bir görüntü oluşmuştu. Bahsedilen isim değişikliğiyle birlikte yapılan transferler oldukça başarılıydı. Yine o sezon sakatlıklarla birlikte hiçbir takımın başına gelmeyen şanssızlıklar yaşadık. Her şeye rağmen inanılmaz bir başarıya imza atarak ligi çok rahat bir noktada tamamlamıştık. Hatta play-off için bile zorlamış, kıl payı kaçırılmıştı denebilir. Evet, böyle bir sezonun ardından 2015-2016 sezonuna başlamıştık.
Hem de nasıl başlamak…
İnsan bu sezonu nasıl anlatabilir ki. Söyleyecek, yazacak bir şey bulamıyorum. Bulamamaktan ziyade gönlüm yazmaya razı gelmiyor. Her şey görüldüğü gibi işte. Ne eksik ne fazla...
Sezon başında Aziz Hoca ile konuştuğumuzda konu tabi ki yine bütçeydi. Süper ligdeki bir takımın sezon başında verilen miktar sadece 800 bin liraydı. Bu durumu açıklamam gerekirse bütçemiz bir alt ligde bulunan takımların bütçesi bile değildi. Şaka gibiydi ama hiç olmadığı kadar gerçek bir durum yaşandı bu yıl. Teknik ekip bu bütçeye göre kadro kurdu ve hedefi buna göre ligde kalmak olarak belirledi. Yabancı ağırlıklı transferler olup yerli oyuncularından Valentin ve Burak Selen'e güvenilmişti (Haa yerli transfer yapılmadı mı yapıldı fakat paraya göre oyuncu denebilir). Bu takımın her sezon en büyük sıkıntısı zaten maddi konulardı. Fakat bu yıl hiç olmadığı kadar düşük bir bütçeyle kadro kuruldu. Tamamen yenilenen kadronun uyum için biraz zamana ihtiyacı olduğunu biliyorduk. Fakat bu uyumu sezon boyunca hiç oturtamadık. Sadece bir skorer üzerinden oynanan oyunla bir yere kadar gelebildik. İlk yarıda alınan 6 galibiyet de bunu gösteriyordu zaten.
Ligin ikinci yarısı da tamamen kabus gibi geçti. Kabustan uyanmak istediğimiz fakat hiçbir çaba göstermeden uyanamadığımız bir durumdu bu. Basketbolu hiç bu kadar eziyet çekerek izlememiştim doğrusu. İçimde ligde kalmak için hep bir ümit vardı ama takımda göremediğim bu istek karşısında tamamen bitirmiştim her şeyi. Basketbolda her şey olabilir diyoruz ya işte o olabilen şeyleri biz kendimiz yitirdik. Ve tam 4 ay galibiyet yüzü görmeden ligden düştük. Süper lig maceramız da buraya kadarmış. Konya takımına sahip çıkamadı. Umarım verilmeyen desteklerden dolayı bir gün pişman oluruz. Takımın bu duruma gelmesinde emeği geçen kim varsa da teşekkür ediyorum. İnşallah sadece Süper Lig’e veda etmişizdir basketbola değil. Kulübün bu konuda durumu henüz belli değil. Bakalım 1 Milyon TL için kulübün durumu ne olacak.
Son olarak takım için tapılan fedakarlıkları gözümüzle şahit olduğumuzda kenar yönetime teşekkür etmek istedim. Her konuda büyük emekleri olan güzel insanlar tanıdım. Koçtan yardımcılara, teknik ekipten oyunculara kadar güzel anılara şahit oldum. İyi ve kötü zamanlar geçti. Hiçbir zaman unutulmayacak anılar.
Tüm bunlar için teşekkürler…