Terör can yakmaya, yuva yıkmaya, toplumda korku ve endişe yaratmaya devam ediyor.
Yaşanan terör olayları göz göre göre gelirken, yaşanan can kayıplarında sayı oldukça yüksek ve iç acıtıcı. Teröre önlem neden alamıyoruz? Bütün bunların olacağını biliyoruz da; istihbarat da bir sıkıntı mı var endişesi yaşanıyor.
Bakın İstanbul’da yılbaşı gecesi yaşanan olayda ilginç detaylar var. Bir kişinin gerçekleştirdiği söylenen olaydaki teröristin Konya’dan gitmesi, ailenin Konya’da bulunması ve yine teröristin Konya’da saklandığı söylenmesi endişemizi artıran ve içimizi acıtan bir başka durum.
Hani herkesin ağzında dolanan istihbarat sıkıntısı artık herkesi herkesten şüphelenir duruma getirdi. Doğrusu da şüphelenmek… Eğer evinizi kiraya veriyorsanız, ya da tanımadığınız biri kapınızı çalıyorsa veya oturduğunuz siteye yeni birileri giriyorsa dikkat etmenizde yarar var.
Cumhurbaşkanı Sayın Erdoğan’ın uyarısını muhtarlar çok ciddiye almalı ve o yönde çalışmalarını sürdürmeliler. Çünkü güvenliğimizden endişe duymak istemiyoruz.
Yılbaşı gecesi yaşanan olayda vurulduğunu söyleyerek, bacağına yılbaşı süsü bağlayan Amerikalı, o kargaşada nasıl gözden kaçtı anlamış değilim. Adamın vuruldum dediği bacağında kan yok ve o dayanıksız süsle turnike yapması da imkansız. Adam asker ve silah satıcısı. O gece orada bir de yabancı kadından söz ediliyor. Olayı yaşayan ve şahit olanların söyledikleri de birden çok silahtan atış yapıldığı. Üstelik bu Amerikalı adam her türlü mesajı korkmadan vererek törenle hava alanından uğurlandı.
Amerika'nın her yerde parmağı var ve kimse bunu görmezden gelemez.
Toplum, güvende olmak, sokağa çıkarken kendinden emin olmak istiyor. Gündelik yaşamda hemen hemen çoğunluğun kullandığı toplu taşıma araçlarının da güvenli olmadığını yeni bir olayla bir kez daha hatırladık.
Toplu taşıma araçları ne kadar güvenli?
Geçtiğimiz günlerde Ankara’da yaşanan tecavüz olayı, bizi bu konuyu tekrar gündeme getirmeye itti. İki çocuk annesi öğretmenin tecavüze uğraması, ülkede yaşanan kargaşa ve terör olayları nedeniyle sanki görmezden gelindi. Eğitimci bir annenin halk otobüsü şoförünün tecavüzüne uğraması görmezden gelinecek bir durum değil.
Hep endişe duyuyoruz ve bu tür olaylar bizi bu konuda tekrar düşünmeye itiyor.
Bu konuda toplu taşıma araçlarını kullanan sürücülerin bağlı bulundukları odalar, kurumlar onlara bazı eğitimleri vermeli ve sicillerinin temiz olduğunu denetlemelidir. Toplu taşıma hizmeti veren sürücülerin mutlaka psikolojik testten de geçirilmesi gerekmektedir. Bu tür çalışmalar var mı hiç bilmiyoruz.
Velhasıl toplum güvende olmak, endişe duymadan evinden dışarı çıkmak istiyor.