Bu yazımı eleştirenler, beğenmeyenler, bana kızanlar ve ne saçmalıyor bu diyenler olabilir, lakin ben doğru bildiğimi yazmaya, doğru gördüğümü haykırmaya devam edeceğim.
Maalesef yine futbol yazmak istediğim bir maç sonrası futboldan başka şeyler yazmak gerektiğini düşünüyorum. Bazı maçlar vardır şansın yanınızda olmasına ihtiyacınız vardır. Siz o ya da bu şekilde pozisyonları değerlendiremezsiniz rakip bulduğu fırsatları kullanır maçı kaybedebilirsiniz. İşte tam da öyle bir maç yaşadı Konyaspor. Yazının ilerleyen bölümlerindeki birkaç cümleyi saymaz isek, saha içi ile yazacağım bu kadar maalesef.
Aykut Kocaman’ın bu şehirde kalması bu takımı bırakmaması için verdiğim savaş sanırım burada bitiyor. Bugün gördüğüm tablo karşısında Aykut Kocaman’ı anlamak için bu şehirden gitmesini beklemek gerekiyor.
Bu takıma, bu şehre çok büyük bir kötülük yaptı Aykut Kocaman. Ne mi yaptı?
Gelin kısa bir hafızamızı zorlayalım bundan yaklaşık 7 sezon önce 2009-10 sezonunda 3 teknik direktör değiştirmiş ve Ziya Doğan ile süper lige çıkmıştı. Genç kadrosu ile lige çıktığında başına geleceklerden habersizdi elbette. Lige çıktığında 15 futbolcu ile yollar ayrılmış, 23 futbolcu transfer edilmişti, istenen sonuçlar alınmayınca 10 futbolcu ile daha transfer yapılmış toplamda 33 oyuncu gelmiş, 15 oyuncu gitmişti. Hiç oynamadan gidenler alacaklar verecekler derken Konyaspor kulübü batmıştı. 24 puanla küme düşen takım Ziya Doğan ile girdiği sezona Yılmaz Vural ile veda etmiş, UEFA tarafından 2 sezon transfer yasağı getirilmiş ve takıma haciz gelmiş kapanma durumuna gelmişti. Bugünkü yönetimin tek liste ile elini taşın altına koyduğu, 2012-13 sezonunda 2 sezon aranın ardından lige dönmüştü. 2013-14 sezonunda istenilen sonuçlar alınamamış ve Mesut Bakkal ile bir geçiş süreci yaşanmış, 42 puanla taraftarlarda alkış alarak sezonu 11. sırada tamamlamıştı. 2014-15 sezonunda Mesut Bakkal ile başladığı yeni sezonda 7 haftada sadece sezon sonu ligden düşen Balıkesir’e karşı galibiyet alıp 6 puanla 15. sırada kalınca yollar ayrıldı. Aykut Kocaman anlaşıldı. Çıktığı ilk Karabük maçında galibiyet ile başlayan serüven sezonu 46 puanla 8. sırada tamamladı. Bu süreçte yeni stadına geçen Konyaspor başarı üzerine başarı yakalamaya başladı, fakat bir sonraki sezon neler yaşanacağını hiçbirimiz önceden bilemezdik. Süper lig kalitesinin altındaki oyuncu grubu ile bu kadar az bütçe ile bu takımı görüp görebileceği en büyük başarının altına imza attı Kocaman. Konyaspor tarihinde 66 puanı en son geçtiğimizde 2002-03 sezonunda, alt ligde şampiyon olduğunda yaklaşık 15 sene önce 68 puan alarak yaşamıştı. Konyaspor’da başarı denilince Aykut Kocaman’dan başka isim neredeyse görmezken, bu şehre UEFA heyecanı yaşatan ekibe, son iki sezondur Türkiye kupasına iz bırakan takıma, bugün yaşadıklarımız tarihe kara bir leke olarak eklendi.
Konyaspor’da son bir ay içinde yaşanan gelişmeler, içerde bir Truva atı olduğunu gözler önüne seriyor, Mehmet Uslu’ya yapılan tepkiler ile başlayan süreç, hocanın bilgisi dahilinde gibi gösterilen, ne yönetimin ne hocanın bilgisi olmadan, sabahın köründe yapılan açıklamalar ile devam eden, bugün Başakşehir’in üçüncü golü atması için tezahürat yapması üç üç üç demesi vur vur vur gooool denmesi, yoruma açık bir yer bile bırakmamıştır. Bu kişiler taraftar içine serpiştirilen provokatörler ve maç sonunda yönetimi istifaya davet kişiler, aynı kişiler…
- söylemem gerek, fısıltı gazetelerinde çoktan hocayı gönderdiler, yönetimi gönderdiler ve Hamza Hamzaoğlu ile anlaştılar bile. İşin acın kısmı sırf yönetimin hocanın arkasında durduğu için bu şehrin lokomotifi Nalçacılılar tribünü bile eleştirilir tepki ve hakaretlere maruz kalıyor. Bizleri hiçbir zaman anlamayacaksınız ve biz bununla gurur duyacağız.
Sonuç olarak; bir Truva atı, hatta atları olduğu kesin, hocanın sezon sonu gidip gitmeyeceği bir yana, yönetimin kalıp kalmayacağı muallak. Bir diğer düşüncem ise Konyaspor yönetiminin bir türlü bitmeyen borcunun aslında olmadığı, leş kargalarını uzak tutmak için böyle bir yol izlemiş olabilirler, diye düşünüyorum. Buna çanak tutan medya mensupları ise en az bugünkü skor taraftarı kadar bu durumdan sorumludur, bu da sonuçta bir algı operasyonudur.
- bir ortamda başarı beklemek hayal olsa da iki topun direkten dönmesi bir yana hücum oyuncularının pozisyonları cömertçe harcadığı, maddi olarak bizden yaklaşık iki buçuk katı fazla maliyeti olan, şampiyonluk adayı bir takıma karşı kaybetmek sıradan, fakat bu tepkiler kulübü çatırdatıyor. Öte yandan kalan haftalarda evinde oynayacağı maçları kazanması halinde sezon başı koyulan hedefin tutması sağlanması işin ilginç boyutu. Bu atların kime çalıştığını ise önümüzdeki günlerde görecek gibiyiz. Kongre öncesi yönetimi istifaya davet etmek tesadüf olabilir mi? Ya da bizler buna inanacak kadar aptal mı görünüyoruz.
Maçın sözü; Ne diyordu Dede Korkut, kahpe içerden olunca kapı kilit tutmaz oğul, halk içinde bozgunculuk yapan haindir oğul.