Her zaman her yerde bağırarak söylüyoruz bizim okurumuz, bizim insanımız duyarlı, hassas ve dikkatlidir.
Hafta sonu sizlerden gelenlerle öyle şeylere tanıklık ettik ki şaşmamak elde değildi.
Lafı uzatmadan hemen konuya girelim.
İNCE MİNARENİN ÖNÜ BÖYLE OLUR MU?
Burası tarihi İnce Minare’nin önü.
Oradan gelip geçen insan bu çöp torbalarını görse hemen belediyeye kızar değil mi?
Ama bizim insanımızın duyarlılığı burada ortaya çıkıyor.
Bu köşeden elli defa yazdık. Dünyanın hiçbir yerinde tur otobüsleri turistleri bölgenin ya da tarihi noktanın dibine kadar getirmez. Getiremez. Tur otobüsleri şehrin merkezine girmeden belli bir noktada bekler turistler yürüyerek ya da şehir içi araçlarla şehri gezerler.
Biz ne yaparız tarihi bölgenin kapısına kadar turistleri getiririz.
Sözün ona çok misafirperveriz ya.
Bu koca otobüslerin şehir trafiğine nasıl sekte vurduklarını düşünmeyiz.
Ve sonra tur otobüsünün muavini kumanya poşetlerini hemen tarihi kapının önüne bırakır çöpten kurtulur.
Otobüs gider ve tarihi kapının önünde bu utanç karesi kalır.
PERŞEMBE PAZARININ ARKA CEPHESİ KARANLIK OLUNCA HER ŞEY SERBEST
Mahalleden gelen bu isteği yanılmıyorsam bir kez yazmıştık. Durum değişmeyince vatandaş yine geldi. Ama bizde dedik ki “Abicim ne demek istediğini fotoğrafla. Fotoğrafla ki biz daha açık yazalım yetkililer de olaya daha net bakabilsin.”
O zaman vatandaş yine çıka geldi.
“Al sana fotoğraflar” dedi.
Perşembe pazarının arka cephesi çok karanlık.
Burada aydınlatma yokmuş. Böyle olunca içiciler için iyi bir mekanmış. İddia o ki fuhuş bile olabiliyormuş. (Olur mu olur). Dahası bu mahalledeki vatandaş bile karanlıktan istifade çöpünü gelip bölgeye döküp gidiyormuş. (Bunu da komşusu görüyormuş)
MEVLANA HAFTASI YAKLAŞIRKEN
Dün Zülfikar Koca abimiz aradı. Bu abimizin babası İdmanyurdu’nda bir dönem fedakarca yöneticilik yapan adam gibi adamlardandı. Zülfikar abi de elbette babasının oğlu olarak yaşamını sürdüren bir abimiz. Önce dün salah Zülfikar abimiz aradı. Eşi çoluk çocuk pazar günü canları kebap çekmiş. Zülfikar abi de sağ olsun boğazına düşkün yerli bir Konyalı. “Pazar günü gerçek anlamda bunu yapanlar kapalı olur”…
Ancak ev sahibi “kebap” deyince gitmişler.
Zülfikar abinin sıkıntısı yerli yabancı turiste Konya’nın mahalli yemeklerini ekmeğinden çorbasına kadar aslına uygun yapılmasını istiyordu ve sonunda da “kebap geldi ama bir sorun var yanındaki bildiğiniz somun ekmek bir daha bu mekana gelmem dedim. Kebap pidesi yapmıyor adamlar tırnaklı pide. Dedim ki bu Konya’ya ihanettir bana değil. Her şey aslına rücuu etmeli. Ne alaka demeyin okuyan dostlar, şehir orijinalini kaybediyor. Aslını saklayan haramzadedir. Nedendir anlayamadım. Parasından mı emeğinden mi kaçılıyor ama özümüzü kaybediyoruz” diyordu.
Konya mutfağı konusunda yarın inşallah bir başka konuyu daha yazacağım. O da bir abimizden dahası turizmci bir büyüğümüzden geldi.
İşin özü Hazreti Pir’i anma münasebeti ile dünya inşallah Konya’da olacak. Bu konuda en büyük sınavı verecek kesimlerden birisi de bizim esnafımız. Aman haaa. Ne kadar sıkıntıda ve dar boğazda olduğunuzu birebir biliyoruz. Ama ne olur fırsat bu fırsat diyerek gözümüzü karartmayalım. Çünkü bizim esnafımız Allah’tan korkan kul hakkını bilen örnek bir kesimdir.
GÜNÜN OKKALI SÖZÜ
Kamburunu dostunun hoş görmesini isteyen, dostunun sivilcelerini affetmelidir.
NE ZAMAN ADAM OLURUZ?
Sinyal vermenin, sinyal kolunu kullanmanın bir trafik gerçeği olduğunu anlayabildiğimiz zaman daha iyi ADAM oluruz.