Biliyorum, biliyorum ben “çok gıcık” biriyim. Daha fazlasını da söyleyeyim “Akıllanmıyorum. Yaşıma başıma bakmıyorum hâlâ kuzularla kırkılacağım diye tepinip duruyorum. Şu başlığa bir bakın hele. Hele hele yerel gazeteciyim(!) diye övünüp duran adamın yazdığı yazının başlığına(!) değil mi?…”
Sakin olun beyler, sakin olun hanımlar.
Sabreden derviş muradına erermiş. Oraya da geleceğiz hem de en yerelinden…
KONYASPOR YÖNETİMİNE BİR KEZ DAHA TEŞEKKÜRLER
Geçtiğimiz haftalarda hacdan yeni gelen bir okurumuzun Atiker Konyaspor’umuzun yanılmıyorsam Fener maçı idi. O maçta su borusu patlayan bir mescitten kareleri sizlerle paylaşmıştık. Buna en başta benim 40 yıllık dostum ve halen Konyaspor As Başkanı olan Recep Çınar’dan Başkan Hilmi Kullak’a kadar herkes pek kızmıştı.
Beşiktaş maçı sonrası bizim o hacı bu ve buna benzer bir sürü fotoğraflar gönderdi.
Ve mescitlerin güzelliğinden temizliğinden bahseden okurumuz dostumuz şimdi de Konyaspor yönetimine teşekkürlerini sunuyordu.
İşte olay bu kadar basittir. Ne öyle çok kızıp bozulacağız ne de öyle çok sevinip uçacağız. Sakin olup biraz işleri zamana yayarsak bakın o zaman ne güzel şeyler olacak ve o güzellikleri hep birlikte yaşayacağız inşallah.
TÜRBAN VE ATATÜRK
Her zaman her yerde bağıra bağıra söylüyorum ve söylemeye de devam edeceğim inşallah. Biz bu köşe yazılarını biz bu yerel gazeteciliği okurlarımızın, dostlarımızın bize güvenen temiz insanların sayesinde yapabiliyoruz.
İşte bugün akıllı bir insanın yazmayacağı ve yazmaması gereken bir konuyu ben geri zekalı dayanamayıp yazıyorum.
Bu fotoğraf karesini yine bize inanan bizi seven bize güvenen şehir ve ülke sevdalısı tertemiz bir kardeşimiz çekip gönderdi.
Bu fotoğraf karesi şehrimizde Fevzi Çakmak hattında çalışan belediye otobüsünde çekilmiş.
Türbanlı bir kardeşimiz büyük bir ihtimalle üniversite öğrencisi elinde de Atatürk ve Nutuk kitabı.
Bu kardeşimiz bu kitaptan rahatsız olsaydı kitabı çantasına koyabilir miydi? Koyardı.
Ya da kitabının ismi görünmeyecek şekilde ters çevirip koltuğunun altında tutabilir miydi? Tutabilirdi.
Ama yanılmıyorsam Konya merkezde o 42 nolu belediye otobüsündeki samimi kare bize millet olarak görmek istersek her şeyi o kadar net açıklıyordu ki.
Benim şahsi kanaatim şudur ki bu millet özünde temiz mi temiz, samimi mi.
Hemi de halaaaaa temiz ve samimi.
Bizim manevi ve milli değerlerimiz vardır. Hangi cenahtan, hangi görüşten ya da hangi kesimden olursa olsun birileri de hala bizi bu değerlerden uzaklaştırmak adına inanılmaz çalışıyorlar. Ama olmuyor, olmuyor galiba olmayacak da…
Çünkü bizim Allah’ımız var. Ve O’nun dediği olur. Ve her zaman hep de tek güveneceğimiz, inanacağız Cenab-ı Allah’ın adaletidir.
Gerisi de teferruattır.
GÜNÜN OKKALI SÖZÜ
Ey can kimseyi kırma sözden ağırı yoktur. Beden çok yükü kaldırır ama gönül her sözü kaldıramaz
NE ZAMAN ADAM OLURUZ?
Kırmızı ışıkta durduktan sonra otomobilini stop ettiren bayan sürücülere karşı daha nazik ve sabırlı olmayı becerebildiğimiz zaman daha iyi ADAM oluruz.