En başta Sayın Valimizden, Sayın Kültür Müdürümüzden şehri yöneten büyüklerimizden ve siyasilerimizden ardından da böyle bir başlık yazmak zorunda kaldığımız için siz değerli okurlarımızdan özür dilerim.
Bizim vatanımız cennet.
Türkiye, dünyanın en güzel yeri, en rahat yeri, en kolay nimetleri bol ve ucuz yeri…
Bizler bunun için çok şanslıyız. Cenab-ı Allah’ın sevdiği kullarız.
Tamam…
Tamam.
Lafı uzatmadan sözlerimizi “amma” diye kesip sormak isterim “Bizde bir eksik var. Hem de çok büyük ve acı verici. Niye? Neden?”
………….
Hafta sonunda kısa bir Fransa kaçamağı yaptım. Bana sorarsanız Fransa’nın neyi var ki?
Fransa derseniz akla ilk Paris gelir.
Paris’te ne var?
Dersiniz insanların aklına hemen Eyfel gelir.
Bir defa gittim çıktım.
İkinci defa gittim çıktım.
Bir daha buraya çıkarsam ………… demiştim, bu kez de hatunu götürdüm bir daha çıktım.
Yılda ortalama 8 milyon kişi bu kuleye çıkıyormuş.
Üstüne üstelik bilmem kaç Avro ödedikten sonra da içeriye girmek için saatlerce kuyrukta bekliyorsunuz. İster güneş olsun isterse yağmur milyonlar için hiç fark etmiyor.
Hatunun de gönlünü yaptık.
Bir daha Paris’e gidenin, Eyfel’e çıkanın diyeceğim. Demeyeyim. Cenab-ı Allah’ım büyük konuşturmasın. Her dediğimizi yiyor gibiyiz.
………….
“Şu milyonların aktığı Paris’te başka neresi var ki?”diyorsunuz, kendi kendinize soruyorsunuz.
Louvre Müzesi diyorlar.
Burada da iki defa camın tepesinde dolanıp durdum. Girmemek adına kaçtım direndim.
Hatunla gidince mecburen kuzu kuzu girdim hem de zevk alıyormuş gibi beş saat dolaştık. Çıkarken bizim ki demesin mi “Daha 10’da birini gezebildik”…
Burayı da yılda ortalama 10 milyon kişi geziyormuş.
……………..
Her iki yeri de gezenler arasında biz Türkler, yüzdelik birime dahi giremiyormuşuz. Vay anam vayyyy. Oysa Paris’te adım başı Türk vardı. Fransa’da bizim gibi Turistler dışında 600 bin de Türk yaşıyormuş. Tabii ki kayıt dışı olanlar hariç (!)
…………………..
Dönüyoruz Türkiye’ye.
Türkiye’de en çok ziyaret edilen yer Mevlana Türbesi. Yılda ortalama 2.5 milyon kişi. Beleş olunca Topkapı’ya ve Ayasofya’ya ziyaretçi sayısında yarım milyon fark attık. (Bedava sirke baldan tatlı derler değil mi?)
Hala böyle bir değerin, hazinenin kendi insanımıza da 72 millete de beleş olmasını hazmedemiyorum.
Elin demir kafesine, bizden ve dünyadan çalınmış eserlerin konduğu müzelere avroları bayılıyoruz, kendi değerimizi bedava yaparak kendi ayağımıza kurşun sıkıyoruz.
Öyle hacı amcalar biliyorum ki Sultan Selim’e namaz için gelirken günde üç defada içeriye girip vakit geçiriyorlar, ağaçların gölgesinde sohbet ediyorlar.
……………..
Neyse bu kadar ciddi manevi ve maddi bir işi biz kuş beynimizle büyüklerimizden daha mı iyi bileceğiz?
Nasıl da bir hata yapıyoruz değil mi?
Lafı uzatmadan konumuza dönelim.
Bakın yine bir vuslat yaklaşıyor.
Yılda 2.5 milyon insanın ziyaret ettiği Türbeye yine bir anda on binler akacak.
Amma velakin bu on binler ihtiyaçlarını yine gideremeyecekler.
Ya donlarına yapacaklar ya da gül bahçesinde ağaç gölgelerine…
Yazıktır günahtır. Bu dediklerimizi yetkililer ve ilgililer (Türbeyi kastediyorum) bire bir biliyorlar. Acı da olsa bu vahametin canlı şahididirler. Yaşlı turist dayanamamış altına kaçırmış ama heyecanla türbeyi gezmeye devam ediyor(!)
Bu günahın vebali kimedir?
Topluyorum tek cümle ile “Türbeye gelen sıkışan insan ihtiyacını nerede giderecek?”
Soruma cevap olarak güllerin dibi ya da ağacın arkası demeyin sakın ha… (Söverim)
Konya’ya hep dünyanın en büyüklerini (!) yapıyoruz amma velakin türbeye bir tuvalet yapmayı beceremiyoruz.
…………..
Ben manyak yerimde duramadığım için altı yok pabuç gibi gezerim. Sık sık buraları da gezerim. Hem kafamı ruhu dinlendiririm hem de bol bol gözlem yaparım.
Geçen gün türbenin tam giriş ve çıkış kapısında yani günde binlerce kişinin giriş çıkış yaptığı kapıdan girerken de çıkarken de gözüme şu görüntüler ilişti.
Tamam Büyükşehir mükemmel. Herkes görevini dört dörtlük yapıyor.
Peki de seyyar satıcı kalmadı diye övündüğümüz şehrimizde restoranlar dondurma satışı yapıyor.
Yasalsa yapar.
Ama burası Türkiye’nin göz bebeği Konya’mızın değil dünyanın göz bebeği Türbenin girişi ve çıkışı.
MUSTAFA KAVUŞ’A YAKIŞIR
Pazar gecesi Türkiye’ye dönme hazırlığında iken bayram müjdesi gibi bir haber aldım. Konya Büyükşehir Belediyesi Teftiş Kurulu Başkanı yürekli, beyinli, adaletli ve düzgün mü düzgün insan Mustafa Kavuş, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Müşaviri olmuştu. Çevre ve Şehircilik Bakanı hemşerimiz Murat Kurum’u da bu tam isabet seçiminden dolayı kutluyorum. Konya’nın güzel insanları Ankara’da ne kadar çok ve ağırlıklı olursa bu şehir kazanır.
AKYÜREK KIZI SÜMEYYE’Yİ EVLENDİRİYOR
Türkiye’den gelen bir başka güzel haber de Akyürek çiftinin güzel ve başarılı kızları Sümeyye’yi Türk ailesinin evladı Süleyman ile evlendirme kararı idi. Biz de gençleri ve aileleri şimdiden kutluyor; sağlıklı, mutlu, huzurlu ve hayırlı yıllar diliyoruz.
GÜNÜN OKKALI SÖZÜ
Yanlış trene bindin ise koridorda ters yöne koşmanın bir faydası yoktur.
NE ZAMAN ADAM OLURUZ?
Şehir merkezinde üç şeritli durmaksızın akması gereken caddede iki şerit olup hala zik zaklar yapmak mecburiyetinde kalmadığımız zaman daha iyi ADAM oluruz.