Türkler Anadolu’ya geldiklerinde kadim medeniyetlerle karşılaştılar ve denizle tanıştılar 1071’den sonra Anadolu’da hüküm sürmeye başladıklarında artık kaderleri üç tarafı denizlerle çevrili Anadolu’da denizlere hakim olmaya bağlıydı,
1087 yılında Büyük Selçuklu İmparatoru MELİKŞAH, Akdeniz’le tanıştığında şu sözleri sarfetmişti: “İşte Tanrı doğu denizinden, batı denizine kadar olan yerlerin hakimiyetini bana verdi” bu sözlerini söyledikten sonra Akdeniz’den kum alarak Merv’e götürdü babasının mezarına bu kumları serpti ve şöyle söyledi: ”Ey babam Alparslan, sana müjdeler olsun, henüz bir çocuk olarak bırakmış olduğun oğlun, dünyayı baştan başa fethetti.”
Melikşah denize varmakla dünyayı keşfettiğini zannetmişti ancak Türkleri açık denizle buluşturmuştu. Türkler denizle tanışmadan üç yıl, Malazgirt Meydan Savaşı’ndan 19 sene sonra ünlü deniz stratejisti Anadolu’nun ilk denizcisi Çaka Bey tarafından 1090 yılında Bizans’a karşı deniz zaferi kazandı. Bizans’ın karadan ve denizden kuşatılarak yenileceğine inanan bir denizciydi. Çaka Bey, bundan 830 sene sonra bir deniz stratejist MUSTAFA KEMAL ATATÜRK ordularına aynı hedefi vermişti: “Ordular ilk hedefiniz Akdeniz…”
Kıbrıs Barış Harekatı’ndan sonra ABD’nin uyguladığı ambargo deniz kuvvetlerini de etkilemiş ve ambargo sonrasında deniz kuvvetlerinde arayışlar ve alternatifler geliştirilmiş özellikle rahmetli Ecevit ve Erbakan’ın çabalarıyla ulusal arayışlar ışığında Almanlarla yapılan anlaşmayla Hamburg askeri tersanelerinde ve aynı anda gölcük askeri tersanelerinde kızağa konan savaş gemilerinin Türk ve alman mühendislerince inşa edilmesi ve sonunda Almanya’da inşaa edileni satın alma yöntemleri Türk mühendis ve teknikerlerinin yetenekleri geliştirilmiştir.
Deniz kuvvetlerimizin bu gücü Amerika’nın asla hoşuna gitmemiş bunu sürekli hissettirmiştir. 1996 yılında Türkiye’nin parasını ödediği ve gemi personelinin Amerika’ya gönderildiği üç firkateyni Kardak krizini bahane eden Yunanlıların tezleri nedeniyle vermemiştir Türkiye’nin uzun uğraşıları sonucu 1998 yılında ancak alınabilmiştir.
Egede yapılan bir tatbikatta ABD gemisinden kasıtlı olarak atılan bir füzeyle Türkiye cumhuriyetine ait muavenet gemimiz vurulmuş ve Türk denizcileri şehit edilmiştir. ABD asla güçlü bir deniz kuvveti olmasını istememiştir hele hele kendisine bağımlılık oranı en az kuvveti asla istemez.
Deniz kuvvetlerimizin başına 2011 yılında örülen ve kansız bir baskın yaşamasına sebep olanların izini sürmek hepimizin görevidir. Her Türk vatandaşı kendi vergileriyle dişinden tırnağından artırdığı vergileriyle 2011’deki altın çağına getirdiği donanmasına tuzak kuranlardan hukuk yoluyla hesap sormalıdır. Kısacası sözde davalarla Türk deniz kuvvetlerine baskın yapanlardan hesap sorulmalıdır. Bu hepimizin görevidir. Hukuk herkese lazımdır. Eğer gerçekten suçlu kim varsa asker, general kim ise yargılanmalıdır; ancak gerçek belgelerle…