TÜRK FUTBOLU KAÇTAN BÜYÜK?

Süleyman Sayan

Haftaya Rize ile Galatasaray arasında oynanan maçta bir hakem nasıl yönetmez sorusunun cevabını bularak başladık. Ligin 32. haftası geldiğinde Fenerbahçe düşmemeyi ancak garantileyebildi. Trabzon’u konuk ettiğimiz maçta da bir hakem nasıl iki kulübün de emeğini hiçe sayar onu yaşadık. Enteresan bir lig yaşıyoruz.

Konyaspor ve Trabzonspor maçları her zaman heyecanı ve golü bol karşılaşmalara adaydır. Son dönemde kadro konusunda sıkıntılar yaşayan Aykut Kocaman’ın Konyaspor’u transfer yasağı ve önceki hataların bedeli maddi krizlerden gençlere yönelen Trabzonspor’un karşılaşmasını izleyecektik. Keşke bıraksalardı izleseydik.

Konyaspor Filipovic’in yokluğunda rakibin hücum özelliklerini de düşünerek Volkan ve Jevtovic’in yerlerini değiştirmişti. Uğur da eski takımına karşı sahadaydı. İlk düdükle birlikte beklediğimiz üzere saldıran Trabzon karşılayan Konyaspor olacaktı. Fakat 90 dakika bu şekilde gideceğini düşünenler sadece 3 dakikalık özet kadar Konyaspor’u tanıyordu. Trabzon yorgunluk emareleri göstermeye başladığında ise devreye fizik kalite girecekti. Gol yemediği her dakika Konyaspor hanesine artı olarak yazılıyordu.  Kim bilir, belki de bu yüzden Mücahit ile başlamıştı hoca Jahovic ile son darbeyi vuracaktı. İlk yarı topa sahip olan takım Trabzon olsa da oyuna şekil veren istediğini alan Konyaspor oldu. Buraya bir mim koyarak bir konuya açıklık getirmek isterim.

Türk futbolunda şeffaf oda uygulaması başlamalı artık. Nedir bu şeffaf oda? Şimdi uydurdum! Ama eminim okuyunca benimle hem fikir olacaksınız. Sadece bu maç özelinde değil ülkemizde tüm profesyonel liglerde, karşılaşmanın ilk yarısı oldukça güzel maç yöneten hakemlere karşılaşmaların ikinci yarısı başlayınca bir haller oluyor. Futbolcular devre arasında soyunma odasına gidiyor peki hakemler neden gidiyor?  O soyunma odalarında neler yaşanıyor? Hakemleri hem koruma adına hem baskıyı azaltma adına onlara sahanın içinde şeffaf bir oda yapalım kimsenin tesirinde kalmasınlar herkes nerede durduklarını görsün kimse onlara müdahil olamasın! Siyah ile beyaz kadar farklı iki yarı yönetmeleri bir şekilde engellenir en azından akıllarda soru işareti kalmaz.

Lobi faaliyetleri ve güç dediğimiz olay sırasıyla Galatasaray, Fenerbahçe, Beşiktaş, Trabzon şeklinde gidiyor. Fakat her hafta sadece başı yanan takım veryansın ediyor. Kendi lehinize bir durum olduğunda insandır canım hata yapabilir derseniz bu iş olmaz. Üstelik bu durum oyuncularınız ve taraftarınız içinde geçerli.  Hakemler eskiden bu işi ek iş olarak yaparlardı mesela. Erman hoca kabzımaldı, aynı zamanda hakemlik yapardı. Şuan hakemler profesyonel ama gerçekten öyleler mi? Bence sadece aldıkları para konusunda profesyonel oldular zihniyet düşünce eskiden daha kötü dersem yanlış olmaz. Ben Galatasaray’a hata yaparsam hakemliğim biter mi, Beşiktaş aleyhine bu düdük ne olmalı, Fenerbahçe küme düşerse hesabı bana mı sorulur, gibi sorular hakemlerin kafasında döndükçe bozuk plak gibi başa sarar dururuz.  Olaya sadece Konyaspor olarak bakmayalım. Doğru soru şu olabilir mi?  Bugün verilen saç baş yolduğumuz penaltı pozisyonunda maç o an berabere olsa o penaltı çalınır mıydı? Jahovic’in son pozisyonunda Konyaspor mağlup olsa herkesi sinirden güldüren karar çıkar mıydı? Trabzon’un belki de berabere kalması gerekiyordu. Zira Avrupa için gelen Konyaspor’a sen bir otur bakalım orada dediler. Trabzon’un payına ise sen de üçüncülük için göz kırpıyorsun ama daha zamanı var bir puanı al sus denildi. Belki de Beşiktaş Alanya karşısına daha rahat çıkması gerekiyordur. Ne kızı verdiler ne de dünürü küstürdüler.

Bir de TV programları var. Reyting için seviyenin azaldığı insanları birbirine düşüren kavga etmesine sebep olan programlar. Bunlar insanın ruh sağlığı içinde çevresel etki olaraktan da son derece zararlı programlar. Program sonunda sevgi mesajları vermeleri ise komik, birbirlerine saygısı olmayan insanlar, konuşmasına tahammül edemeyen insanlar toplumları birleştirmeye davet ediyor insanları yersen…

Sonuç olarak; Halis olabilirsin, sözlük diyor ki katık yok eksiksiz ama muhlis değilsin çünkü verdiğin kararlar içten ve doğru değil, takımlara ve formalara bakmadan yönetsen aslında iyi bir yönetici olabilirdin! Yarını iyileştirmenin tek yolu, bugün neyi yanlış yaptığını bilmektir. İyi biliyorum ki lobi olarak daha büyük bir camia ile Trabzon karşılaştığında Konyaspor’un durumuna düşebilme ihtimali yüksek. Hakemler hiç müdahil olmasalar acaba maçlar ve lig nasıl olurdu sanırım hiçbir zaman öğrenemeyeceğiz.  Bu bir puan hem Trabzon’un Beşiktaş karşısında alacağı galibiyeti önemsiz hale getirmiştir, hem de Konyaspor sen bu sene Avrupa’ya gitme otur oturduğun yerde demiştir. Sizce Türk futbolu kaçtan büyük? Pardon Türk Futbolu büyük mü?

Maçın sözü; Bir şeyin arkasında durmazsan, önüne gelen her şeyin arkasından gidersin.

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,çok uzun ve ilgili içerikle alakasız,
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.