Gelişmekte olan ülkelerden para çıkışları arttı. Yerel para birimleri değer kaybetmeye devam ediyor.
Gelişmekte olan ülkelerde para birimleri yılbaşından beri % 10 değer kaybı yaşanırken bu rakamın Türkiye’de %17 olduğunu görüyoruz. Yani bizim piyasaların ayrıştığını, bizdeki değer kaybının diğer gelişmekte olan ülkelerle karşılaştırdığımızda % 7 daha fazla olduğunu görüyoruz.
Artan terör olayları ekonomiyi vurmaya devam ediyor. Döviz fiyatları aldı başını gidiyor. Dolar psikolojik dediğimiz 3 TL seviyesini de geçerek 3,050 TL seviyelerini test etti. Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası da piyasalarla ilgili farklı bir şey yapmayınca dövizin tırmanması maalesef durdurulamıyor. Hem dolar hem Euro fiyatları artıyor. Borsa İstanbul haftaya başlarken yine %1,5 değer kaybetti. Bizim nihai olan seviye 71,000 seviyeleriydi. Daha önceki yazılarımızda bu seviyeler tekrar test ediliyor. Borsa İstanbul’da çok önemli bir olay olmazsa borsanın 70,000 seviyelerinde dengeleneceğini düşünüyorum. Terör artarak devam ederse bir miktar daha geri çekilmeler olabilir. Bunun da 69,000 seviyeleriyle sınırlı olacağını düşünüyorum. Gelişmekte olan ülkelerle Borsa İstanbul’u karşılaştırdığımızda Borsa İstanbul’un daha ucuz kaldığını görüyoruz.
Seçimlere gidiyoruz. Bu bizim için başlı başına negatif bir gelişme zaten uluslar arası kredi derecelendirme kuruluşları seçimlerin tekrarlanması Türkiye’nin not görünümünü negatif olarak yorumladılar. Ve 4 ncü çeyrekte yapacakları değerlendirme raporlarında bir not indirimi olabileceğini ima ettiler. Evet, her yerden elimiz kolumuz bağlı ekonomik olarak çok da iyi bir görüntüde değiliz. Daha önceki yazılarımda 2015 yılını kaybettiğimizi söylemiştim, hala aynı görüşteyim. Makro açıdan baktığımızda enflasyon ve büyüme tarafında giderek kötüleşen bir tablo ile karşı karşıyayız. Onun için 2015 yılından ümidimi kestim. Fakat 2016 yılı için çok ümitliyim. Seçimlerden çıkacak güçlü bir hükümetin makro göstergeleri çok iyi düzelteceğine inanıyorum. Güven yeniden inşa edilirse yabancı yatırımcının tekrar hızla geri döneceğine inanıyorum. Çünkü Türkiye her zaman yabancılar için iyi bir yatırım ülkesi olmuştur. Zaman zaman gelişmekte olan ülkelerden para çıkışları olduğu günlerde güvenli liman olarak görülen ülkemize olan ilgi artmıştır. Zaman zaman gelişmekte ülkelerden şimdiki gibi negatif ayrıştığımız olmuştur. Netice olarak güven inşa olursa yatırımda olur.
İçerideki tablo bu, hem terör hem siyasi, dışarıda ise bambaşka sorunlar var. Bizi yine yakından ilgilendiren gelişmeler geçtiğimiz hafta yaşanan Çin’deki global kriz piyasalara büyük bir darbe vurdu. Tüm dünya borsalarında sert düşüşler ve yerel para birimlerinde değer kayıpları olarak yaşadık. Çin ile ilgili endişeler hala bitmiş değil Çin kaynaklı oluşabilecek sıkıntıları piyasalar hala bekliyor. Piyasaların gözü hala Çin den gelebilecek haberlerdedir. Deyim yerindeyse eller klavyelerde borsalarda yaşanacak yeni bir ralliye hazırlık yapılıyor. Bu endişede piyasaları rahatsız etmeye devam ediyor.
FED ise başlı başına başka bir senaryo, aylardır FED ne zaman faiz artıracak tartışmalarıyla piyasalar boğuşuyor. FED’deki faiz artırımının eylül toplantısında başlaması şu sıralar piyasalarda fiyatlanıyor. Bu toplantıda faiz artımı gelmez ise bir sonraki toplantıda faiz artımı kesin gözüyle bakılıyor. Yani bizim için hiç de iyi bir senaryo değil. Hep diyorum ya 2015 yılını kaybettik diye inşallah 2016 ülkemiz vatanımız için iyi bir yıl olur. Hem terör hem de ekonomik anlamda, huzurun arttığı ekonomik olarak da ferahladığımız bir yıl olması hepimizin dileğidir.
Altın ile ilgili ne yazıp söylediysek hepsi tuttu. Yine aynı şeyleri paylaşmak istiyorum. Altın fiyatlarında düşüşler alım için fırsattır diyorum. En iyi düşüş olabileceği yerlerin de 95 TL seviyeleri olacağını düşünüyorum. Yükselişler ise 113 ve117 seviyelerine kadar yaşanabileceğini düşünüyorum.