Yaklaşık 15 yıldır İstanbul Sanayi Odası tarafından açıklanmakta olan Türkiye’nin en büyük 1000 sanayi kuruluşu listelerini düzenli olarak takip eder kısa kısa notlar alırım. Bu araştırmalar ülkemizde sanayinin ve sanayiciliğin nereden nereye yol aldığını en açık ve anlaşılabilir biçimde göstermekte. Türk Sanayisinin bu özet tablosundan faydalanarak bende her yıl sizlere kısa bir özet çıkarmaya çalışıyorum.
Öncelikle bu listelerde yer almanın ve kalıcı olabilmenin ne derece zor olduğunu bilen biri olarak bütün firmalarımıza teşekkür etmeliyiz. Ülkemiz adına üreten istihdam yaratan katma değer oluşturan Pazar Pazar gezip ihracat yapmaya çalışan bu firmalara ülke olarak minnettar olmalıyız.
Listelerde ilk olarak dikkat çeken son 10 yıl içerisinde Anadolu firmalarının ağırlığının katlanarak artmasıdır. Kahramanmaraş, Gaziantep, Kayseri, Konya, Manisa ve Denizli gibi illerimizin bu listelerde birçok firma ile yer alması Türkiye adına sevindiricidir. Yıllarca İstanbul ağırlıklı büyüyen sanayileşme artık coğrafyamızın birçok yerinde mücadelesini sürdürmekte ve refahın tabana yayılmasına hizmet etmektedir. Ülkemizde yatırımların Anadolu’ya kaydırılabilmesi yolunda yıllarca uğraşmamız görülüyor ki boşa gitmemiştir. Umarım ve ümit ederim ki bu dağılım her geçen yıl Anadolu lehine değişir. Özellikle ikinci 500’de yer alan firmalarımızın geçen yıl istihdama sağladığı katkı ücretlerde yaşanan iyileşme ve oluşturdukları katma değer artışı takdir edilmelidir.
Fakat yıllardır bu araştırma sonuçlarında göze çarpan dikkat çeken bir çok konuda yaşanan sorunların 2016 yılında da devam ettiğini görmek zorundayız. Bu sorunlara genel olarak baktığımda yıllardır değişmeyen başlıklar altında olduğunu görüyorum.
1- Kaynak kıtlığı ve finansman erişimi konusunda geçen yıl şirketlerimiz rahatlamak yerine daha fazla finansman giderlerine katlanmak zorunda kalmışlar. Mevcut durumda Merkez Bankası’nın sıkılaştırma politikasına devam edeceğini dolayısıyla finansman giderlerinin bu yıl daha da artacağını öngörüyorum.
2- Pazar çeşitliliği konusunda özellikle jeopolitik risklere karşı savunmasız bir yapıya sahip olan firmalarımızın değişik pazarlarda arayış içerisinde oldukları ama net sonuç alamadıkları görülmekte.
3- Alacak ve tahsilat yöntemleri itibarı ile bu firmalarımızın yaşadıkları problemlerin geçen yılda devam ettiği görülüyor.
4- AR-GE giderlerine ayrılan paya bakıldığında geçen yıl düştüğü ortaya çıkıyor. Oysa faaliyet kârlılığının arttığı bir yılda AR-GE harcamaları artmalıydı. Yıllardır şikâyet ettiğimiz düşük teknoloji ağırlıklı üretim tablomuzun yakın gelecekte değişmeyeceği ortaya çıkıyor. Yüksek teknolojinin payı ilk 500’de %1,89, ikinci 500’de ise %2,39. Düşük teknolojinin payı ise ilk 500’de %40, ikinci 500’de %51,24. Dünya sanayide 4.0 devrimini konuşurken biz 2012-2016 arasında yüksek teknolojinin genel içerisinde ki payını bırakın artırabilmeyi düşürmüşüz.
5- Son 10 yılda bazı sektörler listelerde azalırken bazı sektörler daha fazla firma ile yer almayı başarmışlar. Özellikle gıda sektörü ilk 1000 şirket arasına 189 şirket sokmayı başarırken ana metal sanayimiz 110 şirketle listelerde yer alıyor. Yıllar önce bu listelerde tekstil sektörünün gözle görülür bir ağırlığı vardı. Çin başta olmak üzere Uzakdoğu’nun yükselen rekabet gücünün bu sektörümüze olumsuz etkisini satır aralarında okumak mümkün. Kısa vadeli gelecekte enerji ve işgücü ağırlıklı sektörlerin bu rekabeti daha fazla yaşayacaklarını söyleyebilirim.
6- Benim önemsediğim bir diğer husus ise açıklanan onlarca teşvik paketine rağmen imalat sanayisinde görülen yatırım iştahsızlığıdır. Teknolojik yatırımları bir tarafa bırakın sanayicimiz kendi işini büyütmek için dahi yatırım yapmaktan çekinmekte bu yüzden imalat sanayinin gayri safi milli hasıla içerisindeki payı her geçen yıl düşmektedir.
Bunlara ilave edilecek birçok alt başlığa rağmen bardağın dolu tarafına bakmak zorundayız. İstanbul Sanayi Odası’nın bu takdir edilecek çalışmaları kütüphanelerde durmak yerine daha dikkatli incelenirse Türk Sanayisi’nin fotoğrafı daha net ortaya çıkacak çözüm bekleyen sorunlara dair atılacak adımlar şekillenecektir.