Türkeş ve “Dokuz Işık” Doktrini

Mustafa Balkan

Türk devlet adamı ve siyasetçi olarak Alparslan Türkeş’i anarken, hayatını, yaptıklarını ve amaçlarını gündeme getirmekte fayda var.

“Alparslan Türkeş kimdir?” sorusuna, gençlerin öğrenmeleri açısından elbette cevabı verilmeli. Kısa ve öz olarak…

Alparslan Türkeş, Kayseri’nin Pınarbaşı ilçesinin Yukarı Köşkerli köyünden Kıbrıs’a sürgün edilen Koyunoğlu Ailesine mensuptur. Oğuzların yirmi dört boyundan biri olan Avşar boyuna mensup olan Koyunoğlu Ailesi, 18. yüzyılda Kayseri bölgesine diğer Avşar oymakları ile birlikte gelmişlerdi. Avşar boyu, aynı Kınık ve Kayı boyu gibi devlet kurmuş, beylik yapmış, önderlik vasfı bulunan bir boy olarak bilinmektedir. Alparslan Türkeş’in vasıfları düşünüldüğünde, damarlarındaki Avşar kanının kişiliğine ve liderlik özelliklerine aynen yansıdığı görülür.

1860’lı yıllarda, Sultan Abdülaziz döneminde Alparslan Türkeş’in dedesinin dedesi olan Arif Ağa, bir takım hadiselerden dolayı Kayseri’nin Pınarbaşı ilçesinden Silifke’ye sürgün edilmiştir. Silifke’de fazla kalamayıp tekrar Pınarbaşı’ya dönmüşler ancak bu sefer de Kıbrıs’a gönderilmişlerdir.

Babası Kayseri’nin Pınarbaşı ilçesinin Yukarı Köşkerli köyünden “Koyunoğlu Ailesi”ne mensup Tuzlalı Ahmet Hamdi Bey, annesi ise Kıbrıs Türklerinden Fatma Zehra Hanım’dır. Lefkoşe’de 25 Kasım 1917 tarihinde dünyaya gelen Alparslan Türkeş, ata toprakları olan Kayseri’ye özel bir ilgi duyardı ve sevgiyle bağlıydı.

“Oğuz Han oğlu Avşar’ın başçısı yılların damarını eline aldı, çekip yetti. Günlerden bir gün Ayhatun’un gözü parladı. Nur topu gibi bir oğlan doğurdu. Adını Arslan kodu, iri, kara, parlak gözleri vardı. İri pençeleri vardı. Gök yeleli, gök tüylü idi. Arslan büyüdü, Alp Arslan oldu. Dağa taşa sığmadı, su onu durduramadı. Göğsü ilerde, başı dik, kara gözleri derin, yağız bir delikanlı idi.” (Ahmet Bican Ercilasun)

 

Türkeş’in Adı ve Doğduğu Ev

Alparslan Türkeş, Kıbrıs’ta Lefkoşe’nin Haydarpaşa Mahallesi, Kirlizade Sokağı 13 numaralı evde 25 Kasım 1917 tarihinde öğle vakti dünyaya gelmiş.

Koyunoğlu Ailesi, yeni doğmuş olan erkek evlatlarına “Ali Arslan” adını vermişler. Arslan adı ile anılmaya başlayan çocuğun adı, “rüştiye” ortaokul üçüncü sınıfa giderken Osman Zeki Bey isimli öğretmeni küçük “Arslan”ın adının “Alparslan” olmasını istemiş, o günden sonra adı Alparslan olmuş. Soyadı kanunundan sonra ise “Türkeş” soyadını almış. Asıl adının Feyzullah olduğu yolunda olan iddialar ise, kendisi tarafından kabul edilmemiştir.

 

“Türkeş” Adı Nereden Geliyor?

Türkeşler, İli nehri civarında oturan bir Türk boyunun adıdır. Göktürk devletinin dayandığı esas topluluk olan Onoklara mensup bir topluluktur. Bu boy, Türklerin göçebe hayattan yerleşik hayata geçişinde önemli görevler görmüştür. Ayrıca, Alparslan Türkeş’in mensup olduğu Avşar boyu içerisinde Terkeşli/Türkeşli adını taşıyan oymak adlarına rastlamak mümkündür.

 

Kıbrıs Elbet Bizim Olacaktır

Alparslan Türkeş’in çocukluk dönemi arkadaşı Dr. Fikret Alkan, “O, küçükken bile ruhunu sarmış olan Türklük ateşi ile yanardı. Türkler’in Kıbrıs’ı mutlaka kurtaracağını hatta kendisi büyüyünce asker olup Kıbrıs Türkleri’ni özgürlüğüne kavuşturacağını söylerdi. Tek hedefimiz, İngilizleri Ada’dan kovup özgürlüğe kavuşmaktı. Türkeş, böyle bir ruh hali içinde Türkiye’ye geldi ve subay oldu.” diyor.

Alparslan Türkeş, Viyana gemisiyle askeri lisede okumak için Türkiye’ye ailesi ile birlikte gelirken Kıbrıs adası, İngiliz idaresinde ve Rum baskısı altındaydı. Alparslan Türkeş, daha o yaşlarda büyük bir bilinçle Viyana gemisinden Kıbrıs’a bakarken şöyle mırıldanıyordu:

“Kıbrıs’ı elbet birgün kurtaracağız.”

 

Dokuz Işık Doktrini

Alparslan Türkeş’in “Dokuz Işık” adlı kitabından ayrı olarak “Temel Görüşler”, “Türkiye’nin Meseleleri”, “1944 Milliyetçilik Olayı”, “Dış Politikamız ve Kıbrıs”, “Yeni Ufuklara Doğru”, “Kahramanlık Ruhu” ve “Gönül Seferberliğine” isimli kitapları da mevcut.

Dokuz Işık, Türkeş’in temel doktrinini yansıtan bir kitaptır. Dokuz Işık’ın esaslarını “Milliyetçilik”, “Ülkücülük”, “Ahlâkçılık”, “İlimcilik”, “Toplumculuk”, “Köycülük”, “Hürrüyetçilik ve Şahsiyetçilik”, “Gelişmecilik ve Halkçılık”, “Endüstricilik ve Teknikçilik” oluşturmaktadır.

 

Milliyetçilik Nedir?

Alparslan Türkeş diyor ki: “Türk Milliyetçiliği, her çeşit taklitten arınmış, kendi cemiyetinin değerlerine bağlı ve o değerleri geliştirici bir harekettir. Türk gençliği, Türk milletinin geleceğinin biricik ümidi ve kurtuluş kaynağıdır.”

Yarınki yazımızda da “Milliyetçilik” üzerinde duracak ve her milletin neden “milliyetçi” olması gerektiğinden söz etmeye çalışacağız.

 

AZİZİM DİYOR Kİ…

 

“Biz o ananın, o babanın çocuklarıyız. O şalvarlılardan, o heybelilerden geldik. O heybeye Batılı aklını oynatır. Onun üstündeki o Türkmen ruhunun asaletini gösteren ince işe, nakışa Batılı aklını oynatıyor.”

 

(Alparslan Türkeş)

 

 

 

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,çok uzun ve ilgili içerikle alakasız,
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.