26 Ağustos tarihli Resmi Gazete’de yayınlanması ile beraber Varlık Fonu A.Ş. kurulmuş oldu. Üzerine yapılan tartışmalardan uzak kalarak bu fonun içeriğinden bahsetmeye çalışalım. Zira ülkemizde gündem o kadar yoğun yaşanıyor ki bazen çok önemli ekonomik hamleler gündelik tartışmaların içerisinde yok olup gidiyor. Varlık fonları nedir nasıl çalışır dünya üzerinde ne gibi örnekleri vardır?
Bir birey gelecek günleri düşünerek gelirinin bir kısmını nasıl tasarruf ediyor ise bu fonlarda devletler için aynı anlamı ifade etmektedir. Ulusal varlık fonları devletin sahip olduğu ve yönettiği çeşitli yatırımlar kanalıyla gelirini artırmaya çalıştığı fonlardır. Bunların kuruluş amaçları iki temel üzerine oturmaktadır:
1-Ülke ekonomisini konjonktürel (Dünya ekonomisinde yaşananlar) etkilerden uzak tutarak sağlam bir yapıya kavuşturmak.
2-Gelecek kuşaklara refah düzeyi daha yüksek bir ülke bırakabilmek.
Temel olarak bu fonlar bütçede oluşan gelir fazlalığını aktararak kurulmaktadır. Bazı ülkeler bu fonun yönetimini Merkez Bankalarına verirken bizde ki örnekte olduğu gibi ayrı bir şirket olarak da kurulabilmektedir.
Dünyanın en büyük fonları sırasıyla Çin, Birleşik Arap Emirlikleri, Norveç, Suudi Arabistan ve Kuveyt devletlerine aittir. Çin varlık fonunun büyüklüğü 1,5 trilyon dolar civarında hesap edilmektedir. Bu ülkeler içerisinde Çin kaynak olarak dış ticaret fazlasını kullanırken diğer ülkelerin birçoğu petrol gelirlerinin bir kısmını bu fonlara kaynak olarak aktarmaktadır. Bu fonlarda bulunan para risk ve getiri dengesi gözetilerek kazanç amaçlı olarak tahvil, hisse senedi piyasalarında kullanılabildiği gibi bazı projelere geçici ya da kalıcı ortaklıklar yoluyla girerek yatırımlarını yönlendirmektedir.
Amerika Birleşik Devletleri başta olmak üzere bazı ülkeler 2008 krizi sonrası bu fonları özellikle bankacılık sektörünü kurtarmak için kullanmışlardır. Malezya gibi politik tercihlerle bu fonları kullanan ülkelerde oldu geçmişte. Özellikle emeklilik fonlarında biriken paraların amaç dışı kullanılması yüzünden uluslararası ekonomi otoriteleri tarafından uzun süre eleştirilerin odağında oldu varlık fonları.
Türkiye olarak kurulan fondan beklentilerin öne çıkanları yasanın genel gerekçesinde şu şekilde sıralanmaktadır:
1-Büyüme oranında artış sağlanacak
2-Stratejik projeler (Savunma, yazılım, havacılık) desteklenmek suretiyle küresel oyuncu olmak
3-Büyük altyapı projelerinde (Otoyol, nükleer santral, havalimanı) kamu borcu artırılmadan finansman sağlanacak.
4-Sermaye piyasalarında büyüme ve derinleşme hızlanacağı için küresel etkilerden minimum etkilenme.
5-Türkiye için önem taşıyan petrol, doğalgaz gibi yurtdışı kaynaklı ürünlerde arz güvenliğini sağlamak adına yatırımlar yapmak.
Dünya üzerinde faaliyet gösteren varlık fonlarının toplam hacmi 12 trilyon dolar seviyesinde bulunmakta ve çoğu kez ekonomilere nasıl müdahale ettikleri ortada. 1996-1997 yılları arasında Rahmetli Erbakan hükümetinin uygulamaya koyduğu kamudaki havuz sistemi nasıl bazı çevreleri rahatsız ettiyse bu gün Türkiye Varlık Fonu yine bazı çevreleri rahatsız ediyor. Evet bu fona kaynak olarak aktaracağımız bütçe fazlamız ya da emtia gelirlerimiz yok ancak kaynak yaratacak potansiyelimiz var. Yukarıda bahsedilen yasanın gerekçelerinin Türkiye için ne anlam ifade ettiği ortada. Türkiye Varlık Fonu’nun iyi yönetilmesi ve denetiminin şeffaf olması halinde 5 yıl sonra hatırı sayılır bir büyüklükle dünya ekonomisinde söz sahibi olabileceğine inanıyorum.