Geçtiğimiz hafta Konya, şehrin tanıtımına büyük katkı sunacak, önemli bir organizasyona ev sahipliği yaptı…
Türkiye Gazeteciler Konfederasyonu’nun 24. Başkanlar Kurulu Toplantısı Konya’da icra edildi.
12-15 Mayıs tarihleri arasında Türkiye’nin kuzeyinden güneyine, doğusundan batısına dört bir yanından 81 vilayetten meslektaşımız Konya’daydı.
Genel Sekreter sıfatıyla mensubu bulunduğum Konya Gazeteciler Cemiyeti’nin ev sahipliğinde gerçekleştirilen organizasyonda, 7 bölge, 7 iklim, 81 vilayetten yerel gazeteciler 4 gün boyunca Konya’da ağırlandı…
Bu 4 gün içerisinde sadece Başkanlar Kurul Toplantısı yapılmadı. 150’nin üzerinde gazeteci 4 gün boyunca Konya’nın havasını teneffüs etti, adım adım Konya’yı gezdi. Şehrimizin önemli tarihi ve turistik değerlerinin yerinde görülüp incelenmesine vesile olduğumuz gezi organizasyonları ile bezenen, karşılıklı fikir alışverişlerinin yapıldığı, şehre dışarıdan bir değil, birçok gözün baktığı bu organizasyon dün itibariyle tamamlandı. Bu vesileyle Konya’nın sadece tarihi ve turistik değerleriyle sınırlı kalınmayıp, gastronomisi de misafirlerin beğenisine sunuldu. Etliekmekten fırın kebabına, bamya çorbasından höşmerim tatlısına kadar Konya mutfağının damaklarda unutulmaz bir iz bırakan lezzetleri bu vesileyle birçok meslektaşımıza ilk defa tattırılmış oldu.
Organizasyon çerçevesinde, Anadolu’da yerleşik hayatın ilk izlerini barındıran ve ilk yerleşim yeri olarak dünyada kabul edilen Çatalhöyük için özel bir program düzenlendi. İsmini birçok defa duymuş olsalar da misafirlerimizin birçoğu Çatalhöyük kazı alanını ilk defa yerinde görüp inceleme fırsatı buldu.
Misafirlerimizi çok yormadan ama kafalarında bir Konya şeması belirleyebilmek adına yaptığımız programda Türkiye’nin TÜBİTAK destekli ilk Bilim Merkezi’ni görmelerini sağlamasak olmazdı. Yine bu çerçevede Panorama Konya Müzesi de durak noktalarımız arasında yer aldı.
Konya denince akla Mevlana, Mevlana denince de hoşgörü geliyor. Misafirlerimizin zihinlerinin perde arkasında sürekli Mevlana Müzesi’ni ve Mevlana Türbesi’ni ziyaret etme fikri vardı. Birçok misafirimiz programımızda olmadığını düşünerek Mevlana bölgesini ziyaret etmeye dönük bir kaçamak arayışındaydı. Ancak programımızın ana ziyaret noktalarından biri de Mevlana Türbesi ve Müzesi’ni ziyaret ve ardından Sema Gösterisi vardı. Sema Gösterisini daha önce birçoğu izlemiş olsa da kahir ekseriyeti ilk defa izliyorcasına pürdikkatti. Günün yorgunluğu ise yine tarihi bir mekanda Tantavi Kültür Merkezi’nde yenen akşam yemeği ile atılmış oldu. Tantavi Kültür Merkezi de misafirlerimizin zihnine kazınmış olacak ki, ayaküstü yaptığımız sohbetlerde en çok ismi zikredilen mekanlar arasında yerini aldı.
Tarihi bir değeri yok ise de tarih yazılan bir yer olan, Anadolu Kartalı Konyaspor’umuzun yuvası Büyükşehir Belediye Stadyumu da en çok ilgi gören yerler arasındaydı. Cumartesi günü misafirlerimizi Konyaspor’un stadyumunda ağırladık. Stadyum içerisinde bulunan Ekrem Coşkun Etlekmek’in lezzetini tadan misafirlerimiz, stadyumu görünce hayranlıklarını gizleyemedi. Hatıra fotoğrafı için adeta birbirileriyle yarıştılar.
Sıra, yenen etliekmeği eritmeye gelmişti. Güzergahımızın yönü bu anlamda Sille oldu. Sille’ye varmadan önce de Kelebekler Vadisi, vadi içerisindeki çiçek bahçeleri ve Tropikal Kelebek Bahçesi ziyaret edildi. Misafirlerimiz Tropikal Kelebek Bahçesi’nde bir anda kendilerini farklı bir iklimde, farklı bir atmosferde bulduklarını dile getirmekten geri duramadılar. Hakikaten Tropikal Kelebek Bahçesi, karasal iklim içerisinde ekvator ikliminin yaşatıldığı bir alan olarak öne çıkıyor. İçindeki kelebeklerin oluşturduğu renk cümbüşü ve tropikal bitkilerle oluşturulan bütünlük görülmeye değer…
Gezinin son durağı olan Sille’ye gitmeden önce Sille ismini çok defa duyduklarını belirten misafirlerimiz Sille’yi gördüklerinde ise burayı bir açık hava müzesi olarak yorumladı. Buram buram tarih kokan Sille sokakları gezildikten sonra ise Sille Baraj Parkı’nda soluklanma fırsatı bulan misafirlerimiz, Sille Barajı’nın kenarında Konya’nın bahar havasının tadını çıkardılar.
Programı sonlandırmak için ise tercihimiz yine Konya’nın kalbi, Konya’nın asıl merkezi, Konya’yı Konya yapan en kıymetli hazinelerden biri olan Hz. Mevlana’nın gölgesi oldu. Türbeönü Restorant’ta Mevlana manzarasıyla akşam yemeği yiyen misafirlerimiz, öyle umuyorum ki, akıllarından uzun süre çıkmayacak bir Konya seyahati gerçekleştirmiş oldu.
Yapılan organizasyonun şehrin turizmine ve tanıtımına katkısı bununla sınırlı kalmayacak. Meslektaşlarımız kendi şehirlerinde yaptıkları yayınlarında Konya’yı anlatacak, Konya’yı yansıtacak. Başkanlar Kurulu Toplantısı’nın bence şehrin kazanımları açısından en önemli noktası da burası…