Şunu açıkça ifade etmek gerekir ki, andımız denen bu metni okumanın da, okumamanın da bir sakıncası yok, faydası ve zararı yok; okunsun mu, okunmasın mı diye bunu tartışmanın kimseye yararı yok, ama zararı var. Ülkeme mi, gençliğe mi, eğitime mi, ilime-bilime mi; bilişim, ulaşım, uzay teknolojilerine mi? Daha da ötesi milli duygulara mı, manevi dünyamıza mı, güvenliğimize mi, dış ve iç düşmanlarımızın durdurulmasına mı, ailemize mi, geleceğimize mi? Kime faydası var. Yine ne oldu bize. Birileri kaşıdı, birileri de bunun üzerinde oynamaya çalıştı. Demek ki yaramız varmış.
Kaç gündür andımız üzerinde, hem de inanılmaz jargonlar, aşırı yaftalamalar, eski defterleri karıştırmalarla kırıyoruz. Medya, siyasiler, gençlik, ideoloji grupları; tüm halkım. Şunu iyi bilelim ki, medya ve siyasilerin atışmaları geçer de, halkımın inanılmaz dozda karşılıklı atışmaları yaralar ve de deler geçer. Hele de bu tartışmadan pay kapmaya, ortalığı daha da kızıştırmak için sırıtarak tırnak sürtmeye, bulanık suda balık avlamaya çalışanların oyunlarını fark etmemeye ne demeli.
Tartışmanın her kaç taraf varsa onlara soralım; bu tartışmalardan ne elde edilir ve kimin işine yarar. Neden Türk ve Türkiye düşmanlarına fırsat verilir? İnanın, bu iç ve dış düşmanlar, bizleri bizden daha iyi tanıyorlar ve bundan istifade etmeye çalışıyorlar. Bunlar bizim hassas noktalarımızı, zaaflarımızı, buradan da açıklarımızı biliyorlar. Bu söze “yok böyle bir şey” diyebilen var mı? “Galiba bizi bu hale onlar düşürüyor” yerine, önce kendimizi hesaba çekmeliyiz. Birazcık muhakeme!
Geçmişten de neden ders alınmaz ki? Milletimin bir şekilde ayrı düşürülmesi mağlubiyeti, birliktelik ise zaferleri getirmiştir. Bunun en yakın örneği 15 Temmuz zaferidir. Eski defterleri açmaya, zamanla birileri bunları söylemişti demeye de gerek yok. Bunlara Mevlana’nın şu sözü ne kadar da önem arzediyor: “Asla geçmişte yaşama, daima geçmişten ders al”, öyle değil mi?
Son tartışmalarımızla dünyaya, kendi iç ve dış düşmanlarımıza açık kapı bırakıyoruz. Açıkları gören fırsatçılar, fesatçılar da oradan giriyor. Hani Atatürk’ü her yerde kullananlar O’nun Türk insanı zekidir, çalışkandır” sözünü neden düşünmezler. Neden buradan başlamıyoruz? Ülkesine aşkla bağlı olan, geleceğin kaygılarını yaşayan, gençliğin durumunu gören, kalkınma için fırsatlar arayan; açıkçası milliyetçisi, dindarı, ırkçısı, faşisti, orta yollusu, Atatürkçüsü, İslamcısı, milliyetçi-muhafazakârı; özetle “vatan sevdalıları”, hepimiz bu kavganın büyümesinden sorumluyuz. Bundan kaçamazsınız
Sosyal medyaya atılanları okuyorum ve insanım ve ülkem adına üzülüyorum. Bunları atanların bir kısmını da tanıyorum. Maalesef FETO artığı hainlerin ustaca hazırladığı ihanet belgelerini burada yaymalarına şahit oluyorum ve şaşıyorum. Bazılarının ne kadar da kini birikmiş ki, boşalmış gibi birden saldırmaya başladılar. Elbette saldıranların çoğu bilinçli değil, duygularıyla hareket edenlerin “inadına” demenin karşılığı “bu oyunu görmemezden gelmektir”. Birazcık akıl, lütfen.
İşin diğer tarafında konuyu aslından saptırıp, boyutu Atatürk ve sevgisiyle eşdeğer tutmaya çalışan KEMALİST kafalara ve onların yine hortlayan baskılarına da ne demeli. Andımızı yazanın, öldüğünde cebinde 1 Lirası vardı gibi “kutsal”, metni de “ilahi yeminmiş” gibi gösterenlere sözümüz odur ki, “bu milletin en büyük belası sizlersiniz”. Defalarca yazdım ki; Atatürk sevgisi, eski komünist bozuntusu, laikçi, seküler, şimdinin ulusalcı geçinen sahte Atatürkçülerin tekelinde değil, temsilinizde hiç değil. Bu milletin tamamının Gazi Paşa ile bir meselesi yok. Arada bir çatlak sesler çıkaranlar olabilir, ancak bu da tüm milliyetçi-muhafazakâr, dindar milletimin tamamını temsil etmez. Sizler bunu Laikçi anlayışla pişirerek Atatürk düşmanlığı yaftalamalarıyla tüm milletimin sofrasında sunmaya çalışıyorsunuz.
Faşist ve FETÖ’cü kafalar, Gazi Paşa’yı kullandığınız yeter artık. Uydurma hikâyelerle Kemalizm’i dayatarak şapkadan tavşan çıkarmaya, sonuçta da vatan-ı asli olan bu necip milleti ayırmaya gücünüz yetmez. Bir sürü açığınız var. Atatürk’ün mirasçısı olarak gösterdiğiniz ideolojinizi, yıllarca çıkarlarınıza “İş Bankasında olduğu gibi” hizmet ettirdiniz. Atatürk düşünceleri millete mirastır, cumhuriyetin lideridir. Cumhuriyet de hepimizin ortak değeridir, bu böyle biline.