Türk milletini taçlandıran ay olan Zaferler ayına girmiş bulunuyoruz.
Osmanlı Devlet-i Aliyye’nin kurucusu Osman Gazi, 1 Ağustos 1326’da vefat etmişti.
Kıbrıs yine 1 Ağustos 1571’de fethedilmişti.
Alpaslan Türkeş, 1 Ağustos 1965’te CKMP (Cumhuriyetçi Köylü Millet Partisi)’ne genel başkan olmuş, Osman Bölükbaşı seçimi kaybetmişti.
Pakistan Devlet Başkanı Ziya ül Hak bu ayda şehit edilmişti.
“Konya Tarihi” kitabının yazarı İbrahim Hakkı Konyalı, Ağustos ayında Akşehir’de vefat etmişti.
Mescid-i Aksâ fanatik Yahudiler tarafından bu ay içerisinde yakılmıştı. Seyyid Kutub, 14 Ağustos 1966’da idam edilmişti. II.Abdülhamid Han’ın casusu Abdürreşid İbrahim Efendi, 17 Ağustos 1949’da Japonya’da vefat etti.
Akşehir Şeref Günü ise 24 Ağustos 1922’dir. Büyük Taarruz ise 30 Ağustos 1922’de başladı.
Galatasaray, Real Madrit’i Monaco’da 2-1 yenerek Süper Kupa’yı almış ve bütün ülkeyi sevince boğarak UEFA Kupası şampiyonu olmuştu; 25 Ağustos 2000’de.
26 Ağustos 1071’de de Malazgirt Zaferi yaşanmıştı. Bizans İmparatoru Romanos Diogenes esir edilmiş ve Alp-Arslan, bu büyük zaferin kahramanı olarak Anadolu’nun kapılarını tamamen Türklüğe ve İslâm’a açmıştı.
1.Kosova Zaferi (27 Ağustos 1389), Mohaç Zaferi (26 Ağustos 1526), Mercidabık Zaferi (24 Ağustos 1516), Çaldıran Zaferi (23 Ağustos 1514), Bükreş’in fethi, Halep’in fethi, Tunus’un fethi, Nis (Nice) Kalesinin fethi, Sakarya Meydan Muharebesi’nin kazanılması, Başkumandanlık Meydan Zaferi, Semendire Zaferi, Kireçtepe Zaferi, Korsika Adasının fethi, Estegon Kalesinin fethi, Trablusgart’ın fethi, Otranto’nun fethi, Conkbayırı Zaferi, 1. Anafartalar Zaferi, Muş’un kurtuluşu ile MHP’nin Erciyes-Zafer Kurultayı (5 Ağustos 1989), Seydişehir Alüminyum Fabrikasının açılışı ve Fransızların 45.000 Cezayirliyi öldürmesi…
Daha burada sayamadığım pek çok zafer, fetih ve hadiseler Ağustos ayında gerçekleşti.
Bu açıdan Ağustos ayı tarihimize; TÜRK’ÜN ZAFERLER AYI olarak geçti ve yazıldı.
Zaferler Ayı Ağustos kutlu ve mübarek olsun.
TEKNO(LOJİ)
Teknoloji kelimesinin “loji”si acaba ne anlama geliyor?
“Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı” diyoruz ya.
“Teknoloji” kelimesinin burada yer almasının yanlışlığı bir tarafa…
Üzerinde durulması gereken şey LOJİ’dir.
Loji = Logos = “Akıl”.
Demek ki logos “akıl” demekmiş.
Buradaki akıl, “sistematik akıl”dır.
Sistematik akıl ise; “bilim” demektir.
Bilim de ancak felsefeyle gelişir.
Buradaki felsefe ise, “sistematik düşünce nasıl yapılır?” sorusunu çağrıştırır bize.
Peki, o zaman Türkiye, çok önemli olan kapital (para) ve finans kaynaklarını nasıl elde edecek?
Sanayi üretimiyle değil elbette. Endüstri ise ayrı bir şey.
O zaman geriye TEKNO(LOJİ) kalıyor.
Türkiye olarak teknolojimizi geliştirip üretime yatırım yapmış olsaydık, ileride başımıza büyük belâlar açacak olan “sıcak para” yerine kendi finans kaynaklarımızı kendimiz sağlamış olacaktık.
O zaman Batı’nın teknolojisine esir olmayacak ve yüzde 52 oranla seçilmiş Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan da; 15 Temmuz günü “Paralel Darbe Kalkışmasını ve İşgal Hareketini Eniştemden öğrendim” itirafında bulunmayacaktı.
AZİZİM DİYOR Kİ…
Düşünürü olmayan ülkeyi yönetmek o kadar kolay ki..
Demek ki çağdaşlık kaportada değil, motordaymış…
15 Temmuz’dan itibaren tekrar yapılandırılan Devlet, Amerikanvâri Başkanlık Sistemine doğru Kanun Hükmünde Kararnameler ile hızlı kürek çekiyor..