Üç başlı ejderha!

Erol Sunat

İktidara karşı en büyük muhalefet siyasi bir oluşum değil. Yeni bir siyasi parti de değil!

Bu ittifak sessiz bir ittifak, tepki ittifakı…Yalnız bırakılanların ittifakı…Hali ve ahvali sorulmayanların ittifakı…Sesi duyulmayanların, sesi bir türlü ulaşması gereken yerlere ulaşamayanların ittifakı… Elinden tutulmayanların, destek olunmayanların ittifakı…

Bu muhalefet adım adım gelen bir muhalefet!

Bir yerde “-ecek” ve “-acak” eklerinin iflas ettiği, hakikatlerin restini çektiği bir tablonun muhalefeti!

Yazılı olmayan, resmi olarak oluşturulmayan, başvuru dilekçesi bulunmayan bir oluşum!

Daha çok zamların çılgınca cirit attığı, meydanı boş sandığı bir sathı mailde vuku bulan bir muhalefet!

Beni zamlar yarattı dese, üstüne yemin etse yerden göğe kadar haklı!

Muhalefet, üç başlı ejderhaya karşı oluşan bir muhalefet!

Kim mi bu üç başlı ejderha?

Elektrik-Doğalgaz-Akaryakıt!

Çarpıyorlar, yakıyorlar, kırıp döküp, vurup geçiyorlar!

Onlara karşı duran bu ittifak ne ittifakı diye sözüm ona soruyorlar, merak etmiş gibi tavırlar alıyorlar ya hani…

Bu muhalefet, toplumun her kesiminden oluşan maddi-manevi yaralı-bereli, insanların kendiliğinden oluşturduğu bir ittifak!

Bu ittifak; Evine ekmek götüremeyenlerin ittifakı! Ekmeğe yapılan zamlar karşısında donup kalanların ittifakı! Evinde battaniyeye sarınıp oturanların ittifakı Mum mu yakalım, idare lambası mı diyenlerin ittifakı! Marketlerden eli boş dönenlerin ittifakı! Pazar yerlerinde ucuz bir şey bulacağım diye pazarın sonunu bekleyenlerin, pazardan gözleri dolu-dolu dönenlerin ittifakı!

Bu ayın ilk günlerinde anlaşmış ve sözleşmiş gibi her gün biri gelen elektrik, doğalgaz ve su gibi faturalar karşısında çaresiz kalanların kurduğu çaresizler ittifakı!

*****

Bu ittifak elbette bir günde oluşmadı…Durup dururken de ortaya çıkmadı!

Bir insan normalde ağırlığının kaç katını kaldırabilir?

1.5 katını diyen var, en fazla iki diyenler var! Eğer sporcu falansanız daha fazla…

Rahmetli Naim Süleymanoğlu ağırlığının üç katından on kilo fazlasını kaldırmıştı yani tam tamına 190 kilo! Mekanı cennet olsun o bir şampiyondu, ağırlık kaldırmak ona has, ona özgü ve ona ait muhteşem bir özellikti.

Bizler ise zamların üzerimizdeki ağırlığın altında kaldık ve ezildik!

Pestilimiz çıktı!

O haldeyken dahi, ödersin, yaparsın, bu işinde altından kalkarsın diye yük üzerine yükü, yani zam yüklenmeye devam ediliyor!

Buna can dayanır mı? Buna takat yeter mi?

Bunu bu insanların kaldıramayacağı bilinmiyor mu?

Anlaşılan o ki, bilinmiyor!

Güllük gülistanlık gül bahçeleri viran oldu! Bu bahar güller açmayabilir, bülbüller şakımaktan vazgeçebilir!

*****

Zamlar çıldırdı! Ne yapsın insanlar?

Elektrik şu kadar, doğalgaz bu kadar, diye alt alta toplayıp yazdıklarında, üstelik belgeleri ve faturalarıyla birlikte, ne diyecek siyasetimiz, ne diyecek siyasilerimiz?

Bu muhalefet böyle bir muhalefet!

Zamların oluşturduğu, bir araya getirdiği, çantada keklik denilenlerin, çantadan indikleri, lakin inmemiş sayılmaya devam edildiği, öyle sanıldığı, öyle hesap edildiği o insanların bir araya gelip kurdukları bir ittifak!

Kırık kalplerin ittifakı! Güvendiği dağlara kar yağanların ittifakı!

Gemiler durup dururken yanmadı! Bağrıma taş basarım, bu gemiyi yakarım diyen insanları hâlâ görmemekte ısrar edenler var!

Rahmetli Müslüm Baba, “Son pişmanlık neye yarar” demiyor muydu?

Telafi ederiz, kolay ederiz, bakarız, çözeriz babında laf çok!

Çok amma; "Kurt kışı geçirir ama yediği ayazı unutmaz" diye bir sözümüz var!

Yediğimiz bu ayaz, unutulacak bir ayaz değil!

Mevsimden, kardan-kıştan, elektrikten, doğalgazdan, akaryakıttan ve dahi onların peşine takılanlardan ne çektiğimizi bir biz biliriz, bir de Allah!

*****

Bu muhalefete, bu ittifaka direkt olarak zamlar neden oldu! Bu ittifakı yeni zamlar ve o zamların yansıtıldığı fahiş faturalar oluşturdu!

Adına ister “Zam İttifakı” deyin! İster, “Üç başlı ejderhaya karşı duranlar ittifakı!”

“Elektrik-Doğalgaz-Akaryakıt üçlüsü, yok bizden daha güçlüsü” diyorlar.

Kendilerinden emin bir şekilde yollarına devam ediyorlar!

Bu üç başlı ejderhanın madden ve manen yarattığı travma o denli büyük ki…

Zamların çılgın bir at gibi çılgınca koştuğu şu dönemde, sakin, kendi halinde, beni görsünler, beni duysunlar diye sessiz ve yakasına küsmüş bir şekilde bekleyen milyonlarca haneyi, esnafı, çiftçiyi, köylüyü, asgari ücretliyi, emekliyi canından bezdirdi.

Domino etkisi yarattı!

Çünkü bu ejderhanın estirdiği rüzgârın karşısında duracak kimse kalmadı!

Bu ejderhanın yarattığı depremlerin sarsıntısından sonra enkazın altından ne çıkacak, tahmin etmek imkânsız!

Bu ejderhanın seline kapılanlar, sel gittikten sonra ayağa kalktıklarında, onları kimse tanıyamayacak!

*****

Benim işçim, benim memurum, benim köylüm, benim çiftçim, benim asgari ücretlim, benim emeklim, sizce bu faturaları ödeyebilir mi? Ödeme gücü var mı? Bu sendromu, bu vakayı atlatabilir mi?

Ödeyemiyor! Ve bu vakayı da atlatamıyor!

Bu üç başlı ejderha, neden mi güçlü?

Su ve su idareleri yanlarında… Gıdanın tekmili birden yanlarında… Kredi kartının açmış olduğu derin yaralar ve izler yanlarında… Fiyatlara dokunuş severler yanlarında… Etiketlere dokunmaya ve tutunmaya tutkun olanlar yanlarında… Fiyat ayarlamaya doyamayanlar yanlarında…Cümle fırsatçılar, aç gözlüler, açık gözler yanlarında…

Böyle olunca da, bu tablonun neticesi olarak kendiliğinden bir muhalefet oluştu.

Bir şey daha var! Üç başlı ejderhanın yani Elektrik-Doğalgaz-Akaryakıtın açtığı tahribatın hasar tespiti hâlâ yapılamadı!

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,çok uzun ve ilgili içerikle alakasız,
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.