Bu yıl dünyanın dört bir yanında yaşanan felaket ve insanlık dışı saldırılar nedeni ile bayrama, bayram havasında giremiyoruz. Yine de insanoğlunun sabır ve yaradılışına uygun olarak çeşitli vesilelerle bayram yaşanılacak.
Bizde tüm bu olumsuz gelişmelere rağmen şu “Bayramlık ağzımızı” değiştirmek istiyoruz ama olmuyor, olmuyor. Oysa sizlere Ramazan’a girerken güzellikleri yazma konusunda söz vermiştik. Şu halimize bir bakın, ramazan bitiyor sürekli eksikliklerden, çirkinliklerden, yanlışlıklardan söz ediyoruz. Ve tüm bu sıkıntılı konular da inanın sizlerden gelenlerle yazıyoruz.
İşte perşembe günü ikindi saatlerinde hukukçu bir abimiz aradı. Abimizin üç dört ay önce kayınpederi vefat etmiş. Acıları taze. O gün abimizin yine hukukçu olan eşi ile annesi de Üçler Mezarlığı’na babalarına ziyarete gitmişler.
Üçler mezarlığına girerken kapıdaki bir vatandaş kibarca iki bayanı uyarmış, “Eğer mümkünse bundan sonra erkeksiz buraya gelmeyin!” Bu sözleri işiten bayanlar donup kalmışlar. Durumu fark eden vatandaş kibarca devam etmiş, “Eğer mümkünse kıymetli eşyalarınızı da görünecek şekilde kullanmayın. Özellikle yurt dışından gelenler nedeniyle istenmeyen durumlarla karşılaşılıyor. Böyle üzücü bir durum olmasın istedim”… der
………
Avukat olan abimiz telefonda anlatmaya devam ediyordu;
“Uğurcum Üçler Mezarlığı mükemmel olmuş. Ben buranın böyle güzel olduğunu inan doğrusu bilmiyordum. Ölüm başımıza gelince yaşadık. Büyükşehir mezarlıkta inanılmaz bir hizmet veriyor. Gasilhanenin halini bir gör. O akülü cenaze taşıma araçları… Ne diyeyim her şey dört dörtlük.
(Bu arada abimizi de yakından tanırım. Şehir gönüllüsüdür, ama bir aksilik, eksiklik oldu mu babasını tanımaz. Mesleği gereği dolaylı olarak Belediyeler ile de iş yapar ama dedik ya biraz muhaliftir)
Ama bizimkiler duydukları ile ne oluyor? Diyerek bu kişi ile ayaküstü sohbet edince mezarlık görevlilerinin bile zaman zaman sıkıntılı durumlarla karşılaştıklarını öğrenirler. Senin de şehir ile ilgilendiğini biliyorum, takip ediyorum. Ne olur bak önümüz arife, şunu bir yaz dile getir de bayram önü istenmeyen durumlar yaşanmasın”.
….
Bu telefonun ardından bir iki yeri aradık. Gerçekten de vatandaştan gelen şikayet üzerine polis ve mezarlık görevlileri de ortak operasyonlar yapmışlar.
Biz yine bir kez daha okuyucumuzun isteğini yerine getirerek Emniyet’ten arife günü ve bayram süresince mezarlıklarımızın daha da yoğun olduğunun düşünülerek önlemlerin artırılması yönünde ricada bulunalım.
ALİ BÜYÜKTEMİZ BEYİ’İN
HAKLI BİR İSTİRHAMI
Şehir sevdalısı başarılı sanayicilerimizden Ali Büyüktemiz Bey’de gönderdiği mail ile şöyle bir istekte bulunuyordu;
“Geçtiğimiz günlerde Mevlana türbesinin arkasındaki Hacıveyis camiinde bir yakınımın cenaze namazına katıldım. Namaz esnasında şemsiye gibi koruyucu bir gölgeliğin olmaması yüzünden orucun da etkisiyle sıcaktan iki kişi fenalaşarak oldukları yere yığılıp kaldı. Birinin durumu ağır olduğu için hastaneye götürüldü. Diğerinin de başını soğuk suyla yıkayarak ayılttık. Güneşe, yağmura ve kar yağışına önlem olması için belediye buraya neden bir gölgelik yapmaz. Cenaze sayısının birden fazla olduğu da düşünülürse insanların daha da mağdur olacağı unutulmamalı. Belediye yöneticileri belki bana kızacaklar ama her yıl kaldırımlar için verdiğimiz mücadeleyi böyle insanımıza daha faydalı işler için kullansak olmaz mı? Ayrıca Medine’deki gibi otomatik şemsiyeler de yapılabilir. Bu da Konya’mıza çok yakışır değil mi?” diyordu.
GÜNÜN OKKALI SÖZÜ
Olgunlaşmak için incinmemiz, tecrübe kazanmak için kaybetmemiz gerekir. Olumsuzluklar çoğu zaman en iyi derstir.
NE ZAMAN ADAM OLURUZ?
Küçük ya da büyük çevremizdeki bir insana yardım etmeyi düşündüğümüz zaman ADAM oluruz.