Ay oldu, Yıl oldu,
Ömür oldu.
Tekrar Gün oldu,
Çile Adımız oldu.
‘’Yaşadıklarımızı anlatsak roman olur’’ derler ya,
Tam da o demdeyiz.
Çileyi kabullenenler,
Çileyi dert edinenler,
Asla geri dönmezler.
‘‘YA İSTİKLAL YA ÖLÜM’’ nidaları ile
Çakala, Kuşa, Puşta, Haine, Soysuza, İpsize, Sapsıza
Çiğnetmezler BU AZİZ VATANI
Bazen daralırsınız deli sorular geçer yüreğinizden soramazsınız ama içiniz burkulur.
Hatta “Ülküsüz” insanlara bile gıpta ile bakasınız gelir!!!
Onlar;
“Rahat yaşarlar,
Güzel severler
Güzel gezerler
Güzel yerler/içerler”
Güzel yaptıklarını zannederler.
Hatta hatta bu dünyadan göçüp gittiklerinde,
“Kalabalıkları da” fazladır!..
Oysa ÜLKÜCÜLERİN hayatı başkadır.
Kelimelerinde bile rahatlık asla yoktur.
Mücadele, Mücadele, Mücadele,
Ömür tüketirler ülküsü uğruna.
Hemen herkesle
Her şeyle
Arkadaşları, canları/cananları, dostları ile bile
Didişirler.
Esas ülkü kavramlarından olmasa bile politikanın değişen durumlarına uymayı tercih eden güç sahipleri ve odakları ile de sık sık ihtilafa düşerler.
Bu hususta da belayı üzerlerine çekseler de
Yine de asla yılmazlar…
Bu durum.
“Yığınlara göre uslanmamaktır”
“Kendilerine göre asla geri dönmemektir”
Ülkücüler tüm dünya nimetlerinden de nasipsizdir de
Asla gözleri yoktur.
Gözleri olmadığından nasipleri de yoktur
Bir lokma bir hırka en iyi arkadaşlarıdır.
Parayı da bilmezler.
“Salak” bile derler.
Yığınlarla hareket etmez.
Onların istediğini istemez.
Zaten ne istediğini de kimse anlamaz.
Çok “zevklilerin” yanında “zevksizdirler” de
Küçümsenir, hor görülür.
Hayalperest, duygusal, melankolik derler
Hiiiiiç aldırış etmezler
“Aferin” onlara hiç söylenmez.
Hep verendir hiç almazlar
Bilirler ki “Veren el alan elden üstündür”
Her yerde dikkatsiz hareket etseler de.
Hatta şahıslarına fenalık bile yapılsa umursamaz da.
ÜLKÜSÜ konusunda
İnandıklarına, kutsallarına dokunulduğunda
Haysiyet kesilir.
Kurt yalnızlığından çıkar, göğsünü kurşuna siper eder, tanka kafa atar.
Sadakat, mükâfat istemez
Makam, mevki hiç istemez
Zaten de veren olmaz.
Mahallenin delisi kıvamında
Gariptir……..
Yalnızdır…….
Ülküsünü kıskanmaz
Ülküsünü sevenlere hürmetkârdır.
Bilir ki
Ülküsü sevilirse
Gururu ona yetecektir.
Menfaatlerine tapanlar daha rahat yaşamalarına, daha çok kazanmalarına mani olacak diye
Ülkücü dava adamlarını “ezmeye” çalışırlar! Ne acıdır ki ülkücülerden en çok geçinenler de bu her dönemin adamları
“Menfaatperestlerdir”
ÜLKÜCÜ
Gün gelir An gelir
Toprak olur
“Hani siz bilmezsiniz bilmediğiniz şeyler var”
Teranesiyle büyümeden ölmüştür.
Hiç umursamaz en azından
Sizin gibi Yığınların/Kalabalıkların içinde kimsesiz ölmemiştir.
ÜLKÜCÜ sessizliklerin kimsesizliğinde kahramanca
Darağaçlarında/ Tabutluklarda/ C5’lerde/ Soğuk Helikopterlerde/ Çanakkale’de/ Kıbrıs’ta/ 12 Eylül Zindanlarında/ 15 Temmuzda/ Tankların Altında/ Kurşunlarda/ Sorgularda/ Mahpuslarda/ Pusularda
Temiz ölmüştür/ölecektir.
Yaşadığı dünyanın pisliğine/pisliklerine bulaşmadan
Mahallenin delisi kıvamında
Biz çok öldük
Biz çok temizdik
Daraldık,
Yorulduk
Be Reis…………………