“Ustanın çekici bin altın” diye bir söz vardır halk arasında yani bilgili ve deneyimli kişiler, birçok kişinin yapamadığı işleri çok kısa bir sürede ve başkalarının yapamayacağı kadar büyük bir ustalıkla yaparlar. Tecrübeli ve bilgili insanların en küçük emeği bile büyük değer taşır.
Bunu fark edemiyorsak o zaman “uyku, ölümün kardeşidir” demek geliyor içimden… Uyanmak zamanı geçti artık toparlanmak zamanı… Uyumayan yılanın kuyruğuna basmak zordur. Rantlar elden gidiyordu, birileri “dur” dedi.
Kötü niyetli, herkese zararı dokunabilecek nitelikte olan birilerini kızdırmak, onlara sataşmak doğru değildir belki ama bazen de aile çıkarları, ülke çıkarları doğrultusundaki kararlar buna çoğu zaman mecbur kılar. Bu şekilde davranılırsa onlardan kötülük gelmesi beklenilen bir neticedir.
Ne demişler: “Üç kuruşluk eşeğin, beş paralık sıpası olur!” Değeri olmayan, tembel, yeteneksiz insanların meydana getirdikleri şeylerde kendileri gibi değersiz, işe yaramaz olur. Bununla kalsa iyi! Zararları tüm toplumu kapsar.
Bırakın ürüsünler… Bir ülkeye zarar vermek isteyenler yapacakları eylemleri gizlice, kimseye belli etmeden yaparlar. Çok bağırıp etrafındakileri tehdit eden insanlardan da bir kötülük gelmeyeceği için onlardan korkulmamalı... Bekle gör ki foya ortaya çıksın!
İstikrarlı idareler oldukça; kültürün, sanatın ve ekonominin zarara uğratılması ne mümkün! Sadece şunu düşündürür: “Ürümesini bilmeyen köpek, sürüye kurt getirir!” Demek geliyor içimden…
Etrafındakilerle konuşmasını bilmeyen, sonunu düşünmeden ileri geri konuşan insanlar kendilerine zarar verebileceği gibi, etrafındakilere de zarar vererek onları da zor duruma düşürebilirler. O nedenle diyorum ki bir daha bir daha akli selim olarak düşünelim!
Başarı kazanmak isteyen kişi tembellik yapmamalı, görevlerini yerine getirmelidir. Tembellik eden kişi çalışıp emek harcamadan hiçbir şeyin sahibi olabilir mi? Evlenmeye üşenenin oğlu kızı olur mu? Bunun gibi hayatı tembellik içinde geçen, uyuşuk insanın da ne malı ne de doğru dürüst bir işi olur.
Toplumda bir yeri olmasını isteyen kişi çalışmak zorundadır. Gerçekleri görmek zorundadır. Topluma ve ülkeye zarar verilebilecek olaylara duyarsız kalmamalıdır. Bazı engelleri aşmadan, yorulmadan rahat yaşama ortamına kavuşulamaz.
Kimse bir köşeye çekilip oturan kişiye yardım elini uzatmaz ki... Rakipsek neye rakip olduğumuzu idrak edelim. Çıkarlarımız için uzaktan davulun sesi hoş gelmesin.
Bir işin aslını, özelliğini bilmiyorsak, o işin sıkıntılarının neler olduğunu anlamamız mümkün olmaz. Dışarıdan bakıldığında çok kolay gibi görünen bir işin içine girdiğimizde beklediğimizden zor olduğunu fark edebiliriz.
Yine de umut fakirin ekmeği işte… Acabamıkinin ardında ne gerçekler gizlidir de haberimiz olmaz.
Selam ve muhabbetle…