Şaka gibi.
Kırk yıl önce gelmişim Konya’ya Mimarlık okumak için.
1976’da henüz Selçuk Üniversitesi kurulmamış. Akademi olarak faaliyet gösteriyor.
O yıllarda -hatırlı birileri araya girmeden- bekârın ev bulması neredeyse imkânsız.
O zamandan bu zamana köprünün altından çok sular aktı. Üç bölümlük Akademi’den çağın tüm ihtiyaçlarını karşılayan, 100 bin öğrenciyi barındıran Türkiye’nin en büyük üniversitesine geçildi.
Dile kolay. 100 bin öğrenci Konya’nın bacasız sanayii haline geldi.
Ekonominin itici gücü konumundaki öğrencilerin, o yıllarda da en büyük sıkıntısı barınma idi, şimdi de barınma.
“Yeni yeni bölümler açalım. Daha da büyüyelim.” Bunlar çok güzel de, kimse bu gelen misafirlerin “sosyal ihtiyaçlarının” nasıl çözüleceği ile ilgili proje geliştirmiyor.
Daha önce öğrenciye kiralık ev vermeyenler, geçen zaman içinde paranın tadını almış olacaklar ki özellikle öğrencileri tercih ediyorlar. Bir evde 5 öğrenci kalsa, her biri kira için 200 lira verse kiralık dairelerin rayiç bedeli belirlenmiş oluyor. Bu durumda, sıkıntıyı yerleşik kiracılar çekiyor. Tek maaşlı bir çalışanın 1000 lira kira ödemesi çok zor.
Aslına bakılırsa öğrenciler de aile ortamında ikametten rahatsız, aileler de.
Bana kalırsa, bu işi de belediyelerin çözmesi gerekir.
Belediyeler, sorumluluk alanlarındaki öğrenci sayılarına göre barınma kampüsleri yapmalı, her türlü sosyal ihtiyaçları buradan karşılanmalıdır. Yapılacak mekânlar tek kişilik olabileceği gibi çok kişinin barınmasına da imkân verecek biçimde planlanmalı. Bu durumda Konya’da yaşayan diğer insanların kiralık ev bulması da kolaylaşır, kiralar da makul seviyelere gelir.
Gelişmelere bakılacak olursa öğrenci sayıları her geçen gün biraz daha artacak. Bu sayının artması da Konya’nın ekonomisine katkı sağlayacaktır. Ancak bu getirinin bir de götürüsü olacaktır. Kiralar her geçen gün daha da artacak, evi olmayan insanlar barınma konusunda çok sıkıntılar yaşayacaklar.
Ayrıca memur olarak Konya’da bulunan birçok insan, yaşanabilir bir şehir olduğu için emekli olduktan sonra da Konya’ya yerleşmektedirler. Yani Konya göç veren değil, göç alan il durumundadır. Konya cazibe merkezi halindedir.
Yüksek Hızlı Trenin varlığı da Konya’nın cazibesini daha da artırmakta, kimileri “Günübirlik” yerleşmektedirler.
Son söz: Öğrenci kampüslerini daha kapsamlı düşünelim isterseniz.