Bir ülkenin ekonomik gidişatından da iktidarı sorumludur. Buna dış mihraklardan gelebilecek her türlü zararlı müdahalenin önlenmesi de dâhidir. AK Parti çıraklık ve kalfalık dönemlerinde sergilediği başarıyı ne yazık ki, ustalık döneminde sürdürememiştir. Ekonomimize her zaman yapılıyor olan zararlı dış müdahaleleri 2018 yılında iyi takip edememiş, uygun önlemler alamamış ve yaşadığımız finansal türbülânsa engel olamamıştır. Oysa bu müdahaleler çıraklık, kalfalık dönemlerinde de yapılıyordu. Hem ustalık (!) döneminde bulunması, hem de tek başına iktidar olması sebebiyle artık finansal kriz çıkmaz diye AK Parti’ye güvenenler yanıldılar ve büyük sıkıntılar içine düştüler.
AK Parti bu ekonomik krize engel olamamış olabilir. Ama hiç değilse onun beceriksizliği yüzünden mağdur olan dürüst esnafı bir kez daha mağdur eden adeta yıkan çek cezalarını bu kriz dönemi için kaldırabilirdi. Ama maalesef onu da yapacak şefkati, adaleti ve dirayeti kalmadığını görüyoruz. Böyle devam ederse ilk genel seçimlerde barajı da geçemeyebilir. Zira öncekilerin sonu da hep böyle oldu.
Acemilik döneminde % 6 civarına kadar gerileyen enflasyon, ustalık döneminde % 46 dolayına fırlamış, hâlihazırda da ancak % 20’lere çekilebilmiştir. Bu durum, vadeli satışın çoğunlukta olduğu ülkemizde esnaf ve tüccarın müşteri üzerindeki alacağını eritmiş, sermayesini yarıya indirmiştir.
Acemilik döneminde işsizlik oranı % 8’lere kadar düşmüşken, ustalık döneminde ekonomik türbülans sebebiyle kapanan işletmelerin işsiz kalan çalışanlarıyla birlikte % 15’lere fırlamış, genç işsizlerde ise bu oran maalesef % 30’lara yükselmiştir. Ülkemizin geri kalmış ülkelerden bir farkı kalmamıştır.
Acemilik döneminde % 7 düzeyine gerileyen kredi faizleri % 36 dolaylarına, gecikme faizi % 57’lere yükselmiştir. Geçen zaman içinde kredi faizleri ancak % 24’lere çekilebilmiştir. Türbülans zamanı bankalar dolar alımına yönelmiş, kredi muslukları kapanmış, kullandırılan krediler geri istenmiştir.
Çıraklık ve kalfalık döneminde 1.2 liraya kadar düşen ABD doları 7 liraya kadar yükselmiştir. Şu aralar dahi 6 lira dolayındadır. Dolarla iş yapmak durumunda olan iş insanlarının çoğu bu kriz döneminde varlığını kaybetmiştir. Varını- yoğunu satıp, protesto olan çeklerini ödeyebilmiş olsalar bile, bir o kadar miktar parayı da “karşılıksız çek cezası” adı altında yasalar istediği ve bunu ödeyemedikleri için, işini-gücünü ve varlığını kaybetmenin yanında, bir de hapis cezasıyla karşı karşıya kalmışlardır.
AK Parti’nin ustalık dönemindeki başarısızlıkları yazmakla, saymakla bitecek gibi değildir. Ben burada bir sayfayı geçemiyorum. Ama tam yazılmış olsa ciltler dolusu kitap yazılabilir. Keşke çıraklık ve kalfalık dönemi hiç bitmeseymiş. Niçin böyle oldu, o dönemdeki başarılı çıraklık dönemi kadroları şimdi nerededir, bilmiyoruz. Ama maalesef sonuç bu.
Türk Milleti basiretlidir. Vatanına, ülkesine düşkündür. Mahalli seçimler de bir işaret verir ama millet asıl sözünü genel seçimlerde söyler. Bu millet, “Söz konusu vatansa, gerisi teferruattır” diyen bir millettir. Yarın önüne sandık konduğunda seçim yatırımıymış, paketmiş, kömürmüş demez, “Güle güle” der. Ey AK Parti’nin usta (!) kadroları! Yapmayın, etmeyin, hiç değilse yukarıdaki hususları halka danışarak düzeltin. Milletvekili olmayı hiç düşünmedim ama yaklaşık 25 yıldır ben de fiilen siyasetin içindeyim. Bu tutumunuzla halkı istemediği CHP’ye oy vermeye zorluyorsunuz. Buna hakkınız yok!
Çek hapis cezası büyük bir haksızlıktır. Haksızlık zulümdür. Yüce dinimiz adil hâkim ve yöneticilere cenneti, zalim olanlara da cehennemi vadediyor. Özellikle kriz döneminde ödenemeyen çekler için verilen hapis cezaları tam bir zulümdür. Kalbi sıkıştığı için arabayı kenara çeken sürücüye yanlış yere park ettiği için ödeyemeyeceği ölçüde ağır para cezası vermek, ödeyemeyince de bunu yıllarca sürecek hapis cezasına çevirmekle bu ceza aynıdır. Bu ceza, 1940’lı yılların CHP uygulamalarını anımsatıyor. Büyüklerimiz “Zülm ile âbâd olanın ahiri berbat olur” diye ne güzel söylemişler.
DSP, MHP, ANAP Koalisyonunu oluşturan partilerin hiçbiri 2001 krizi yüzünden ilk seçimde barajı geçememişti. Hatta MHP dışındakiler ondan sonra da barajın çok uzağında kalmıştı. Belki o kriz de dış kaynaklıydı ama halk onu mazeret saymamıştı. Herkes aklını başına toplasa iyi olur. Allah’a emanet olunuz.