O sene içerisinde bütün ölümler ile doğacakların yazgıların yazıldığı, rızıklar ve sevapların dağıtıldığı Berat Gecesi, Ramazan-ı Şerif’in son habercisi idi. Yâni “ben geliyorum hazırlıklarınızı yapın” anlamında bize son uyarıydı.
Yazgıya bakın ki, Ermenekli şehidimiz Üsteğmen Mehmet Düzenli’nin düzenli bir şekilde şehit olduğunun haberi geldi.
Kaçıncı şehidimiz bilmiyorum.
Şühedâ dolu bu aziz vatan toprakları şehit kanlarıyla yeniden filizleniyor.
Şâir; “Bayrakları bayrak yapan, üstündeki kandır/ Toprak, eğer uğrunda ölen varsa vatandır” diye boşuna söylememiş.
Berât’lı bir bir ölüme hiç sevinilir mi?
“Eğer o bir şehitse neden olmasın!” diyeceğim ama otuz bir yaşında Üsteğmen rütbesinde bir komutansa o, baba ocağına düşen o ateş var yâ işte o ateşten dolayı yanıyor bütün ana yürekleri.
Her şehid haberinde bir hoş oluyor yüreğim! Acısı yakıyor her yanımı! Yüreğim bu acıdan bazen dayanamaz hale geliyor! Günlerdir kendime gelemiyorum!
Bir Üsteğmen’in bu vatana ve Türk Silahlı Kuvvetleri’ne maddî ve manevî olarak maliyeti ne kadardır dersiniz?..
Bir Üsteğmen o kolay yetişmiyor, arkadaşlar.
Bir insan kolay yetişmiyor, yetiştirilmiyor…
O aileye, bu vatana ve aziz milletimize bir ederi ve bir değeri var.
Üsteğmenin annesine sorun bakalım; Mehmet’i derli toplu olarak yetiştireceğim diye ne fedâkârlıklar, ne cefâkârlıklar, ne acılar ve eziyetler çektiğini, ne uykusuz gecelere sabahladığını size anlatacaktır.
Bir yurt düşünü ki şehit kanlarıyla yeniden vatan olmaya duruyor!
Akan bu kanların bir bedeli var. Bu al kanların hesabı elbette sorulacak.
Hiç kimse sanmasın bu tekerlek kalır tümsekte. Üsteğmenim sen rahat uyu! Daha ne Mehmet’ler var geride, şehadeti bekleyen! Eğer söz konusu vatansa…
“Ey şehid oğlu şehid, isteme benden makber
Sana âğûşunu açmış duruyor Peygamber.”
RAMAZAN-I ŞERİF'E NE KALDI Kİ…
Ey Konya!
Ey Konyalılar!
Ramazan'a 7 gün kaldı.
Ramazan-ı Şerif’i karşılayacak yüzümüz var mı?
Berât Gecesi, Ramazan-ı Şerif'e hazırlanmak için son uyarıydı.
Allah'ım! Kararan kalplerimizi bu Ramazan-ı Şerif'te nûrlandır.
Allah'ım! İşlediğimiz küçük-büyük günahlar yüzünden dolayı İki Cihan Serveri'nin karşısına çıkacak nûrlu yüz ver Ümmet-i Müslümana!
Parklarda Ramazan'dan habersiz oyunda, oynaşta, fingirdeşmede olan genç kızlarımıza ve delikanlılara hidâyet ver Sen Allah'ım!
Onlar bilmiyorlar! Şehvetlerinin kurbanı oluyorlar!
Onlara iyi ile kötüyü, doğru ile yanlışı, güzel ile çirkini birbirinden ayırdedecek göz, kulak ve kalp ver Allah'ım!
Onlara uyarıcı ebeveynler, hocalar, STK'lar ve İslâmî cemaatler ihsân et Allah'ım!
AZİZİM DİYOR Kİ…
Son söz, Millî şârimiz Mehmet Âkif Ersoy’un:
“Vurulup tertemiz alnından, uzanmış yatıyor,
Bir hilâl uğruna ya Râb, ne güneşler batıyor!
Ey, bu topraklar için toprağa düşmüş, asker!
Gökten ecdad inerek öpse o pâk alnı değer.”