Yüce Rabb’imiz, “…Olur ki hoşlanmadığınız bir şey sizin için hayır olur. Olur ki, sevip arzu ettiğiniz bir şey sizin için şerli olur. Gerçeği Allah bilir siz bilemezsiniz,” (Bakara 216) buyurmaktadır.
Son aylarda özellikle Trump’un Kudüs’ü İsrail’in başkenti olarak tanıması Müslümanları kızdırsa da birlik şuurunun oluşması gibi bir çok hayrın tecellisine vesile olmuştur. Bun hayırlardan biri bence en önemlisi Vahhabilerin gerçek yüzünün görülmesidir. Bunlar kimlerle dost kimlerle işbirliği içinde olduklarını görmek istemeyenlerin de gözünün içine sokarcasına gösterdiler.
Vahhabiler, dünyayı sömüren, kan gölüne çeviren, her türlü ahlaksızlığı yayan İslam düşmanı siyonistlerle işbirliği içerisinde olup ilişkilerini saklama ihtiyacı bile duymuyorlar.
Bunlara göre terörist İsrail’le savaşmak caiz değil; bu zalimlere karşı mücadele eden HAMAS ise terör örgütü.
Kafalarını kuma gömen içimizdeki Vahhabi propagandacıları gerçekleri görün! Bunların Yahudileri ve Hıristiyanları dost edindiğini görmüyor veya görmek istemiyorsanız benim size söyleyecek bir sözümüz olamaz.
Ülkemizde sistemli bir şekilde faaliyet içinde olan Vahhabiler, “Vahhabilik” adını kullanmaz “Vahhabiyim” hiç demezler. Bunları anlamak için söylemlerine, kime, neye düşman olduklarına bakmak gerekir.
Bunların en büyük düşmanı, Ehli Sünnet İslami Cemaat ve Tarikatlardır. Ehli Sünnet anlayışın ülkemiz ve İslam coğrafyasında etkin olması; İslam’ın öğrenilmesi, öğretilmesi; yaşanması ve yaşatılması için çalışan İslami Cemaatleri, Mürşit-i Kamilleri düşman görür ve her fırsatta aşağılık iftiralarla bu düşmanlıklarını gösterirler.
Bunların arkasında olan bazı internet haber siteleri her fırsatta doğru veya yanlış araştırmadan İslami cemaatlere yönelik haberlerle bu iftira kampanyalarına destek olmaktadırlar.
Toplumun azımsanmayacak bir kısmı biraz da FETÖ’nün etkisiyle bu odakların etkisinde kalmaktadırlar. Farkında olmadan bunların söylemlerinin etkisinde kalanlarda oldukça fazladır. Doğrusu bu kesimler bunları hiç sevmezler; aslında bunlardan ziyade Arapları sevmezler; ancak, bilmeyerek de olsa bunların söylemlerinin çığırtkanlığını yapmaktan da geri durmazlar.
Bilmeden destek verenler kendilerini çok akıllı, aklıyla her şeyi çözebileceğini zanneden kişilerdir. İslam’ın ameli kısmıyla çok işleri olmayıp sorulunca Müslümanım diyen bir kesim. Çünkü, amelsiz içi boş bir din bunların işine gelir.
Müslüman çocuklarını İslam’dan uzaklaştırmak için her türlü aracı kullanan İslam düşmanları beklenen başarıyı sağlayamayınca özellikle Müslümanları Ehli Sünnetten uzaklaştırmak için Vahhabi türü yapıları kullanarak belli oranda başarılı da olmuşlardır.
Bunların en temel özellikleri; tasavvuf, tarikat düşmanı olup tasavvuf ehli insanlara “Şeyhlerini peygamberden önde tutarlar; şeyhine dokununca cennete gireceklerini söylerler; şeyhlerini aracı olarak kullanarak şirke girerler” diyerek tüm tasavvuf ehli insanlara en aşağılık şekilde iftira ederler.
Allah(cc) rızası için azıcık düşünün; onların söylediği gibi olsaydı bir Mürşidi Kamile intisap eden bir kişinin namaz kılmasına, oruç tutmasına veyahutta haramlardan kaçınmasına hiç gerek yoktu; nasıl olsa şeyhine dokundu mu cennete girecek ya!
-Böyle saçma sapan bir şey olur mu?
Çevrenizdeki tarikat ehli insanlara bir bakınız; benim bildiğim bu insanlar ibadetlerine diğer insanlardan daha fazla hassasiyet gösterir; haramlardan daha fazla sakınırlar.
Gayeleri Allah’ın dinini insanlara öğretme ve yaşatma olan Mürşit-i Kamiller İslam’ın aksi bir tutum ve davranışlarda bulunur; namaza, oruca ve diğer ibadetlere gerek yok der mi?
Asla ve asla İslam’ın aksine söz ve davranışlarda bulunmazlar, bulunan varsa bunların kesinlikle tasavvuf ve tarikatla alakası olmayıp şeytanın yolunda olan sahte şeyhlerdir. Bunlar tasavvuf düşmanı odaklar tarafında özel olarak yetiştirilmiş elemanlar olup dinle imanla alakaları da yoktur.
Ehli sünnetin ülkemizde hayat bulmasında çok önemli katkıları olan Ehli Sünnet İslami Cemaatlere karşı yapılan mesnetsiz ve aşağılık iftiralara itibar etmemeliyiz; çünkü bu iftiraları atanlar İslam düşmanlarının kullandığı proje adamlarıdır.
Vahhabilerin ehli sünnete uymayan sayısız görüşleri vardır. Bunların neler olduğunu öğrenmek için kısa bir araştırma yeterlidir. Vahhabilik bir İngilizler projesidir. Gerisini siz düşünün!
Gelecek günlerdeki yazılarımda “Şefaat, Tevessül, Kutsal Mekanlara Saygı” ile ilgili değerlendirmelere yer vereceğim.