Doğrudur, yeniden zor günlerden geçiyoruz. Başta mutant virüs olmak üzere Covid Konya’mızı etraflıca sarmış durumda. Son verilere göre Konya’da günlük ortalama 1000 civarı kişiye korona tespiti konuluyor. Ramazan öncesi neresinden bakarsanız bakın sıkıntılı bir durum.
Zaten etrafımızdaki gürültüden sayıların ne derece arttığı hissedilebiliyor.
Gerçekten şehrimizde feraset sahibi yöneticiler var. Her yapılanı herkesin bilmesi elbette mümkün değil. Zaten biliyorsunuz, ortaya çıksa ‘havasını atıyor’ derler, çıkmasa ‘hiçbir iş yapmıyor’ derler.
Sözü getireceğim yer şurası:
Ciddi bir yoğunluğa rağmen Konya’mızda sağlık sistemimiz çok şükür sıkıntı vermeden yoluna devam ediyor.
Malumunuz bugünlerde Covid ile birlikte grip ve nezle ile ilgili de neredeyse salgın var. İnsanlar bunun ayrımını tam olarak yapamadıkları için endişe ediyor.
Konya Şehir Hastanesi açıldığı günden beri koronalı hastalara kapalı. Yani korona teşhisi orada konuldu ise bir sistem çözülmüş ama genel kabul diğer hastanelerimizin pandemi hastanesi olarak faaliyet göstermesi yönünde.
Allah göstermesin ya; olur da Covid dışı bir rahatsızlığınız varsa Konya Şehir Hastanesi ilk sırada tercih edilebilir. Özel hastanelerle ilgili bir şey demem elbet doğru olmaz.
Türkiye’nin göz önündeki bazı illerinde yetersizlikten kaynaklı zaman zaman farklı illerden destek alındığını öğrendim. Mesele, hastane doktor veya ekipman olmaması falan değil ha! Yönetim zafiyeti.
Bu yüzden Konya’mız için şükrediyorum. Evet, vaka sayımız çok ama sağlık ordumuz da dimdik ayakta. Tabii bu bizim tedbirleri aksatmamız anlamına gelmiyor.
Biliyoruz çok yoruldular. Lakin Ramazan ayındaki ekstra gayretimiz ile harika bir yaza merhaba diyeceğiz inşallah…
HANGİ AŞIYI OLALIM?
Aşı konusunda uzman değiliz. Lakin gazeteciler olarak uzmanlardan görüş alıyor ve bu işlerden anlayan çok fazla kişi ile muhatap oluyoruz.
Eş, dost, akraba derken birçok kesimden ‘hangi aşıyı olalım?’ sorusu ile muhatap oluyoruz. Malum birçok devlet, değil aşıyı bulmak sipariş dahi veremezken; Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları birbirlerine ‘hangi aşıyı olalım?’ sorusunu sorabiliyor. Bu ne kadar büyük bir devlet olduğumuzun göstergesi değil mi? Çıkıp ‘Allah razı olsun’ denileceğine hala kılçık atanlar var ya!.. Sabır diliyorum Sayın Fahrettin Koca’ya…
Uzatmayayım. Bazıları önemli kimyagerler olmak kaydı ile birçok doktor ile konuştum. mRNA türünün gelecekteki etkileri kestirilemediğinden herkes ağız birliği etmişçesine ‘Sinovac’ adlı anam babam usulle yapılan Çin aşısını öneriyor.
Biz de bu ışıkta dostlara aynı şeyleri söylüyoruz.
DÜĞÜN SALONLARINI DA UNUTMAYALIM
Salgından olumsuz etkilenen sektörlerin birine dokunsak diğerinden ah işitiyoruz. En son düğün salonu sahipleri ile görüşmelerimiz oldu. Düğünlerin kısıtlı sayılarla devam ettiği bugünlerde en azından kendilerinin de %30-40 kapasite hizmet verebileceklerini söylüyorlar.
Gerçekten salonlar kapalı olsa da bizim de gördüğümüz insanlar belediye nikâh salonlarının çıkışında o istenmeyen kalabalıkları çokça oluşturuyor.
Vakaların bu derece arttığı ortamda elbette bu isteklerin yerine gelmesi zor. Temennimiz yukarıda da söylediğimiz gibi Ramazan ayını aşıp çok güzel bir kucaklaşma yaşamak…