Konya denilince aklınıza ne geliyor?
Ya da Konya’yı sadece 3 kelimeyle anlat desem hangi kelimeleri kullanırsınız?
Bu soruyu kendime sorduğum zaman verdiğim cevap: Mevlana, etlekmek ve Konyaspor…
Her şehrin olduğu gibi Konya’nın da kültürel, milli ve manevi değerleri mevcut. Bu saydığım üç kelime bendeki Konya’yı yansıtıyor diyebilirim.
Tabi alanı daha genişletecek olursak, damak lezzetleri itibariyle Konya pilavından bamya çorbasına, ekmek salmasından sacarasına, tandır ekmeğinden sac böreğine, su böreğinden yaprak sarmasına ve un helvasına varıncaya kadar özellikle gastronomi alanında sayabileceğim bir sürü lezzet var.
Bugün bize ait olan, birçoğuna coğrafi işaret de aldığımız damak çatlatan lezzetlerimizi sahiplenmek isteyenlere karşı müthiş bir savunma mekanizması geliştirmiş bulunmaktayız.
Yadırgamıyorum…
Olması gerekeni yapıyoruz. Kâh Sivas oradan etliekmeği sahiplenmeye çalıyor, kâh Kastamonu ben de etliekmek yaparım diyor, kâh Mardin hamuru etle bulamaç yapıp asıl etliekmek budur diyebiliyor. Ama Konya kendine ait olan bu özel lezzeti kimseye kaptırmıyor.
Mevlana üzerinden bir sürü söylem üretiliyor garipsediğimiz, alışık olmadığımız organizasyonlar yapılıyor. Özellikle Mevlana’yı anma törenlerinin yapıldığı 7-17 Aralık tarihleri arasında alternatif ve absürt etkinliklere imza atılıyor. Dini bir ritüel olmadığı için bir yere kadar hoş karşılayabiliyoruz. Ancak iş abartıya, Mevlana’ya, bu topraklara, Anadolu kültürüne ait olmayan ve dans olarak adlandırabileceğimiz durumlar söz konusu olursa cılız da olsa ses çıkarabiliyoruz.
Ve gelelim asıl meseleye…
Konya denince akla gelen ilk üç arasındaki değere…
Bu şehrin en önemli markalarından birine…
Yani Konyaspor’a…
Bu sene sezonun başından bu yana korkulu rüyalar gösteren, üzerindeki kara bulutları bir türlü kaldıramayan Konyaspor’da yeni yönetimin daha güzel yarınlara ulaşmak ve Konyaspor’u layık olduğu konuma yeniden taşımak için nasıl cansiperane çalıştıklarına uzaktan da olsa şahit oluyorum.
Geçmiş dönemde yahut dönemlerde yapılan yönetimsel ve teknik hatalara bağlı olarak gelinen durumda Konyaspor taraftarı adeta Konyaspor’a küstü…
Vakit, ‘Konyaspor’a küsülmez’i hatırlama, hatırlatma ve gereğini yapma vaktidir.
Vakit, nasıl ki diğer kıymetlerimizi koruyup kolluyorsak, Konyaspor’umuzu da aynı şekilde koruyup kollama, sahip çıkma, arkasında durma, omuz verme, yanında olma, yüksek sesle desteğini haykırma vaktidir…
Vakit 11 Şubat Pazar günü saatler 16:00’ı gösterdiğinde Anadolu Kartalı Konyaspor’umuzun yuvasında buluşma, Konya’nın plakasını yakalama, 42 bin kişiyle stadyumu doldurma, muhteşem bir ses deryası oluşturup o ses deryası içinde bir damla olma vaktidir…
Hemen her platformda Konyaspor’a gönül vermiş ama gönlü kırılmış olan Konyaspor sevdalıları Pazar günü Ankaragücü ile karşılaşacağımız maça davet ediliyor. Buradan naçizane ben de Konyaspor’un zor zamanında yanında durmak gerektiğini belirterek Pazar günü oynanacak olan karşılaşmaya tüm Konyaspor sevdalılarını davet etmek istiyorum.
Haydi Konya maça…
Vakit Konyaspor vaktidir.