Vatan sağolsun!

Oktay Demiray

PEYGAMBERİMİZ Hz.Muhammed sahabeleriyle yaptığı bir sohbette, “Her insanın içinde şeytan gizlidir” demiş..
 

İçlerinden birisi, “Ey Muhammed senin de şeytanın var mı?” diye sormuş. “Evet var” demiş, Hz.Muhammed ve eklemiş: “Ben şeytanımı eğittim…

” 3Temmuz’dan beri toplumumuz şaşkın. Ne Ergenekon, ne Balyoz ne seçim ne de kaset skandalları aynı etkiyi yapmıştı. Varsa yoksa şike artık. Karar açıklanacak, şeytanlar belli olacak, meydan meleklere kalacak. Gökdeniz’in olayında, Galatasaray-Trabzonspor, A.Sebat-Kayseri maçlarını kişiselleştiren ve takımların kılına dokunmayan sistem belki de en büyük gözdağının rengini açıklayacak. Olabilir… 

Kanunun karşılığında ceza varsa, ceza çekilir. Ama bu ülkenin şeytanlarıyla savaşmak adına gösterdiği gayreti de görmezden gelmem hiçbir zaman. O şeytanlar kendilerini bilir. Her sabah bir ananın yüreğini yakar, her sabah bir eşin kabusu olur. Bu ülkenin her yöresine gittim. Güneydoğu’daki yatırımları, yolları, alışveriş merkezlerini, havalanlarını gördüm… Devletin varlığını, hükümetin çabalarını hissettim. Ama birlik içinde olmamız gereken günlerde kendi kalemize gol atmanın şaşkınlığı içindeyim hala…

Ve derim ki artık bırakalım hakemi kendi işimize bakalım. Saha içinde verilen her kararın arkasında bir şeyler aramayalım. Şeytanımızı eğitelim… Ali Turan’ın pozisyonu bana göre de penaltı değil… Torku Konyaspor hak etiği bir puan aldı. Belki de galibiyeti kaçırdı, ama Balıkesir maçına oranla daha çok top yapan, topun arkasında pozisyonlara giren, ilerisi haftalar için kendine güvenen

artısıyla eksiğiyle ben buradayım diyen bir takım seyrettim.

 Tarafsız gazetecilik adına bizzat FIFA’nın kendisine soru yöneltirdim ben olsam. “Kardeş şu 2006 Dünya Kupası’ndaki Brezilya-Gana maçını bir anlatsana? 2010 Dünya Kupası’nı G.Afrika’ya verirken banka hesaplarınızdaki ani değişimleri açıklayabildiniz mi acaba” derdim…

Bu kadar yakın olsan

Teknik takip yapardım  Berlusconi’ye bu kadar yakın olsam. “Sizin takımın adı 2004-06 yılları arasında şikeye karıştı. 30 puanınız silindi. Ama üç yılda iki Şampiyonlar Ligi finali oynayıp birini kazandınız. Bu nasıl iş?” derdim ve eklerdim. “Adınızın böyle işlere karıştığı dönemde İstanbul’da bir final oynadınız. 3-0 öndeyken 11 dakikada 3 gol yediniz. O maçta dönen canlı bahis miktarının farkında mısınız? Daha sonra göğüs reklamı olarak bir bahis şirketiyle anlaşmanız ne kadar ilginç tesadüf” derdim. Bazı takımlar bu ülkenin şeytanıysa, melekler ceza gününü bekliyorsa, bir şeyi hiç unutmasınlar. Bu dünyada ne mutlak iyilik vardır ne de mutlak kötülük. Ama bazı adamlar vardır. Dimdik dururlar. Babalarını kaybederler, eşlerini, yeni doğmuş çocuklarını göremezler aylarca.

Bazen bir Türkiye maçında, bazen de bir Türk  gecesinde gözlerinden damlayan yaşı saklarlar herkesten. Ve bir gün bir hain pusuda kollarını, bacaklarını kaybederler. “Oğlum bir isteğin var mı?” diye sorar Başbakanlar, komutanlar… “Burak’ın, imzalı bir forması” der Mehmet ve ekler: Vatan sağolsun komutanım

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,çok uzun ve ilgili içerikle alakasız,
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.