Asilden fazla imkanlara sahip olunan tek vekalet makamı milletin vekilliğidir. Sn. Arınç’ın da “bizden öncekiler hazine tahsisleriyle yazlık sahibi oldular, biz olmadık…3 gün konuşulur unutulur” dediği bir çok imkanlara sahip vekillerimiz. Vekillerimiz hakları için çook mücadele vermişler aslında. 1949 yılında ödenek ve yolluklarına zam tasarlamışlar ancak Mecliste reddedilmiş. 1955 yılında bu kez kabul görmüş ödenek ve yollukların artırılması. 1961 yılında maaş zammı talebi Meclis’te tepkiyle karşılanmış. 1963 yılında milletvekili borçlarını faizsiz takside bağlayan düzenleme yapılmış ancak zamanın Cumhurbaşkanı Gürsel yasayı veto etmiş. 1972 yılında seçilemeyen parlamenterlere en yüksek devlet memuru düzeyinde emekli maaşı bağlanmasına ilişkin kanun teklifi Maliye komisyonunda kabul edilmiş. 1973 yılında parlamenterlerin ayrıcalıklı emekli maaşı almasını öngören yasayı Anayasa Mahkemesi iptal etmiş. 1977 yılında bir Demirel babalığı ile milletvekili maaşlarına 15 bin lira zam yapılarak maaşlar net 25.911 liraya yükseltilmiş ancak rahmetli Ecevit’in maaş zammını kabul etmeyeceğini açıklaması üzerine zamlı ödemeler durdurulmuş, daha sonra ise aylıkların indirilmesi kabul edilmiş. 1986 yılında ayrıcalıklı emekli maaşı düzenlemesi bu kez Kenan Evren’in vetosuna çarpmış.1990 yılında vekillerimiz kolay profesör ve kıyak emeklilik yasalarını çıkarmışlar ancak rahmetli Turgut Özal cumhurbaşkanlığında bu yasaları veto etmiş. Bugün defalarca yargıdan dönen düzenlemelerin bir kısmı fiilen geçerli. Seçim ayında çift maaş ve ayrıcalıklı emekli maaşını reddeden Adnan Kahveci’yi hatırlıyorum ve rahmetle anıyorum.
Ben yeni dönemde vekillerimizin asillerin kendilerine sunduğu tüm imkanların değerini bilmelerini ve helal ettirecek çalışmalarda bulunmalarını diliyorum. Adil, huzurlu ve centilmence bir seçim dönemi yaşayalım ve kazanan Konya’m ve ülkem olsun.
KEŞKE OLMASAYDI
İnsan hayatında keşkeler hep olur. Bazı kişilerin örnek olma zorunlulukları vardır ve onlar için keşkeler olmamalıdır. Onlar örnek olma konumundadırlar. Olmayanları tarih başka türlü yazar.
Geçen haftadan iki gazete haberi. Bir bakanımız cezaevinde yıkım başlatmak için iş makinesi operatörünün yerini almış ve yıkım başlatmak istemiş. Oysa biz İş Güvenliğinde hep “belgesiz iş yapmayın”, “yetkili dışında müdahalede bulunmayın” diyoruz. Keşke Sn. Bakan sembolik de olsa yıkım işini iş makinesi operatörüne bıraksaydı.
Bir başka gazete haberi vekil adayımız Ziya Altunyaldız ile ilgiliydi. Sn. Altunyaldız makamdan ayrıldıktan sonra makam aracıyla yola çıkması ve kaza geçirmesi ile gündeme geldi. Kendisine geçmiş olsun ve kaybettiği halası için başsağlığı diliyorum. Gene de özel nedenle bile olsa keşke bu haberle gündeme gelmeseydi. Saygılarımla.