Son bir aydır gündem yoğun. ABD, Avrupa Birliği, Türkiye ve Çin’den önemli veriler geliyor. Fakat kurda, parite de ve borsa da çok ciddi hareketler yok. Genel anlamda bir durgunluk hâkim. Tabi ki bunda dış piyasalardaki sakin seyir de etkili. TCMB Başkanı Erdem Başçı’nın son toplantıda faiz indirimi sinyalleri vermesi borsada bankacılık sektörünün liderliğinde bir artışa sebep oldu. BİST 75,000’leri gördü. Dolar/TL’de ise 2,092’ler görüldü.
Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekçi faizlerin düşmesi ve Kur’un 2,100’den aşağıya inmemesi gerektiği yönünde açıklamalarda bulundu. TCMB’de faizleri indirmek istiyor fakat bu konuda acele edip yanlış bir adım atmak istemiyor. Çünkü ekonomide tüm değişkenler birbirine göbekten bağlı. Pazartesi günü açıklanan enflasyon verileri beklentilerin çok üstünde geldi ve TCMB’nin mayıs ayında faiz indirme ihtimalini zayıflattı. Faiz indirimi için TCMB haziran ayını görmek isteyecektir. Cari açığın kapanması ve hedeflenen büyümenin yakalanması için faiz indirimine ihtiyacımız var. Fakat enflasyon ve kur her zaman bir risk oluşturmakta. Pazartesi gün gelen veriler BİST’te kâr satışlarına sebep oldu. Ekonominin yönlendiricisi ABD olduğuna göre Türkiye’yi anlamak için birde ABD’den ülkemize bakalım. Kredi derecelendirme kuruluşu FİTCH direktörü Rawkıns yaptığı açıklamalarda erken faiz indiriminin risk oluşturacağını, siyasi risklerde artış olduğunu ve ekonomide şu an için bir toparlanma olduğunu belirtti. Yani kısa vadede Türkiye iyi fakat uzun vadede risklerin devam ettiğini vurguladı. Goldman Sachs’ın geçtiğimiz hafta yaptığı açıklama riski gözler önüne seriyor. 6 ile 12 aylık bir zaman aralığında Dolar/TL kur beklentisinin 2.350-2.500 olduğunu açıkladı. Bu rapor dövizde açık pozisyonda kalınmaması gerektiğinin bir göstergesidir. ABD’den varlık alımı bitmeden faiz artırımı gelmeyeceği açıklamaları yinelendi. ABD ‘de tarım dışı istihdam beklenenden çok iyi geldi(288 bin) ve işsizlik % 6,3 ile son 5 yılın en düşük düzeyinde. Buna rağmen FED temkinli, yavaş ama istikrarlı adımlarla ilerliyor. Euro bölgesinde ise durumlar pek iç açıcı olmamasına rağmen herhangi bir somut adım yok. İşsizlik % 11,8’de Almanya hariç güçlü ekonomik görünüme sahip ülke yok. Lokomotif görevi üstlenen Almanya’nın ne kadar daha bu yükü taşıyabileceği ise tartışma konusu. Yarın ECB toplantısı var. Faiz indirimi ve niceliksel gevşeme söz konusu ama ECB aceleci değil, şimdilik piyasaları oyalıyor. Faiz indirimi çok etkili olacak gibi gözükmüyor. Fakat etkili bir niceliksel gevşeme tüm hesapları bozabilir. Son iki ECB toplantısı öncesi Euro/Dolar da sürekli yukarı hareket görüyoruz. Draghi güçlü Euro istemediğini belirtiyor piyasada o zaman adım at dercesine toplantılar öncesi Euro/Doları ‘ı yukarı götürüyor. ECB den somut adım gelmeden Euro/Dolar paritesinin düşmesi şimdilik mümkün gözükmüyor. 1,3893 seviyelerinde 1.39’a ulaşma çabasıyla hareket ediyor. Muhtemelen yarınki toplantı öncesi 1,3950 seviyelerine doğru bir seyir izleyecektir.
Ukrayna’da gerginlik tırmanarak devam ediyor. Yabancı piyasalarda ufak çaplı satışlar söz konusu, ama şu an için piyasalar pek ciddiye almıyor. Çatışmaların aşırıya kaçması Rus askeri güçleri ile Ukrayna askerlerinin karşı karşıya gelmesi piyasaları büyük endişeye sevk eder küresel piyasalara satış olarak döner. Ukrayna’daki gerginliğin tek kazananı altındır. ABD verileri sonrası 1280 Ons/Dolar civarına düşen altın Ukrayna gerginliğinde kısmen güvenli liman olarak görüldü ve 1310 Ons/Dolar seviyesine yükseldi. Başlıkta belirttiğimiz gibi gündemde her ülkeden birçok veri var. Ama herkes birbirinin elini görmek istiyor. Herkes ilk adımı diğerinden bekliyor.
Yurtdışından bize bakış açısında hala endişeler var. Goldman Sachs, Fitch ve Dünya Bankası direktörü Raiser’in düşünceleri birbirine paralel. Yaptığımız hatalardan biri döviz kuru ile cari açığı kapatmaya çalışmak. Bu tüm dengemizi bozuyor. Türkiye ithalatının çoğunluğu enerji ve ara mamuldür. İthalatçı sert artışlardan endişe duyuyor. Bir de döviz ile borçlanıp TL ile satış yapan firmalarımız sert yükselişlerde ciddi zararlar görüyor. Dövizde ki istikrar sanayicinin ileriyi görmesini ve daha sağlıklı hareket etmesini sağlar. Cari açığı geçici yöntem kur hareketleri ile değil de ithalatını gerçekleştirdiğimiz enerji gibi sektörlerde kendi üretimimize giderek kapatabilirsek Merkez Bankasının hareket alanı genişleyecek ve ekonomiyi daha rahat kontrol edecektir. Petrol fiyatlarındaki sürekli artış da dışa bağımlı olduğumuz için cari açığımıza darbe vurmaya devam ediyor. Uluslararası yatırım bankaları tarafından yayınlanan son raporlarda: Türkiye’nin cari açığının bir miktar azalmasında kurlardaki yükselişin etkili olduğunun ama Türkiye için risklerin devam ettiğinin ve siyasi riskin hala var olduğunun belirtilmesi mevcut endişeleri bir kat daha artırmıştır. Önümüzdeki günlerde TCMB’den iki hamle beklenmektedir. İlki Mayıs ya da Haziran ayındaki toplantıda 0,50 baz puan faiz indirimi, bana göre bu kaçınılmazdır. İçeride ve dışarıda her şey olumlu giderse faiz indirimi gelecektir. Diğer hamle de günlük döviz satım ihalelerinin dövizin 2100’ün altına düşmesinden dolayı iptal edilmesi ve böylelikle TCMB’nin rezervleri koruma ve artırma yönünde adım atmasını bekliyorum. Döviz kurları için hatırlayacaksınız önceki yazımda içeride ve dışarıda her şey iyi giderse Dolar/TL için 2,050-2,080 aralığına kadar; Euro/TL için de 2,860-2,880 seviyelerine kadar gerileme ihtimalini yazmıştım. Dolar/TL’nin 2,095, Euro/TL’nin de 2,900 seviyelerinde olduğunu görüyoruz. Olumlu hava devam ederse Dolar/TL’de 2,080 seviyelerini Euro/TL’de ise 2,880 seviyelerini bu hafta içinde görebiliriz. Hava olumsuza dönerse Dolar/TL 2,130, Euro/TL ise 2,950 ilk direnç seviyesi olarak karşımıza çıkacaktır.
Genel olarak bir yorumda bulunmak gerekirse. Global piyasalara yön veren iki merkez bankasından biri olan ECB yarın bir adım atmadığı takdirde piyasalarda yatay seyir devam edecektir. Fakat parasal (niceliksel) gevşeme ya da faiz indirimi piyasaları hareketlendirebilir.