Altı kişiden oluşan bir insan grubunun gözleri bağlanarak, başparmaklarına sıcak bir cisim dokundurulup çekileceği söylenmiş ve bu durum birkaç kez sözlü olarak kendilerine hatırlatılmıştır.
Aradan belli bir zaman geçtikten sonra gözleri bağlı olan bu insanlara tam aksine bir buz kütlesi başparmaklarına çok kısa süreli dokundurulup çekilmiştir.
Bir gün sonra gruptaki tüm insanların başparmak uçlarının yanmış gibi su topladığı görülmüştür.
IQ zeka seviyesi düşük ve aynı yaş grubu öğrenciler bir sınıfta , zeka seviyesi yüksek ve yine aynı yaş grubunda olan öğrenciler başka bir sınıfta toplanmıştır.
Zeka seviyesi düşük olan öğrencilere “Sizin zeka seviyeniz ölçüldü ve çok yüksek olduğu tespit edildi. Size derslerinize ait zor konular anlatılacak. Basit konular anlatılmayacak” Diğer zeka seviyesi çok yüksek olan gruba da “Sizin zeka seviyeniz ölçüldü ve çok düşük olduğu tespit edildi. Size derslerinize ait basit konular anlatılacak. Zor konular anlatılmayacak” ifadeleri kullanılmıştır.
Söylendiği gibi zeka seviyesi düşük olan öğrencilere zor konular, yüksek olan öğrencilere ise basit konular anlatılmıştır.
Sekiz ay sonra bir sınav yapıldığında, zeka seviyesi düşük olan öğrenciler zor konular görmelerine rağmen, yüksek zeka seviyesine sahip olan öğrencilerden çok daha fazla başarılı oldukları görülmüştür.
Etrafımızdaki nesneleri görmemizi sağlayan aslında gözümüz değil, beynimizdir.
Beyin, söz dinleyen ve dinlediklerini harfiyen uygulayan uysal bir organdır. Kendisi hakkında sürekli söylenenlere inanır ve inandığı telkinlere uygun bir birey oluşturmak için elinden geleni yapar. “Bir insana 40 kez deli derseniz, deli olur” atasözünün yüzyıllar önce söylendiğini farz edersek bu tezin yanlış olmadığını ifade edebiliriz.
Bugün milyonlarca öğrencimizin okul hayatı başlıyor.
Başta öğretmenlerimiz olmak üzere anne ve babalarımız şu hususları asla göz ardı etmemelidirler.
Ergenlik çağı öncesi çocuk beyni şartlanmaya en uygun dönemdir. Bu yaşlarda bireye söylenecek tüm söz ve gösterilecek tüm davranışlar, beyin tarafından ilmek ilmek işlenecek ve ergenlik sonrasına da kalıcı hale getirilecektir
Aile ve sosyal çevre baskısıyla kendini ifade edememiş ancak ileride çok başarılı olabilecek çocuklara:
— Senden hiç bir şey olmaz!
— Sen tembelsin!
— Hiçbir meslek sahibi olamazsın!
— Şunun çocuğu senden daha çalışkan!
Söylemleri sürekli kullanıldığında ya da buna benzer olumsuz davranışlar gösterildiğinde beyin bir müddet sonra bu söz ve davranışlara inanacak ve artık birey ifade edildiği gibi tembel, pısırık, yalancı, özgüvensiz ve vasıfsız bir işçi olma yolunda çizgisini çizmeye başlayacaktır.
Ergenlik yaş öncesi sergilenecek olumsuz bir söz ve davranışın, öğrenciyi karanlık bir dünyaya, olumlu bir söz ve davranışın ise aydınlık bir geleceğe taşıyacağı asla unutulmamalıdır.
Ergenlik öncesi çocuklarımızın beyni çimento gibidir. Atılacak her olumsuz bir çizik, ergenlik sonrası betona dönüşen beyinde ağır hasarlar oluşturacak ve ölünceye kadar da o çizikler asla silinmeyecektir.
Her çocuk bir bakıma bir dahi ve her dahi bir bakıma bir çocuktur.
Çocuklarımıza akademik başarıya göre değer verip davranışlar gösteren öğretmen, anne ve babanın olmadığı bir eğitim yılı geçirmemiz temennisiyle “Vira Bismillah” diyoruz.
Sağlıcakla kalın…