Hafta sonu, Türkiye’de 15 Temmuz gecesi nelerin yaşandığıyla ilgili iki farklı görüşe sahip insanı dinledim.
Hikmet İlim ve Sanat Derneği’nin Cuma Sohbetleri’nde Sosyolog Abdullah Topçuoğlu, 15 Temmuz olaylarına sosyal açıdan ve tarih şuuruyla bakarken Konya Türk Ocağı’nda Balyoz mağduru emekli Jandarma Kurmay Albay Mustafa Önsel, olaylara askerî bakış açısıyla yaklaştı.
Gazeteci gözüyle, 15 Temmuz gecesi nelerin yaşandığının arka planını çözmeye, anlamaya ve benim gözümde fulü olan resmi netleştirmeye çalışıyorum.
Türkiye’nin örtülü bir saldırıyla karşı karşıya olduğunu ve bu saldırıların altında 1946’dan beri bize “dost” ve “stratejik müttefik” olarak gösterilen Amerika ve NATO’nun içimizde çöreklenmiş sivil ve askeri güçlerinin olduğunu elbette biliyoruz.
***
Hakkari Şemdinli’de 9’u asker 17 kişinin şehit edildiği ve 27 kişinin de yaralandığı bombalı saldırıyı yapan PKK veya bir başka yerde DEAŞ denilen El-Bağdadî Hareketi’ne bağlı teröristlerin olması, bunların arkalarındaki asıl küresel gücü veya kuvvetleri kamufle etmeye artık yetmiyor.
Türkiye üstü çeşitli terör örgütleriyle örtülü bir savaşla karşı karşıya. Bunun adını koymak gerekirse Türkiye, Amerikan güçleriyle dolaylı olarak çarpışıyor.
1974’de Kıbrıs Harekâtı’ndan sonra ülkemize ambaroyu koyan da Amerika ve NATO değil miydi?
1 Mart Tezkeresi geçmedi diye Süleymaniye’de 11 askerimizin başına çuval geçiren de Amerika ve NATO’ydu.
Çekiç Güç olarak Doğu Anadolu’da PKK’ya lojistik destek sağlarken Türk Jetlerine yakalanan Amerikan helikopterini düşürdüğümüz gerekçesiyle Muavenet gemimizi gönderdiği iki füzeyle vuranlar da Amerika ve NATO güçleriydi.
***
“15 Temmuz bir istila hareketiydi” diyen emekli Kurmay Albay Mustafa Önsel, kalkışmanın planlı ve programlı, buna karşı çıkanların ise plansız hareket ettiklerine dikkati çekti. Albay Önsel’in, “Karşı koyanlar çok azdı. Bu işi yapanlar çok ve organizeliydi. Hem de nasıl organizeliydi… Halkımız sokağa indi. Tankın önüne yatmak öyle kolay değil. Öyle televizyondan seyreder gibi olmuyor. Tanka karşı gelmek, uçağa meydan okumak öyle kolay değil. Halkımız bunu yaptı o gece. Ben halkımızla büyük gurur duydum. Ben bu kadar kültür bombardımanına tutulan bir halkın bu kadar büyük bir tepkiyi göstereceğine inanamıyorum. Halkımız bu yürekliliği gösterdi. Bize o yürek lâzım” demesi, elbette önemli.
Bunun yanında Albay Önsel, halk sokağa inmeden askeri birliklerde, garnizonlarda ve karargâhlarda yaşananları da anlattı. “Öyle katliamlar, öyle öldürme olayları yaşandı ki” derken, tankların büyük bir kısmının ondan dolayı dışarı çıkamadığını, uçakların bir kısmının unun için uçamadığını, onun için sokaklara yeterince hakim olamadıklarını, bundan dolayı Ankara, İstanbul ve İzmir’in dışında diğer şehirlerde de başarı sağlayamadıklarını da birtakım örnekler vererek dile getirdi.
“Ağacın Kurdu” adlı eserinde bu hikâyeleri canlı örnekleriyle anlatan Albay Önsel, “Askeriyede silah arkadaşlığını bitirdiler” derken, ağacın kurdu, ağacı tamamen ele geçirdiğini de üzülerek belirtirken toparlanabileceğimizi de ifade etti. “Askerle halk arasına kan” girdiğini ve Ankara’da üniformalı askerlere saldırıların olduğunu ve daha korkunç manzaralarla karşı karşıya kalırken çok zor travmalarla karşılaştığını dile getirirken de; askerle siyasiler, askerle polis arasına kan girdiğini ve TBMM’yi bombalayarak bir mesaj verdiklerini ve Türkiye’nin bu darbede çok büyük kan kaybettiğini söyledi.
Bunları yapanların kim olduğuyla ilgili olarak da;
Mankurtlar,
Haşhaşiler,
Şakirtler, Abiler, FETÖ’cüler,
Yamyam fareler…
***
Paralel Yapı ve FETÖ’nün 1984’den sonra TSK içerisinde nasıl yapılandıkları, milliyetçi ve vatansever askerlerin ordu içerisinde nasıl tasfiye edildiklerini öğrenmek için yazar Mustafa Önsel’in “Ağacın Kurdu” kitabını okumanız gerekiyor.
“Fetullah’ın Askerleri”ni de bu eserde bulacaksınız.
15 Temmuz 2016 Darbe Girişimi’nin şifrelerini de…
AZİZİM DİYOR Kİ…
Şemdinli’deki hain ve kalleş terör saldırısını kınıyor ve lânetliyorum.
Rabb’imden şehitlerimize rahmet, yaralılarımıza acil şifalar diliyor ve geride kalanlara da sabr-ı cemil temenni ediyorum.
Milletimize ve halkımıza da ay-yıldızlı şanlı bayrağımız etrafında birlik olmayı ve düşmanlarımıza karşı tek yürek şeklinde hareket etmeyi Allah’tan niyaz ediyorum.