Ülkemizin ormanları cayır cayır yanıyor. Söndürüleni var, kontrol altına alınanı var, yeni başlayanları var. Türkiye ateşler içinde! Bir yer sönüyor, bir başka yer yanmaya başlıyor.
Bu seferde ateşle yani yangınla imtihan oluyoruz!
Ve biz bu imtihanı da kaybettik!
İnsanların evi yanmış…
Canlarım dediği kekliği, kuzusu, koyunu, keçisi, oğlağı, danası, ineği yanmış…
Buğdayı yanmış…
Samanı yanmış…
Yastık altına sakladığı üç kuruşu yanmış…
Umutları yanmış…
Hayalleri yanmış…
Ciğeri yanmış ciğeri!
Adına fırsatçı denen aç gözlüler, gözü doymazlar, kendini bilmezler, bu felaketi birkaç günde kazanca dönüştürmekten yine vazgeçmediler.
Bu imtihanı sadece fırsatçılar kaybetmedi!
Onlara engel olmayanlarda…
Dur demeyenlerde kaybettiler!
Son on sekiz ayımız hayal kırıklıklarıyla dolu. Öyle feci bir şekilde yandık ki, içimizdeki yangınlar artık sönmüyor!
*****
İnsanımız isle, dumanla, ateşle boğuşurken, orman yangınlarını söndürmeye koşup gelen isimsiz kahramanlarla yangının büyümesine engel olmaya çalışırken, fırsatçılarda en fazla ihtiyaç duyulan yangın malzemelerine zam yapmakla meşgullermiş meğer!
Yazıklar olsun!
İnsanlık denen o erdem nerede biliyor musunuz?
İnsanlık; o yanan ormanlara ağlayanlarda…
O kaybettikleri canlar için gözyaşı dökenlerde…
Onlarla birlikte alevlerin arasına dalan insanımızda, bize yardıma koşup gelen Azeri kardeşlerimizde!
İnsanlıktan nasibi olmayanlarda, yangın malzemelerine eldivenden maskeye, yangın tüpünden, yangın kremine, hatta gıda maddelerine kadar fahiş zam yapanlar!
Hem de ne zam?
Orman yangını denen felaketi fırsata ve kazanca çevirme yolunda bir an dahi tereddüt etmeyenler, insanlığın ve insan olmanın neresindeler acaba?
*****
Biz bu filmi, Pandemi de gördük!
Biz bu filmi İzmir Depreminde de gördük!
Bir bu filmi şimdi çok daha acı bir şekilde ormanlarımız yanarken seyrediyoruz!
Bugüne kadar hiçbir şekilde engellenmeyen fırsatçılar,
Öyle bir şımardılar,
Öyle bir arsızlaştılar ki, bir günde ısıya dayanıklı, yanmaz eldivene yüzde 633 zam yapabildiler!
44 liralık eldiven bir günde 330 lira nasıl olur?
Ben yaptım oldu, dediler oldu!
Ciğeri yanan insanları, bu zamlarla bir daha yaktılar!
*****
İnsaftan, vicdandan, merhametten, insanlıktan bi-nasip olanlar!
Yananı Allah görür bilmez misiniz?
Kimsenin yaptığı yanına kâr kalmaz!
Ciğeri yananların feryadını duymayanlar,
Kulaklarını tıkayanlar,
Dünya üç günlük dünya,
Kimseye kalası yok!
Kimsenin olası yok!
Öbür tarafa para-pul götüren zaten yok.
Antik çağlarda, öbür tarafta harcasın diye, altınlarıyla birlikte gömülenlerin altınları nereye döndü geldi dersiniz?
Yine dünyaya…
Dünya malı dünyada kalıyor amma, kime ne anlatıyoruz ki?
*****
Fırsatçılar, her felaketi fırsata dönüştürdükleri için keyiflerine diyecek yok! Gözyaşlarının, kırılan kalplerin, ahların ve bedduaların karşılığı olmaz sanıyorlar!
Kim kimin canını yaktı ise, ciğerini yaktı ise, misliyle karşılığını görmedi mi?
Hiç bu kadar felaket üst üste gelmemişti.
Hiç bu kadar sınanmamıştık!
Ve hiç bu kadar da yalnız bırakılmamıştık!
Her felaket, insanların yüzünün çok daha net bir şekilde görülmesine vesile olur derlerdi de inanmazdık!
Virüs, sel, deprem ve yangın! Ardı ardına geldiler. Anlayana sivrisinek saz, anlamayana davul zurna az dediler. Anlayanlar anladı, anlayanların anlattığını, anlamak istemeyenler bin kere dinlediler, yine anlamadılar!
*****
Kim bu fırsatçılar!
Bir türlü eli ve beli kırılamayanlar!
Ne yapıyorsunuz denilemeyenler!
Yaptıkları iş ve meslekten men edilemeyenler!
Ceza kesilemeyenler!
Yaptıkları vicdansızlığın faturasını daima mağdur olan insanımıza ödetenler!
Yetti artık!
Daha bu insanların nesini alacaksınız?
Canını mı?
Bu insanlara engel olmayanlar, göz yumanlar, araya kaynar gider, alışır giderler diye düşünenler yüzünden insanlık denen o erdem can çekişiyor.
Ormanların yandığı gibi, kendinden başkasını düşünmeyenler el ele tutuşup kendi kendilerini ateşlere attılar! Fırsatçılarla birlikte yandılar kül oldular haberleri yok!