Yandım Allah!

Erol Sunat

Büyüklerimiz milletimiz çileye alışıktır demişler. Yunus’a nazire yaparsak, “Çilemiz var, çilelerden içeri”

2020, çileyi katlayan bir yıl. Çile bu yılı gördükten sonra, ben kendime çile demekten vazgeçtim, dese haksız mı?

Çile bülbülüm şarkısını bilirsiniz.

Sanatçı, Çileeee…diye zirvelere doğru oktav oktav yükselirken, dinleyenler içten gelerek “Allah” derlerdi.

Çile bülbülüm şarkısını bugün yine diniyoruz dinlemesine de, sonunda, Allah derken, önüne yandım kelimesini ilave edip,  “Yandım Allah” demekten kendimizi alamıyoruz!

Kimse bu dünyaya çile çekmek için gelmez! Çileyi de hak etmez!

Milletin çilesini sona erdirdim diyecek olanlara hasretiz!

İnsanımız, hiç mi rahat ve huzur yüzü görmeyecek?

Hiç mi yüzleri gülmeyecek, hiç mi şöyle derinden bir “oh!” çekemeyecekler! 

Dert çekenin dermanı kalmadı…

Çile çekenin hali mecali anlatılacak gibi değil!

Yağdır Mevlâm su der gibi insanlar, destek bekliyor, imdat bekliyor, kendilerine uzanacak bir yardım eli bekliyor.

Korona yaktı kavurdu. Ekonomi tuttu kolumuzdan savurdu.

Yandım Allah diyenlerin sesini yok mu, bir işiten?

Yok mu, bir gören?

Yok mu, ne oluyor diye bir yardıma koşan?

 

*****

İnsanlar 2020 yılını kapatırken kârla değil külliyen zararla kapatıyorlar.

En az 3 milyon lira eden işyerini bir milyon liranın biraz üzerinde verip geçen var.

Şehirlerarası sefer yapan 1.5 milyon liralık otobüsünü satılığa çıkarana 750 bin lira veren yok.

En az 1.5 milyon liralık hatlı dolmuşu için 800 bin liraya inene selam veren yok.

Matbaacılarda, matbaa makinelerinin sesi durmuş durumda…

Öyle ki, hafta içi her gün, tatil yaptıkları Pazar günü gibi..

Her taraf sessiz, sokaklar ıssız, makine başında düşünen insanlar aramadığınız kadar çok.

Yüz binden fazla Üniversite öğrencisi olan şehirde öğrenciler yok!

Öğrenci olmayınca hayat durmuş durumda.

Onların hayat verdiği, canlılık kazandırdığı sektörler kıpırdamıyor!

Lokantacı esnafımız kara kara düşünüyor!

Kafe sektörü ringde havlu atmış boksör gibi, ringe çıkmadan hükmen mağlup havalarda…

Fotokopi sektörü sinek avlıyor.

Giyim mağazaları bomboş!

Ayakkabıcılar, bir alana bir bedava deseler, kimsenin umurunda değil.

Kiralık evler boş, kiralayacak kimse yok!

Kira fiyatları düşse de, bakan yok soran yok!

Yandım Allah diyen diyene bir vaziyet!

 

*****

Esnaf kendine 3-4 ay bir dayanma süreci koymuş. Giden gitti, batan battı, bir biz kaldık, bizde 2021 yılını bekliyoruz…

Ocakta batmasak, Şubatta garanti diyorlar!

Emekli derin düşünceler içerisinde…

Emeklilerin yüzde 70-80’i bin lira ve 1500 lira seviyesinde maaş alıyor…

Çok yaygın bir söylem olduğu için öyle örnek verelim, yüzde üç üzerine, yüzde 4 enflasyon farkı koysanız, toplam yüzde 7 üzerinden hesap etseniz

Nihayetinde 105 lira yapıyor.

105 lirayla ne yapacak emekli?

Sevinçten şapkasını göğe mi fırlatacak?

Zaten zam lafını duyanlar, coşacaklar, koşacaklar etiketleri değiştirmeye…

Zam geldi diye, ne doğalgaz duracak, ne elektrik, ne su, ne sebze, ne meyve,

Kırmızı et ve beyaz et coşacaklar birdenbire!

İğneden ipliğe her şey değişecek?

 

*****

Memurumuzu, emeklimizi enflasyona ezdirmedik babından laflar sıralanacak, zamlardan sonra!

Lafla ezilmemiş olacaklar!

Enflasyon, o para ellerine geçmeden, her birini perişan edip, bir köşeye fırlatıp atacak!

Yine insanlar el elde baş başta kalacaklar!

Memura zam, emekliye zam,

Kuruşu kuruşuna hesapladık diye yazan basınımız,

Müjde dedikçe,

Müjdeler olsun diye manşetlerden verdikçe,

Zammı aldılar, haydi zam yapmaya, zamsız olmaz, diye zam yapacak fırsatçılar!

2020’nin yorgun insanları,

2021’de takati kalmayan,

Yorgunluktan pestili çıkan,

Yere serilen, artık hiçbir umudu kalmayanlara dönecek!

 

*****

İnsanların kira borçları birikti. Ayakta kalmak için kredi aldılar, Ocak ayından itibaren o kredileri ödemeye başlayacaklar. Faturalar, sigortalar, maaş ve ücretler katlandı.

Bu yükün altında ezilecek o kadar çok iyi niyetli insan var ki…

Nasıl ödeyecekler?

Müşteri yok.
Bütün insanlar aşılandıktan sonra, Korona tehlikesi savuşturulduktan sonra sisleri anca dağılacak açıklamalarının arasında, bir bakmışsınız 2021 yılının ortaları olmuş.

Bu en az altı ay demek!

Altı ay demek, ayakta kalanlarında da, dibe vurması demek!

Durumun vahametini anlamak için, siyasilerimizin halkı, esnafı, emekliyi, işsizi, işini kaybedenleri dinlemesi lazım.

2021 yılına girerken, acil çare paketleriyle girilmesi gerekiyor.

Değilse, birçok sektör aldığı ağır yaralarla can çekişmeye başlayacak!

Çilemiz var çilelerden içeri derken kast ettiğimiz inşallah düşünülen gibi olmaz diye dualar edilen durumlar!

Sektörlerin çökmesi demek, mevcut işsiz sayısına on binlerde insanın daha katılması demek, belki de, birkaç milyon daha…

Şu andaki durumu bıçak kemiğe dayandı cümlesi dahi karşılamıyor.

Bıçak kemiği kesmeğe başladı diyorlar ya, durum ona benzer vahim mi , vahim!

 

*****

Yananı Allah görür elbette. Yandım Allah diyerek yananları, yakanları da görür. Yangın çıkaranları da, yangınları söndürmeyenleri de, söndürmek için gelmeyenleri de…

İnsanımız yandım Allah dedikçe, yangına körükle gelenler var feryadında…

Bu yangına su lazım.  Lafla değil, geliyoruz, geleceğiz, gelmek üzereyiz, gelmek için hazırlanıyoruz diye değil.

Yok mu işte geldim diyecek? Yok mu ben varken yanmazsınız diyecek? Yok mu yanmanıza müsaade etmem diyecek?

 

 

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,çok uzun ve ilgili içerikle alakasız,
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.