Yaşadığımız dönemin yardım şekline moda tabirle yeni nesil yardım dense inanın yeri! Yeni nesil yardım eşle-dostla, hısım-akrabayla, konu-komşuyla, eğlenceli, şatafatlı yapılmazsa yardım yapılmış sayılmıyor gibi bir anlayış hakim!
Yeni nesil yardım adeta kampanya gibi!
Bir taşla birden fazla kuş nasıl vurulur der gibi!
Reklamı, şamatası, havası, gösterişi, duyurusu bir başka!
Adam yardım yapıyor yapmasına lakin, iş yerinin her tarafında yaptığı yardımın izleri, sözleri, afişleri, pankartları var!
En son Elazığ depremi için yardım yapacak olanlar, yapacakları yardımı tatlandırmanın, dallanıp-budaklandırmanın tatlı telaşına daldılar!
Bu yardım haber olsun, haberlerde yer alsın diye değişik bir gayret sardı insanları!
Yardım yarışı, yardımda yarışmak çok hoş bir şey!
Ancak, yardımın gösterişe dönüşmesi de, bir o kadar yanlış!
Yardım, yardım yapanların başını döndürmüş durumda…
Kıymetimi bilsinler, iyi anlasınlar dercesine,
Karşısındakini ezercesine,
Çiğnercesine,
Kalplerini tarumar edercesine bir yardım olabilir mi?
Oluyor, bu türden olanları destek görüyor, destek buluyor, teşvik ediliyor!
Helal olsun böyle yardımlara ve yardım edenlere diyenlerin,
Tevazudan ve mütevazi olmaktan kapak kaldırmadıklarını üzüntüyle seyrediyoruz!
Hatta öyle ki…
Yaptığı yardımlar duyulmayan,
Bilinmeyen insanların yaptıklarına dudak bükülüyor,
Ne yardım yaptı ki,
Kim ne biliyor,
Söylesin ne kadar yardım yaptığını da herkes duysun,
Neyi saklıyor diye konuşanlar prim yapıyor!
Yaptığı yardımı kimse duymadı,
Kimsenin haberi yok,
Bu arkadaş, hangi çağda kalmış gibi, laflar uçuşuyor sağda-solda!
Neredeyse habersiz yardım yaptı diye adamı kınayacaklar, eski köye yeni adet getiriyorsun , utanmıyorsun diye de tavır koyacaklar!
Bu durumu haddinden fazla abartanlar, yaptığı yardımın cılkını çıkaranlar var!
YAPTIĞIMIZ İYİLİĞİ YALNIZCA ALLAH’IN BİLMESİ BİZE YETMİYOR MU?
Hz. Peygamber, “Sağ elin verdiğini, sol el görmemelidir” buyuruyor. Bizim bu güzel ve anlamlı hadisi şerife bakışımız, getirdiğimiz yorumlar, hadisin ruhundan o kadar uzak ki…
Tek kelimeyle evlere şenlik!
Olması gereken gibi değil!
Neden değil?
Yapmış olduğu yardımları kimseye duyurmayan,
Kendinden ve Allah’tan başka kimsenin bilmediği,
Bu yardımları kim yaptı diye insanların merak ettiği,
Ancak bu dünyada öğrenemedikleri yardımları yapanlarda bizlerin ataları,
Dedeleri, babaları değil miydi?
Bizler o insanların evlatları, torunları değil miyiz?
Yaptığımız iyiliği yalnızca Allah’ın bilmesi bize yetmiyor mu?
Yetmiyor ki, yaptığımız yardımları, bilmeyen, duymayan kalmasın istiyoruz!
Dahası o da yetmiyor!
Namımız yürüsün!
Şehirde efsane olalım!
Dostlar övsün yüceltsin, düşmanlar ve kıskananlar çatır-çatır çatlasın!
Basın çeksin, haber yapsın, ekranlarda anlatılsın,
O konuda çıkalım açıklamalar yapalım,
Face sayfamıza beğeniler ve yorumlar yağsın,
Telefonlarımız hiç susmasın!
Şehir bizi konuşsun, bizi anlatsın denen başımızı döndürecek, ayağımızı yerden kesecek, bizi havalara uçuracak o duygu yağmurlarıyla sırılsıklam ıslanmanın derdindeyiz!
Bunun adı ne?
Yardım yapmak mı?
Reklam mı?
Ne diyeceğiz bu davranış biçimine?
Görgüsüzlük mü?
Övünmenin birkaç üst versiyonu mu?
Şımarıklığın daniskası mı?
YARDIM YAPTIĞIMIZ KESİMLERİ ÜZMEK VE YARALAMAK ZORUNDA MIYIZ?
Madem yardım yapacaksın, neden yapıyorsun, niçin yapacaksın diyen mi var?
Yardımını sessiz sedasız yap.
Yardım yapan olarak, sadece sen bil.
Ne kaybedersin?
Demek ki, çok şey kaybedildiği düşünülüyor!
Yapılan yardımların çarşaf çarşaf gazetelerde yayınlanması, konuşulması insanları üzmüyor, bilakis mest ediyor.
Eskiden olsa kınanırdı.
Böyle yardım mı olur denirdi.
Bunlar yardımın, yardımlaşmanın ne olduğunu bilmiyorlar mı denirdi?
Birçok felaketi, yokluğu, sıkıntıyı üst üste yaşadığımız oldukça karışık ve karmaşık günlerde dahi, yardımlaşma konusunda samimiyetimiz ve içtenliğimiz yok!
Yardım yaptığımız kesimleri üzüyoruz, yaralıyoruz.
Madem fakir, madem ihtiyaçlı, madem muhtaç gurur yapmayacak diye konuşan, allameler, çok bilmişler var.
Kendi gururlarından, egolarından, insanlara hor ve hakir bakmalarından kapak kaldırmıyorlar!
Ne olurdu sessiz sedasız bu yardımları yapabilselerdi?
Yapamıyorlar, yapmaları da mümkün değil!
Onların bu gösterişe ve şova dönüşen yardım teşebbüslerini yazanlar-çizenler, gündeme getirenler var olduğu müddetçe ne onlar bu işten vaz geçecekler, nede sayılarında bir azalma olacak!
Yardımın insanları incitmeden, üzmeden, rencide etmeden yapılması makbuldür.
Ben yardım yapacağım diye yola çıkanlar, yardım yapıncaya, o yardım ulaşıncaya kadar anlatmadıkları, söylemedikleri, ulaştırmadıkları yer bırakmıyorlar!
Aldıkları övgülerden de başları dönüyor!
Yardım denen o güzel kavrama yazık olmakla kalmıyor, o kavramı tepe-tepe gömdüğümüzün de farkına varamıyoruz.