Muhalefetin iktidarı en çok eleştirdiği husus ekonomi…
Halkın alım gücünün düşmesi, asgari ücrete verilen artış; bunun yanında sürekli yapılan güncellemeler…
Güncelleme derken bunu halka yanlış anlatmak değil niyetim. Şuan jargon bunu gerektiriyor ama bildiğimiz zam işte…
Sorunları 15 yıl öncesine götürebiliriz. Yaşanmışlıklar üzerine “keşke şöyle yapmasalardı” farz-ı misal “keşke 15 yılda betona bu kadar para gömmeselerdi” denilebilir.
AK Parti iktidarında orta kesim zenginleşti. Rahmetli Özal’dan Demirel’e sürüklenen orta direk sağlamlaştı. İnsanlar bir ev ve bir araba sahibi olmak için son 15 yılda ülkenin büyümesine paralel olarak borçlandı dolayısı ile kiracılıktan büyük kesim kurtuldu.
Tabi arz talep dengesine göre hareket eden piyasalar yoğun bir şekilde konut üretti.
Bunu yapmak için daha çok aktöre ihtiyaç duyuldu.
Samimi ortamlarda hep bahsederim ama yermek için değil.
15 yıl önce Konya’da müteahhit olarak 8-10 daire yapan ağabeylerimizle birlikte olduğumuz vakit o günlerde onların taşeron olarak işlerini yürüten; demirci, kalıpçı, sıvacı, elektrikçi, boyacı…
Bu listeyi daha da uzatabilirim. Bunların neredeyse hepsi 2010’lardan sonra inşaat yap-satçısı oldu.
Ya da SAT-YAPCI mı demeliyim?
Öz sermayeleri çok az olan taşeronlar müteahhitlik sevdasına sürüklendi. Çünkü para oradaydı.
Lüks araba almak için lüks mekanlarda yiyip içmek için milletin parasını kullanmak gerekiyordu.
Yıllardır varını yoğunu ortaya koyup dişinden tırnağından artırdığı ile bir ev alma hayalleri kuranlar, maalesef bugün kendileri kooperatif kurup binalarını tamamlama derdine düştü.
Yarım inşaatların hali ne olacak? Kooperatif dedim ama başka yol bulamadıkları için böyle. Çünkü ne yapacaklarını şaşırmış durumdalar.
Arsa sahipleri ayrı şeyler söylüyor, bir kısım parasını ödeyip bir kısmını teslimde ödemek maksatlı ev alanlar ne yapacağını bilmez halde.
Davalık durumlar çoğaldı. Arsa davaları neticesinde sahiplerine iade ediliyor ama üzerinde yarım kalan inşaatlar için de karşı taraf dava açıyor.
Maalesef durum sıkıntılı.
İnşaat sektörünün durgunlaşması diğer tüm sektörleri etkiliyor.
Zincirin halkaları gibi en üstten en alta kadar ekonomik olarak krizlere vesile olan durumlar ortaya çıkıyor.
Konya’da bu şekilde bildiğim birçok inşaat var. Krediler cazip hale getirilerek sektör bir miktar canlandırılmaya çalışılsa da o eski hava yok.
Bir merkez bu sıkıntılı durumlara öncülük ederse hem daire alanlar hem de arsa sahipleri bu sıkıntılardan kurtulmuş olacak.
Birçok ailenin de hayalleri yarım kalmamış olacak.