Yaşadıklarım ve Gördüklerim (1)

Mustafa Balkan

“Kur’an hizmetini daha rahat ve daha verimli biçimde” yapmak için 1975 yılında Hayra Hizmet Vakfı’nı kuran Hasan Hüseyin Varol Hoca’yı, ziyaret etmiş, güzel sohbetini dinledikten sonra kendisinden güzel bir hediye almıştım.

O güzel hediye, üç kitabın bir araya getirilmesiyle oluşan “Yaşadıklarım ve Gördüklerim” adlı bir hayli hacimli olan hatırat kitabıydı. Kıymetli Hasan Hocam, kitabı imzalayarak verdi. Kitabı “Takdîm” yazısında Hasan Hüseyin Varol, mütevazı bir üslûpla kaleme aldığı ‘Seksen küsur yıllık bir ömrün içerisinden bir demet veya bir çimdik tuz mesâbesinde bilgiler’i beş yüz doksan beş sayfadan oluşan bir eserde bizim istifademize sunuyor.

 

***

1934 yılından beri bebekliği, çocukluğu ve gençliği Bozkır’ın Kızılçakır Köyü’nde geçen Hasan Hüseyin Hoca, 1947’de Konya’ya ailecek hicret ediyor. Kendi deyimiyle eline aldığı ilk kitap Ku’an-ı Kerim, okumayı öğrendiği ilk yazı da Kur’an-ı Kerim yazısı oluyor. Sıbyân Mektebine giden ve Osmanlıca’yı Bolatlı Yusuf Hoca’dan öğrenen Varol Hoca, Allah’ın sevdiği bir kuluymuş ki, ilk karşılaştığı harfler Kur’anca, sonra Osmanlıca ve daha sonra yeni Türk harfleri oluyor. Yâni Latinceyi sonradan öğreniyor.  İlkokulu olmayan bir köyde ve 1930’lu yılların yokluğu ve yoksulluğuyla mücadele etmek elbette kolay değil. Rençberlik ve çobanlık yapan Kurrâ Hafız Şükrü Özaydın’ın önünde bularak hafızlığı tamamlıyor. Tahir Büyükkörükçü Hoca’dan Arapça okuyarak Şeyhu’l-Kurrâ Postalcızâde Hacı Abdurrahim Efendi’nin talebesi olan Ağazade Osman Nuri Koçbekir’den Tecvid ve Tashîhü’l-Hurûf dersleri alıyor.

Hocamızın iki yıllık bir İstanbul macerası var ki, Varol Hoca, “İki yıllık İstanbul hayatım, orada gördüğüm âlimler ve velîler, dergâhlar ve benzeri maneviyat merkezleri, ayrıca manevi hayatımı kemaliyle etkilemiştir” diyor.

Öğrencilerine ve torunlarına hatıralarını bırakan Hasan Hüseyin Varol, kitabın “Birkaç söz” başlıklı girizgâh kısmının sonunda şu teşhiste bulunuyor:

“Her türlü güzel görüntülere rağmen ahlâk ve karakter itibariyle gittikçe bozulan bir nesil geliyor. Bu dünyada ve Türkiye’de insanlar, esefle ifade etmeliyim ki, seküler bir insan toplumu haline geliyor. Bu ifademde hiç istisna yapmak istemiyorum. Zira Müslim-Gayri Müslim, Dindar-Ateist, Kadın-Erkek, Zengin-Fakir hepsi bu bozulmanın içerisindedir.

Yüce Allah, bütün beşeriyet hakkında hayırlar, iyilikler ve güzellikler murâd etsin… Amin…”

 

***

Doğduğu ve çocukluğunun geçtiği köyünü “Köyümde Neler Gördüm” başlıklı yirmi kıt’adan oluşan şiirinde özetleyen Varol Hoca, soyağacını da veriyor. Kocahasanlar sülalesinden başlayan soyağacı; Bozoklu Ahmet’ten Bozoğlu Andullah’a, oradan Hasan, Hüseyin Cavuş ve Koca Hasan’dan sonra Tahsin Varol, Ahmet Varol ve Fatma İyioldu’ya kadar uzanan bir sülale silsilesi uzayıp gidiyor.

 

***

 Varol Hoca, babası Tahsin Ağa’nın uzun boylu, zayıf ve namazına çok düşkün ve köy hayatı çiftçilikle ve bağ bekçiliğiyle geçen ve son derce avcı olan birisi olduğunu, kitabında bize anlatıyor.

 

AZİZİM DİYOR Kİ…

Hatırat kitaplarını bir çırpıda bitirivermek ve özetlemek mümkün olmuyor. Bir eseri tahlil etmeye başladığınızda bu eseri meydana getiren kişiyi yazmadan olmuyor.

Varol Hocam, Konya’nın sosyal, kültür ve dini hayatına bir dönem damgasını vuran önemli bir şahsiyet olduğu için bu kitap üzerinde durmaya devam edeceğiz.  

Yorum Yap
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,çok uzun ve ilgili içerikle alakasız,
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.
Yorumlar (1)
Yükleniyor ...
Yükleme hatalı.