Yazıklar olsun!

Rasim Atalay

İnsan, ömrünün ne zaman, nerede başlayacağını, nerede biteceğini, başlangıç ve bitiş noktası arasındaki adına ömür denilen zaman dilimi içerisinde neyle karşılaşacağını, acı-tatlı hangi olayları yaşayacağını bilemiyor… Bilse zaten yaşayamaz, hayat çekilmez hale gelir. Düşünsenize öleceğiniz günü, saati, dakikayı ve nasıl bir ölümün sizi beklediğini bilseniz, hayatın bir anlamı kalır mı?

Özünde kısa ama düşününce çok uzunmuş gibi gelen ömürde başa gelecekler kader kelimesinin arkasına sığdırılmış…

Daha dün son gününü yaşadığımız ve inşallah rabbim sağlıkla, huzurla ve mutluluk içerisinde tekrar nasip etsin diye dua ettiğimiz Kurban Bayramı’nın da tekrarını görebileceğimizin garantisi yok.

Kurban Bayramı’ndan çok kısa bir süre önce Konya Şehir Hastanesi’nde menfur bir saldırı sonrası katledilen Uzman Doktor Ekrem Karakaya da belki bayram için hazırlıklarını tamamlamış, bayramı ailesi, sevdikleri ve sevenleri ile karşılayıp yaşayabilmenin hayallerini kurmuştu.

Ama ecel onu bayrama kısacık bir zaman kala hain kurşunların pençesinde yakaladı. Uzman Doktor Ekrem Karakaya’ya yüce Allah’tan rahmet, kederli yakınlarına, sevenlerine ve tüm sağlık camiasına başsağlığı ve sabr-ı cemil niyaz ediyor, bir daha bu tür olayların yaşanmaması için dua ediyorum.

BİZİ KİMSE AHMAK ZANNETMESİN

Her konuda itidalli davranan, hassasiyetle konulara yaklaşan, ‘ben yaparım, ben bilirim’ gibi ‘ben merkezli’ bakış açısında olmayan, eğrisini, doğrusunu enine boyuna araştıran Konya yerel basını zor bir sınavın daha üstesinden gelmiş oldu.

Hem Uzman Doktor Ekrem Karakaya’nın katledilmesi, hem de Kadir Şeker olayına ilişkin sürecin tamamında ve dahası içerisinde Konya lafzı geçen bütün konularda bir adım atıp üç kere düşünen Konya yerel medyası, her ne kadar bu süreçte ‘ulusal’ basının diline pelesenk edilse de işin iç yüzünde bu hassasiyetin ortaya koyduğu bir duruş var.

Bir yandan habercilik refleksi ile hareket edilirken, diğer yandan haberin içeriğinin neyle doldurulduğu ya da doldurulacağı konusunda oldukça titiz hareket ediyoruz. Bunu hem kendi çalıştığım kurum olan Pusula özelinde, hem de Konya’da yerel yayın yapan günlük tüm gazeteleri genelleyerek söylemekten asla çekinmem.

Yönetiminde bulunduğum Konya Gazeteciler Cemiyeti de Konya basınının birlikte hareket etme kabiliyetinin gelişmesi noktasında önemli bir misyonu üstleniyor. Zira şehri ilgilendiren önemli konularda hızlıca biraraya gelip, ani refleksler göstermek yerine ortak akılla doğru adımları atabiliyoruz.

Ulusalcıların ekmeğine yağ sürmeye çalışırken, şehir olarak Konya’yı karalayan, şehri yönetenleri asılsız, mesnetsiz iddialarla zan altında bırakan ve bunu yaparken kendi meslektaşlarını yani gazetecileri de oyunlarına alet etmeye çalışanlar için de söylenebilecek en iyi niyetli söz, ‘yazıklar olsun’ olacaktır…

Doktorun katledilmesi olayının yaşandığı günden yaklaşık bir hafta önce Konya Gazeteciler Cemiyeti olarak Vali Vahdettin Özkan Bey ile biraraya gelmek, şehir üzerine sohbet etmek için ricada bulunmuştuk. Vali Bey de sağolsun, en az bir Konyalı kadar Konyalı olduğunu hem duruşuyla, hem tavrıyla, hem de ‘Konu Konya ise her zaman biraraya gelebiliriz’ bakış açısıyla bizi kırmadı.

Randevulaştığımız tarihte ise bu talihsiz olay yaşandı. Vali Bey, programımıza geç saatte iştirak etti ki özellikle böylesi kriz zamanlarında Konya basını ile biraraya gelmenin Konya’nın faydasına olacağı kanaatindeydi. O gece Vali Bey ile hem bu menfur saldırı üzerine hem de Konya üzerine esaslıca konuşma ve görüş alışverişinde bulunma şansı bulduk. Olay da bundan ibaret… Bizi ahmak yerine koyan ahmakların da bunu bu şekilde anlamalarını isterim. Hoş, kendilerinde izan olmuş olsa zaten olayı alakasız taraflarından tutup ulusalcılara bizi malzeme etmeye kalkmazlardı.

Yorum Yap
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,çok uzun ve ilgili içerikle alakasız,
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.
Yorumlar (1)
Yükleniyor ...
Yükleme hatalı.