Hz. Mevlana’nın 743. Vuslat Yıldönümü anısına 7–17 Aralık 2016 tarihleri arasında şehrimizde olduğu gibi, üniversitemizde de bir dizi etkinlikler planlanmış bulunuyor. Bu etkinlikler arasında üniversitemiz Dilek Sabancı Devlet Konservatuarı gösteri salonunda 8-16 Aralık günleri boyunca her akşam, saat 20.00’de Barsisa isimli bir oyun da sahneleniyor. “Yedi Meclisin Biri: Barsisa” isimli oyun Hz. Mevlana’nın eserlerini bilenlerin ve okuyanların pek çoğunun bildiği gibi, onun çeşitli camilerde yedi ayrı sohbet meclisinde yaptığı vaazlarından oluşan ve adını da buradan alan Mecâlis-i Seb’a (Yedi Meclis) isimli eserden uyarlanmış. Sohbetler esnasında tutulmuş olan notların bir araya getirilmesiyle meydana gelmiş olan eserin Sultan Veled veya Hüsameddin Çelebi tarafından yazıya geçirildiği rivayet edilmektedir. Her meclisinde farklı, dinî ve toplumsal olayların ele alındığı Mecâlis-i Seb’a’nın birisinde ise Barsisa’nın hikâyesi anlatılmaktadır.
Üniversitemiz akademisyenlerinden Tolga Özenç Özençel işte bu hikâyeden yola çıkarak "Yedi Meclisin Biri: Barsisa" isimli oyunu kaleme almış. Özençel’in aynı zamanda yönetmenliği de üstlendiği bu oyunda, Ahmet Yenilmez, Korel Cezayirli gibi usta tiyatrocular da yer alıyor. Ahmet Yenilmez’in o davudi ses tonuyla, muhteşem oyunculuğuna diyecek bir şey yok. Onun canlandırdığı Hz. Mevlana’nın, Barsisa hikâyesini anlatmasıyla başlayan oyun, yine onun, finalde yüzümüze vura vura söylediği cümleleriyle sona eriyor. İki perdelik ve yaklaşık iki saat süren oyunda, hikâyede olduğu gibi, bir günah destanı Barsisa’nın şeytana esir düşmesi işleniyor. Hikâyeyi bilenler, elbette ki, oyunun sonunu bilerek izleyeceklerdir. Ancak bilseler de, bilmeseler de, “İçimizdeki şeytanla yüzleşmek için” mutlaka ama mutlaka Ahmet Yenilmez’in yanı sıra üniversitemiz konservatuarı mezunu, sanatçı Korel Cezayirli ve arkadaşlarının muhteşem oyunculuğunu izlemeyi tavsiye ediyorum. Oyunun hazırlanmasında üniversitemiz içinden ve dışından pek çok kişinin emeği ve desteği bulunuyor. Üniversitemizin Rektörü başından sonuna kadar bu sürece tam destek vermişti. Rektörümüz başta olmak üzere emeği olan herkese ayrı teşekkür etmek gerekiyor. Nitekim ilk gösterimine, neredeyse üniversite yönetiminin tam kadro iştirak ettiği oyunun sonunda, Rektörümüz Prof. Dr. Mustafa Şahin oyuncuları tek tek kutlarken oyunun ülke çapında sergilenmesi için üniversite olarak gerekli desteğin verileceğini de ifade etti. Rektörümüzün bu güzel konuşmasını dinliyorken, bendeniz hâlâ, final sahnesinin etkisi altındaydım. Zira Hz. Mevlana’nın ağzından Sevgili Ahmet Yenilmez, sanki gözlerimin içine baka baka şunları söylemişti. “Tanrı buyurur ki: Ey insanlar, ey inananlar, sizi kötü bir dost, tutar da kötülüğe çağırırsa, bu iş, sizin faydanızadır derse, kötü dostlar sana, sen yaşarken de bizimsin, Öldükten sonra da; biz de seniniz diye vaatte bulunursa ona inanmayın; onlar bu düzenle kendileri gibi sizi de bozmak, bozguna uğratmak, kötülemek, kötülüğe çekmek isterler; sizi pis bir hale getirdiler mi, ne dostunuz kalır artık, ne eşiniz; sizden bezerler; hani anlattığımız o Şeytan gibi: Onun derdine ortak oldu, ona dostluk gösterdi; sonunda onu tuzağa düşürünce, ondan bezdi-gitti.”
Neden sonra, Rektörümüzün sözleri kulaklarımda çınladı. Hz. Mevlana’nın diyarında, Konya’nın ve Türkiye’nin köklü üniversitelerinin başında gelen Selçuk Üniversitesi’nin Rektörü Prof. Dr. Mustafa Şahin, yanı başımızda, gözlerini hiç ayırmadan izlediği oyunun sonunda, Hz. Mevlana’nın diliyle, dostların ve düşmanların, dost görünen düşmanların, düşman gösterilen dostların, bittabi bütünüyle idraki içinde ve her zaman ki o samimi ses tonuyla: “Aynada kendimizi ve çevremizi gördük”, “Hayatın içindekileri bizlere gösterdiniz.” diyor ve oyuncuları tek tek tebrik ediyordu.
Konuşmanın sonunda sahneden inerken, iki güzel insan göz göze geldiler ve başarmış olmanın keyfiyle usulca birbirlerini selamladılar.