Yeni Milli Eğitim Şurası Öncesinde; Beşinci Yaratılış Kongresi Sonuç Bildirgesi; “Bilim Dünyası Yaratıcıyı gizliyor!”

Metin Ertem

21-23 Ekim 2021 tarihleri arasında Kütahya Dumlupınar Üniversitesi ev sahipliğinde birçok sivil toplum kuruluşu ile ortaklaşa düzenlenen “V. Bilimler Işığında Yaratılış Kongresi” yerli ve yabancı 46 farklı üniversiteden 94 bildiri ile sona erdi. (1) Bildiriler; biyolojiden psikolojiye, matematikten genetiğe, fizikten, tıp ilmine ve felsefeden edebiyata kadar farklı sahalarda konusunda uzman bilim insanlarının özveriyle hazırlayıp çevrimiçi sundukları özgün ve güncel çalışmalardan oluşmaktaydı. Sunumlara internet üzerinden, “Youtube”dan ulaşabilmek mümkündür.

Konuşmacıların vurguladıkları tema özetle; maddi ve manevi kâinat (evren) ve insan “Serseri tesadüfün” sağır tabiatın (doğanın), “Bilinçsiz sebeplerin” ve “Cansız elementlerin” eseri olamaz. Bilakis bir programın ve sonsuz ilim, sonsuz kudret ve sonsuz irade ve tercih sahibi bir programcının, bir Yaratıcının yaratmasıyla ve aralıksız gözetmesiyle ortaya çıkarılmıştır ve çıkarılmaktadır. Ve varlıklar, özellikle canlıların hayatı devam ettirilmekte ve kâinat ayakta tutulmakta ve genişletilmekte ve geliştirilmektedir.

Batılı ilim adamları bilimsel çalışmalarını “dinsiz felsefenin” ile “tabiatçı felsefenin” etkisi altında kalmaları ve tek taraflı yaklaşımlarının sonucu olarak fen ve sosyal ilimleri ele alıp değerlendirmeleri bu sonucu doğurmuştur. Bizim ülkemizde de onların eserlerinden yararlandığımız ve tercümelerinden istifade ettiğimiz için; eğitim müfredatımız özellikle biyoloji, fizik, kimya ve coğrafya, jeoloji ile uzay bilim dallarında, “tesadüf”, “tabiat (doğa)”, sebepler (elementler) yapıyor, “Evrimle” veya “kendi kendine oluyor” gibi tabir ve kelimelerin yerleşmesine neden olmuşuz. Diğer taraftan tahrif olmuş teslis (üçleme) akidesi üzerine kurulmuş Hıristiyanlık ile tahrif olmuş Yahudiliğin “tevhide” çıkıp bu kâinat tek elden çıkmış Allah’ın eseridir sonucuna varmaları oldukça zordur. Batılı bilim adamlarının büyük bir kısmı bütün bu şartlara rağmen “Kâinat ve İnsan” sonsuz bir kudretin eseridir hükmüne varabilmişlerdir. Dünyada bugün bu görüşler “YARADILIŞ” teorisi etrafında yapılanmaktadır. “Beşinci Yaradılış Kongresi” bu anlamda ülkemizin gerçeklere sahip çıkması yönünden oldukça manidardır.

Kongre sonunda sonuç bildirisi yayınlandı. Kongre Düzenleme Kurulu adına Kütahya Dumlupınar Üniversitesi Rektörü Profesör Dr. Kâzım Uysal katılan bilim adamlarını tebrik ettikten sonra ”Kongre Sonuç Bildirisi’ni” kamuoyuna duyurdu. (2)

“Sonuç Bildirisi

1-İslâm dini bilim ile çatışmaz.

“Din ayrı bilim ayrıdır” düşüncesi materyalist felsefenin ürünüdür. Bilimle din, akılla vahiy arasındaki çatışma, İslam medeniyetine ait değildir. Çünkü bilimlerin konusu, Allah’ın kudret sıfatının eseri olan Kâinat Kitabıdır. Kur’an-ı Kerim ise Allah’ın kelamıdır. (Allah’ın “Kelam” sıfatının bir eseridir.) ve kâinat kitabının tefsiridir. Bunlar arasında çelişki ve çatışma olamaz. Çünkü her iki kitapta Allah’ın kitabıdır. Çok sayıda ayet ve hadislerden anlaşıldığı üzere, İslam dini; ilme ve bilim insanına büyük önem vermektedir.

2- Bilim dünyası yaklaşık 200 yıldır materyalist felsefenin tesiri altındadır.

Materyalist felsefe; kanattaki bütün varlıkları tesadüf, sebepler ve tabiatın eseri olarak görmekte ve sadece laboratuvara giren maddeleri bilimsel veri olarak kabul etmektedir. Bu felsefi görüşte; insanın ruhu, duygu ve düşünceleri nazara alınmamaktadır. Hâlbuki kâinatın ve insanın yaradılışını anlamada sadece fen bilimleri yeterli değildir. Bunun için bütüncül düşünceye ihtiyaç vardır. Yani maddenin yanında mananın da dikkate alınarak bilimin metotları çerçevesinde yaratılış hakikatinin değerlendirilmesi gerekir.

3-Bilim, Allah’ın kâinattaki sanat eserlerini inceler.

Nobel ödülü alan Pakistanlı Fizikçi Prof. Dr. Muhammed Abdüsselam, ilimleri; “Allah’ın kâinattaki eserlerini inceleme sanatı” olarak tarif eder. Bilimler kendi dilleriyle yaratıcının varlığını ve birliğini gösterir.

Günümüz bilim camiasında genellikle kâinattan elde edilen bilgilerin takdiminde yaratıcı gizlenmekte; sebepler doğrudan işi yapan fâil olarak sunulmaktadır. Yaratılış kongrelerinde fiilde fâilin, sanatta sanatkârın, eserde ustanın nazara verilmesinin zarureti dile getirilmiştir. Bir başka ifade ile ilmi metotlarla elde edilen bilgiler; tesadüf ve sebeplerle değil, yaratılış bakış açısı ile verilmelidir. Bilim dili olarak kültür değerlerimizle uyumlu bir dil kullanılmalıdır.

4-Yaradılış külli ve umumidir.

Yaratıcı, bir varlığı belli süreçler içinde yarattığı gibi, bir anda sebepsiz olarak da yaratabilir. Sebepler çerçevesinde yaratılış; Allah’ın isimlerinin tecellisi, hikmetinin gereği ve imtihanının muktezasıdır.

5-Evrim ve yaradılış konusunda bir kavram kargaşası ve bilgi kirliliği vardır.

Herkesin evrimden anladığı ve kastettiği farklıdır. Evrim; farklı anlama gelen otuza yakın bir ve terimle ortaya konulan bir kavramdır. Bunlardan bir kısmı değişimi, her bir atoma bir ilâh gibi görev yükleyip akıl ve mantığın sınırların zorlayan farklılaşmayı ifade etmektedir. Bunlar teori değil birer kanundur. Bir türden başka bir türün tesadüfen veya kendiliğinden meydana geldiğini ifade eden “evolüsyon” ise herhangi bir delile dayanmayan felsefi bir görüştür. Bu bakımdan ”evrim” ile ilgili terminolojinin doğru anlaşılması gerekir.

6-Eğitimin bütün safhalarında eğitim materyalleri ve kitaplar, “yaratılış” bakış açısı, dil ve üslubuyla ele alınmalıdır.

Ders kitaplarında hâlâ Antik Yunan’da olduğu gibi, atom ve molekülleri ilâh seviyesine çıkaran materyalist bir eğitim sistemi hâkimdir. Her bir atoma bir ilah gibi görev yükleyip akıl ve mantığın sınırlarını zorlayan bir eğitim modeli pedagojik formasyona da uygun değildir. Eğitim materyalleri ve ders kitaplarında kâinattaki bütün varlıkların; sonsuz ilim, irade ve kudret sahibi bir Yaratıcının eseri olduğu vurgulandığında atomlardan galaksilere kadar hiçbir şeyde karışıklık ve düzensizliğin olmadığı anlaşılacaktır. Bu durumda akılların aydınlatılmasına, vicdanların tatmin edilmesine ve kalplerin de nurlandırılmasına vesile olacaktır. Bu tür eğitim alan bir genç bütün varlıklar gibi kendisinin de başıboş olmadığını, bir yaratıcısının bulunduğunu bilecek; bütün nimetleri onun gönderdiğini anlayacak, kendisinin sahipsiz olmadığının bilincine vararak her türlü sıkıntı ve üzüntüsünde yanında olan ve her şeye sözü geçen bir İlah’a sığınmanın mutluluğunu yaşayacaktır. Gençlerimizi taassuptan ve inançsızlığa sürükleyen şüphelerden kurtarmanın yolu, yaratılış bakış açısıyla yapılan eğitime bağlıdır. Kâinattaki varlıkların yapılarını ve mükemmelliklerini ortaya koyan kitap, makale ve belgesellerde evrimci bakış açısı yerine kadim medeniyetimize uygun mana ve dilin kullanılması gerekmektedir.

7-Bilimler Işığında Yaratılış Kongreleri’ndeki bildirilerden teşkil edilen kitaplar, gençlerin eğitiminde hayati bir öneme sahiptir.

Günümüzde gittikçe artan Darwinizm, Sekülerizm ve Deizm gibi düşüncelerin genç kuşaklarda sebep olduğu şüphelerin giderilmesinde bu kongrelerde sunulan bildirilerin önemli tesiri görülmüştür. Önceki kongrelerdeki bildirilerden bazıları, ortaöğretim seviyesinde hazırlanarak, “Bilimlerin Dilinden” ve “Popüler Bilim Serisi” kitapları şeklinde öğrencilerin istifadesine sunulmuştur. Bu tür çalışmaların devam ettirilmesine karar verilmiştir.

8-Kongre sonrasında yaratılışla alakalı panel ve konferansların devam ettirilmesi uygun görülmüştür.

9-Kongre sonuç bildirgesi ve raporların ilgili makam kuruluş ve kurumlara dağıtımı kararlaştırılmıştır.

10-Daha önceki kongrelerde alınan kararlar doğrultusunda Bilimler Işığında Yaratılış Kongreleri’nin her yıl yapılması tavsiye edilmiştir.

Bu ve benzeri kongreler hem iman değerlerimizin geliştirilip korunması, hem milli ve manevi moral değerlerimize sahip çıkılması, hem yeni nesillerimizin çelişkiye düşürülmemesi için gayet önemlidir. Diğer yandan Milli Eğitim müfredatımızdaki çelişkilerin giderilmesi açısından önem arz etmektedir. Bilim dünyasının şüphelerden kurtulup sonsuz kudret, sonsuz ilim ve sonsuz irade sahibi bir yaratıcıyı bulması çok önemlidir. İlim dünyasının ve gençlerimizin vicdanen aklen ve ilmen rahatlatılması temin edilmiş olacaktır. Böylelikle İnsaniyetin iman konusunda kaoslardan kurtarılması mümkün olacaktır. İnşallah.

Kanaklar

1)- Kütahya Dumlupınar Ünivesitesi , Web Sayfası.

2)-Risale Haber, Web Sayfası.

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,çok uzun ve ilgili içerikle alakasız,
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.