Bildiğimiz bir şey yok. Biz de sosyal medyadan, kulislere yansıyan söylentilerden, dost meclislerinde kulaktan kulağa fısıldanan “dedikodu” lardan ne biliyor ne duyuyorsak onun üzerine yorum yapıyoruz. Yani biz başkalarının yalancısıyız. “Benden duymuş olmayın” ama güya AKP’nin bazı ileri gelenleri yeni bir parti kuracakmış. Hem de öyle böyle değil, güçlü (!) bir oluşummuş dediklerine göre. Ali Babacan ve Bülent Arınç başı çekiyormuş. Abdullah Gül de gizli destek veriyormuş. Bu, bilinçli olarak algı oluşturmak isteyenlerin yalanları da olabilir. Yapmadıkları şeyler de değildir.
2002’den beri her girdiği seçimde halkın teveccühüne mazhar olan AKP, kişisel hırsların öne çıktığı bir oluşum olmanın ötesinde bir sevdanın, bir davanın adıdır. AKP’ye güç verenler de daha iyisini bulana kadar desteklerini sürdürecektir. Bu kutlu yürüyüşü kim akamete uğratırsa millet nezdinde cevabını alacağını da biliyordur. Adı geçen zevatın böyle bir gaflete düşmeyecek kadar vatan sever ve akıllı olduğu, en azından öyle sanıldığı bilinen bir gerçek. Geçmişte de bazı siyasi partilerde benzeri bölünmelere sebebiyet verenlerin akibetlerini (bizlerden daha çok) siyasetin içinde oldukları için onlar bilirler. Bile-bile lades diyeceklerse de onların bileceğidir.
Bazı konular vardır ki, “Şüyûu vukûundan beter” olur. Bu da öyle bir konudur. Bülent Arınç’ın zaman-zaman zamansız ve lüzumsuz çıkışları da olmadı değil. Bu eksantirik çıkışlarda neyi amaçlamaktadır, zaman gösterecek. Bakıyorsunuz ağzının suyu akanların hevesleri kursaklarında kalır mı, neden olmasın. Başka türlü AKP ile baş edemeyenler koro halinde dua seansları yaparlarsa hiç şaşmamak gerek. Hatta Feto’ya da beddua siparişi verebilirler.
“Yürüyen ata kamçı vurulmaz.” Ayrıca dere geçerken de at değiştirilmez. Ülkemizin istikrarına mugayir yapılacak her hareket mahşeri vicdanlarda karşılığını bulacaktır. Adı geçen zevat ülkemizin kaderinde rol almış önemli kişilerdir. Kendilerine verilen makamlarla yeteri kadar taltif edilmişlerdir. Mesela Sayın Abdullah Gül bir vatandaşın çıkabileceği en yüksek mertebeye çıkmıştır. Bu onur bir insana yeter de artar bile. Hatta böyle bir onur yedi sülalesini ihya edebilir. Şimdi dönüp tekrar siyasetle meşgul olursa “Attan inip eşeğe bindi” demezler mi? Kimse demese bile ben derim, kusura bakmayın.
Hırslı olmak ve tamahkarlık insanların aklını kullanmasını engeller. Allah insanlara akıllarını aksesuar olarak vermedi. Kaliteli ve karakterli insanlar da birlikte yola çıktıkları arkadaşlarını satmazlar. Umarım meramımızı anlatabildik. Bu konuda Cenap Şehabettin ne demiş, bir de ona bakalım isterseniz:
“Menfaat sandalyeye benzer. Üstüne çıkarsan yücelirsin, başının üstüne koyarsan alçalırsın.”
Anlaşılmayan bir şey var mı?